Odysseia On Dokuzuncu Bölüm Özet – Odysseus ve Telemakhos, taliplere nasıl saldıracaklarını planlar. Penelope, Odysseus’u çağırır ve onunla konuşur. Yarın bir yarışma düzenleyeceğini ve kazananla evleneceğini belirtir. Dadı Eurykleia, Odysseus’un ayaklarını yıkarken, yarasından onu tanır.
Odysseus, Telemakhos’a silahları hazine odasına götürmesini söyler. Eğer biri sorarsa, silahların paslandığını ve sarhoşken kavgaya tutuşup kullanmalarını engellemek için kaldırdığını söylemesini ister. Telemakhos, dadı Eurykleia’yı çağırır. Kendisi silahları götürürken, kadınları odalarında oyalamasını rica eder. Eurykleia, çocuğun, evine ve mallarına sahip çıkmanın bir yolunu bulmasını diler. Ona silahları taşırken hizmetçilerin ışık tutabileceğini belirtir. Telemakhos ise dilenci adamın hiç iş yapmadan ekmek yediğini, bu yüzden kendisine yardım edebileceğini söyler. Böylece dadı yukarı çıkar. Odysseus ile Telemakhos, hemen işe koyulur. Athena, yanlarında durur ve onlara altın bir kandil tutarak aydınlatır. İş bittikten sonra Odysseus, Telemakhos’u yatmaya gönderir.
Sofada tek başına kalır. Hemen sonra Penelope, kadınlar katından iki hizmetçisi ile yanına gelir. İkmalios’un yaptığı fil dişi bir taht getirirler, Penelope tahta oturur. Hizmetçileri, taliplerin arkasında bıraktığı ekmekleri ve şarap taslarını toplarlar. Bu esnada Melantho, Odysseus’a ikinci kez çıkışır. Burada kalıp kadınları tedirgin etmektedir, bu yüzden kafasına yanmış odun parçası fırlatmak ile tehdit eder. Odysseus, yoksulluk yüzünden dilendiğini söyler. Varlıklı biriyken dilenenlere bol keseden verdiğini anlatır. Ama Zeus, her şeyi alt üst etmiştir. Hizmetçi kadına, bir gün, güzelliğinin yok olacağını söyler. Ayrıca, belki, bir gün, Odysseus dönecektir ya da oğlu Telemakhos olanların farkında olduğundan onu cezalandıracaktır.
Penelope, hemen hizmetçi kızı azarlar, yaptığı her şeyden haberdar olduğunu belirtir. İhanetini bir gün başıyla ödeyecektir. Kahya Eurynome‘a seslenir ve yabancı için koltuk hazırlamasını ister. Kahya denileni yapınca, Odysseus koltuğuna oturur. Penelope, yabancıya nereli olduğunu ve İthake’ye nasıl geldiğini sorar.
Odysseus, ne isterse sormasını ama memleketini sormamasını ister. Geçmişini hatırladığında üzüldüğünü belirtir.
Penelope, kocası İlyon’a yola çıktığından beri, ölümsüzler güzelliğini yok etmiştir. Kocasının dönmesini diler. Onun yokluğunda, Dulikhion’dan, Same’den, Zanhythos’tan ve İthake’den bir sürü adam talip olarak gelmiştir. Malları bu adamlar sömürür ve Penelope kocasını özleye özleye acı çekmektedir. İlk önce, Laertes’e kefen olarak bir bez dokuyacağını, sonra taliplerden birini seçeceğini söylemiştir. Ancak her gün diktiği bezi, her akşam söker ve üç sene talipleri oyalar. Bir gün bir hizmetçi, taliplere sırrını duyurunca, yakalanır. Penelope’un aklına talipleri oyalamak için başka bir fikir gelmemiştir. Annesi ve babası da evlenmesi için baskı yapmaktadır. Oğlu Telemakhos, malını mülkünü sömüren taliplere çok sinirlidir. Kendi hikayesini bitirince, Odysseus’a yine nereli olduğunu sorar.
Odysseus, kadının soyunu sopunu araştırmaktan vazgeçmeyeceğini anlar. Girit’ten gelmektedir. Burada Akhalar, Dorlar, Eteokretler, Kydonlar ve Pelasglar birlikte yaşamaktadır. Adada doksan kent vardır. Kral Minos’un yönettiği Knossos, memleketidir. Minos’un oğlu Deukalion’dur. Onun da İdomeneus ve Aithon isimli iki oğlu olmuştur. Aithon, kendisidir. İdomeneus, İlyon’a savaşmaya gittikten on gün sonra, Troya’ya giden Odysseus, Maleia Burnunu geçerken, yeller tarafından Girit’e sürüklenmiştir. Eileithuie Mağarası’nın bulunduğu Amnisos’daki koya güç bela girmeyi başarmıştır. Odysseus’u almış ve evinde on iki gün konuk etmiştir. Yeller dinince, Odysseus yola çıkmıştır.
