“Sözlerin bittiği yerde, müzik başlar.” demiş Alman Şair Heinrich Heine. Sözcüklerle anlatamadığımız duyguları müzikle anlatabiliriz. Hatta bazı duyguların sözlerde karşılığı yoktur ama müzikte vardır. Moonlight Sonata’nın hikayesini hepimiz biliriz. Dinlediğimizde biz bile ayı tekrar tekrar keşfederiz.
Binlerce yıl önce Anadolu’da yaşamış Frigler de tıpkı birçok medeniyet gibi müzik yapmaktan hoşlanırlardı. Ancak bir farkla… Onlar yepyeni bir müzik aleti olan syrinks’i yani panflütü keşfetmişlerdi. Frig efsanesine göre, vahşi doğanın tanrısı Pan, Syrinks adlı bir periye aşık oldu ve kızı kovaladı. Syrinks, pek bir çirkin bulduğu tanrıdan kurtulmak için tanrılara yalvarınca, gölün kenarında aniden bir su kamışına dönüşüverdi. Sevdiği kadını kaybetmenin acısı ile tanrı Pan, bu göl kenarındaki yedi kamışı koparıp, sevgilisinin adını verdiği panflütü icat etti. Bir daha da bu flütü elinden düşüremez oldu.
Mitolojideki ünlü müzik yarışmalarının tam olarak Frigya’da, hem de Frig kralı Midas’ın jüriliğinde gerçekleşmiş olmasına pek şaşırmamak gerekir. Efsane bu ya, çok iyi bir panflüt müzisyeni olan Marsyas, müzik tanrısı Apollon‘a bu topraklarda meydan okudu. Bu yüzden bir düello yapmaya karar verdiler ve jüri olarak Midas’ın da dahil olduğu üç kişilik bir heyet seçtiler. Performansları dinleyen Midas, Marsyas’ın panflütüyle yaptığı müziği, Apollon’un liri ile yaptığı müzikten daha çok beğendi. Ancak yenilmeyi göze alamayan Apollon, yeni bir öneri attı: müzik aletini tersten daha iyi çalabilen yarışmayı kazanacaktı. Apollon liri ters çevirince çalabildi ama Marsyas, panflütü ters çevirince enstrümanı işlevsiz kaldı. Böylece yarışmayı Apollon kazandı. Aşağılanmanın öfkesi ile tanrı Apollon, Marsyas’ı bir ağaca bağlayıp derisini diri diri yüzdü. Midas’ı da unutmadı tabi… Kötü müzik zevkinden dolayı kralın kulaklarını eşek kulağına çeviriverdi. Eşek kulaklı kral Midas hikayesi de işte böyle başladı.
Efsaneler bir yana, Friglerin zil, çalpara ve davul eşliğinde coşkulu müziklerle raks ettikleri antik kaynaklarda belirtilmektedir. Latin şairlere göre, Frig müziği yüksek volümlü ve gürültülüdür. Ünlü filozof Platon ise, Frig müziğini İdeal Devleti’ne uygun görür ve “Bütün enstrümanlar içinde en çeşitli sesleri çıkarabilen müzik aletinin flüt” olduğunu belirtir yine de Apollon’un tarafını tutmadan edemez. Bu yüzden Marsyas’ın panflütünü ideal devletinde yasaklar. Öte yandan, diğer ünlü düşünür Aristotales, insanları kendinden geçirdiği için gençleri olumsuz etkileyebileceği gerekçesiyle Frig müziğinden uzak durmaları gerektiğini öğütler. Kısacası ünlü düşünürler bile Frig müziğinin gücünden korkarlar işte…
Bugün Frig Gamı olarak bilinen nota sıralaması bize Antik Friglerden mirastır. Yıllarca Frig Gamı, Anadolu’nun türkülerinde “Muhayyer Kürdi makamı” adı altında hala yaşamıştır. Pek çok Yunus Emre ilahisinde, Frigyen modunun örnekleri gözlemlenmiştir.
Frigler hakkında tarihin derinliklerine gömülmüş bir sürü şey vardır ama onların coşkulu varlığı, müzikleriyle birlikte günümüze ulaşmış, bizim türkülerimizde harmanlanmış ve binlerce yıl önceden çağıldayarak seslerini duyurmuşlardır. Kıssadan hisse, Friglerin sözleri tükenmiş ama müziği hep var olmuştur.