Penelope, yabancıyı dinlerken gözyaşı döker. Odysseus’un da yüreği parçalanır ama bozuntuya vermez. Penelope, yabancıyı sınamak için kocasının ne giydiğini ve arkadaşlarının kimler olduğunu sorar.
Odysseus, onu yirmi yıl önce gördüğünü belirtir. Ancak hatırladığı kadarıyla, erguvan rengi kaftanı vardır. Kaftanı, üzerinde köpek ve geyikli nakışlarının olduğu bir toka ile bağlamıştır. İncecik bir gömleği vardır. Kadınlar ona hayran kalmıştır. Odysseus’un bu giysileri yurdundan mı getirdiğini yoksa birinden hediye mi aldığını bilemez. Ama dostları ve sevenlerinin çok olduğu kesindir. Odysseus’a kılıç, kaftan ve entari hediye etmiştir. Yanında, esmer tenli, kıvırcık, Eurybates isimli bir habercisi vardır. Bu adam Odysseus’un en saydığı adamıdır.
Penelope bunları duyunca, yabancının dediklerine inanır, içinde hiç kuşku kalmaz. Bu kıyafetleri hazine odasından kendisi çıkarıp, kocasına vermiştir. Artık yabancı, kendisi için değerli bir dosttur.
Odysseus, kocası için ağlamamasını tembih eder. Thesprotların ülkesindeyken, onun sağ olduğunu öğrenmiştir ve değerli mallarını görmüştür. Thrinakie Adası’ndan dönerken Güneş ve Zeus’u kızdırdıkları için, arkadaşlarının hepsini yitirmiştir. Çünkü Güneş’in sığırlarını öldürmüşlerdir. Arkadaşları da fırtınada ölmüştür. Odysseus, Phaiakların toprağına gitmiştir. Phaiaklar onu misafir etmiştir ve bir sürü armağan vermiştir. Odysseus, Dodone’deki meşeden, Zeus’un buyruğunu öğrenmek için yola çıkmıştır. Nasıl memleketine döneceğini, döndüğünde direk ortaya mı çıkmalı yoksa saklanması mı gerektiğini öğrenmek istemektedir. Bütün bunları kendisine Thesprotların kralı Pheidon anlatmıştır. Odysseus, Pheidon’un krallığına dönmeden, kendisi buraya gelmiştir ama Odysseus’un da bu ay içerisinde, memleketine döneceği kesindir.
Penelope, dedikleri gerçekleşirse ona armağanlar vereceğini ama bunlara artık inanmadığını söyler. Hizmetçilerine, yabancıyı yıkamalarını ve döşek kurmalarını emreder. Odysseus, artık temiz yerde yatmak istemediğini belirtir ama yaşlı birinin ayaklarını yıkamasına izin vereceğini söyler.
Penelope, adamın davranışlarına şaşırır ve dadı Eurykleia’yı adamın ayaklarını yıkaması için çağırır. Kocakarı Eurykleia, Odysseus’un Zeus’a onca sunular yapmasına rağmen, tanrının gazabına uğradığını söyleyerek ağlar. Belki onu da tıpkı bu yabancı gibi, başkalarının konağında horlamaktadırlar. Yabancının ayaklarını Penelope’nin hatırı için yıkayacaktır elbette ama, bu adam Odysseus’a çok benzediği için de yıkamak istediğini belirtir.
Odysseus, kendisini görenlerin Odysseus’a benzettiğini doğrular. Dadı gider bir leğen getirir ve içinde suyu hazırlar. O esnada, Odysseus’un içine korku düşer. Odysseus, henüz küçük bir çocukken, annesinin babası Autolykos’u ziyarete gitmiştir. Tanrı Hermeias, Autolykos’u hırsızlık ve yalan yere yeminde üstün kılmıştır. Autolykos, torununu görmek için İthake’ye geldiğinde, Eurykleia, çocuğu dedesine uzatmış ve ona bir ad koymasını istemiştir. Buna karşılık Autolykos, buraya gelirken çok kötülük gördüğü için, çocuğa Odysseus yani Çileli adını vermeyi uygun bulmuştur. Büyüyüp, çocuk olduğunda, Pernasos’a, yanına göndermelerini istemiş ve torununa hediyeler vereceğini belirtmiştir. Odysseus, büyüyünce armağanları almak için dedesinin yanına gitmiştir.
Autolykos ve oğulları, Odysseus’u karşılamıştır. Anneannesi Amphithee, torununu sevgiyle kucaklamıştır. Hemen bir boğa kurban edip, şölen yapmışlardır. Ertesi gün, birlikte ava çıkmışlar, yanlarına Odysseus’u da almışlardır. Odysseus, Parneos Dağı’nın dik yamaçlarını tırmanmış, ve gün ışığı girmeyen ormanlara dalmıştır. Karşılarına yaban domuzu çıkınca, köpekler çevresini hemen sarmıştır. Odysseus, herkesten önce hayvana atılmış ama domuz ondan önce davranarak, Odysseus’un bacağından kocaman bir et koparmıştır. Odysseus ardından kargısı ile hayvanı öldürmüştür. Autolykos’un oğulları, Odysseus’un yarasını sarmışlar ve iyileştirmişler. Sonra, yüklü armağanlar ile Odysseus’u İthake’ye uğurlamışlardır.
Odysseus, bu yarayı görüp, Eurykleia’nın kendisini tanımasından endişelenir. Gerçekten de kadın bacağı eline alıp yarayı görünce, karşısındakinin Odysseus olduğunu anlar ve Penelope’ye söylemek ister. Ancak Athena, Penelope’nin dikkatini başka yere çekmiştir. Odysseus, hemen kadının boğazına yapışır ve sesini kısmasını emreder. Talipleri alt edip, sadakatsiz kadınları öldüreceği vakit, dadısı olduğuna bakmadan onu da öldüreceğini söyleyerek tehdit eder.
Dadı Eurykleia, taş gibi katı olacağını belirtir. Talipleri alt ettikten sonra saygısız ve sadık kadınları, bir bir sayacağını ekler. Odysseus, bu kadınları bildiğini, bu yüzden ağzını sıkı tutması gerektiğini söyler.
Dadı gider tekrar su getirir ve Odysseus’un ayaklarını yıkar. Sonra yara izini çaputlar ile örter. Penelope, Odysseus’a yatma vaktinin geldiğini haber verir ama uyumadan önce ona bir soru daha sormak ister. Tıpkı Papadereos’un kızı, yeşillik bülbülü, Kral Zethos’un ve kendi oğlu İtylos’u çıldırarak öldürdüğü için nasıl ötüyorsa, yüreği de öyle ötmektedir. Oğluna ve mallarına sahip çıkmalı ve halkının sesine kulak mı vermelidir? Yoksa, en çok armağan veren taliple evlenmeli midir? Oğlu küçükken evlilik yapması doğru değildir ama artık oğlu büyümüştür. Bizzat oğlu, annesinin evlenmesini ister hatta. Çünkü taliplerin mallarını tüketmesine üzülmektedir. Sonra gördüğü bir düşü anlatmaya başlar. Bahçede kazları vardır ve onları seyrederken, bir kartal gelip hepsini öldürür. Kazları için ağlarken, kartal ikinci kez gelir, çatıya konar ve kendisine hitap ederek, kazların talipleri olduğunu, kendisinin ise Odysseus olduğunu söyler. Penelope sonra düşünden uyanır ve hemen sofaya bakar ancak talipler hala yerindedir.
Odysseus, bunu düşünde söyleyen kocası ise, taliplerin hepsinin öleceğinin kesin olduğunu dile getirir.
Penelope, iki tip düş olduğunu söyler. Biri fildişi kapıdan, öteki cilalı boynuz kapısından gelir. Fildişi kapısından gelenler boştur, cilalı kapıdan gelenler ise geleceği bildirirler. Rüyasının, cilalı kapıdan geldiğine inanmaz. Yarın bir yarışma düzenleyeceğini söyler. Kocası, bir zamanlar, on iki baltayı dizip, okunu hepsinin arasından geçirdiği bir oyun oynarmış. İşte bu oyunu düzenleyeceğini ve başarılı olan talip ile evleneceğini duyurur.
Odysseus, bu yarışmayı düzenlemesini öğütler ama daha ilk talip belki yayı geremeden Odysseus gelecektir.
Penelope, söylediklerinin onu büyülediğini belirtir. Ancak yatma vakti gelmiştir. Penelope hizmetçileri ile üst kata çıkar ve kocası için uyuyana kadar ağlar.
Bir önceki bölüm için tıklayınız.
Bir sonraki bölüm için tıklayınız.