Argonotlar Seferi: Karadeniz’i Keşif

Mitolojik Hikayeler Argonotlar
Share the article 👇

Rodoslu Apollonios Kimdir?

Argonotlar Seferi, Yunan Mitolojisi’ndeki ünlü öykülerden biridir. Rodoslu Apollonios’un Arganautika isimli kitabı, seferi bütün detayları ile anlatır. Rodoslu Apollonios, İskenderiye’de doğmuştur ve Kalimakhos’un öğrencisidir. İskenderiye Kütüphanesi‘ne bir dönem yöneticilik yapan ünlü şair, çağdaşlarının edebiyat konusundaki fikirleriyle zıt düşmüştür. Onlara göre, Homeros‘un uzun ve lirik tarzı bayağıdır. Tam aksini savunan Rodoslu Apollonios, meslektaşlarının eleştirilerine yenik düşerek, İskenderiye’yi terk etmiş ve Rodos’a yerleşmiştir. Burada, Homeros tarzında lirik şiirler yazarak, halka açık meydanlarda okumuş ve büyük bir şöhret kazanmıştır. Eserlerinin çoğu günümüze ulaşamasa da Argonautika, tam metin olarak nesilden nesile aktarılmıştır.

Argonotlar Seferi Öncesinde Neler Olmuştur?

Yunanistan’da Iolkos ülkesinin kralı Kretheus, Tyro ile evlenir ve Aison isimli bir oğulları olur. Kretheus ile evlenmeden çok önce, Tyro, Enipeus Nehrine aşık olmuştur. Nehrin akışı boyunca gezintiye çıktığı esnada, kadına göz koymuş Poseidon, Enipeus Nehrinin kılığına girerek Tyro ile beraber olur. Bu birliktelikten Neleus ve Pelias isimli iki oğlu olur. Yıllar sonra, Kretheus ölünce, oğlu Aison tahtın varisi olmasına rağmen, üvey kardeşi Pelias tahtı gasp eder.

Aison, Alkimede ile evlenmiş ve Jason isimli bir oğlu olmuştur. Üvey kardeşi Pelias tahtı gasp edince, Jason’a zarar vermesinden endişe ederek, onu ünlü kahraman eğiticisi Kheiron‘un yanına gönderir. Jason, kentor Kheiron’un yanında eğitim görerek büyür. Pelias, Aison’ı yakalar ve onu zindana atar.

Yıllar sonra, kral Pelias bir şölen verir ama şölen esnasında Hera‘yı onurlandırmaz. Pelias’ın saygısızlığına çok öfkelenen Hera, onun devrilmesi için Jason’a destek olacaktır. Bir gün kahinler, Pelias’a tek sandaletli biri tarafından öldürüleceğini haber verirler. Kehanetin üzerinden çok geçmeden, Jason hakkı olan tahtı geri almak için yola koyulur. Kentin yakınlarında bir derenin üzerinden geçerken, yaşlı kadın kılığına girmiş Hera’yı fark eder ve ona yardım ederken, sandaletinin tekini akıntıya kaptırır. Böylece, tek sandaletiyle Iolkos sarayına varır ve Pelias’ın huzuruna çıkar. Kral, adamın tek sandaletinin olmadığını fark edince, kehaneti hatırlar ve korkuya kapılır. Jason hakkı olan tahtı talep edince, Pelias’ın aklına harika bir fikir gelir. Jason’a, yıllar önce Gürcistan’daki Kolkhis ülkesine götürülmüş Altın Postu geri getirirse, tahtını ona vereceğine söz verir. Böylece, Jason’ı uzun ve tehlikeli bir deniz yolculuğuna göndererek, dönemeyeceğine emin olur.

Argonotlar Öyküsünden Bir Sahne, Jacopo del Sellaio (İtayla, Floransa 1441/42–1493)
Argonotlar Öyküsünden Bir Sahne, Jacopo del Sellaio (İtayla, Floransa 1441/42–1493)

Argo Gemisi Nasıl Yapıldı?

Jason, Kolkhis’e yolculuğun uzun ve zahmetli olacağının farkındadır. Yani, güçlü ve hızlı bir gemiye ihtiyacı olduğunu bilmektedir. Böylece en becerikli ve ünlü gemi yapımcısı Argos’tan yardım ister.

Efsaneye göre Argo gemisiAthena’nın yardımı ile inşa edilmiştir, bazı kaynaklara göre ise Argo denize açılan ilk gemidir. Bazı efsanelere göre gemi pruvasında kutsal Dodona ormanından konuşabilen ve kehanetlerde bulunabilen büyülü bir ahşap parçası bulunmaktadır. Dodona, antik Yunanda kehanetle bağdaştırılan kutsal bir bölgedir ve Delphi kahinleri kadar Dodona kahinleri de antik dönemde ünlüdür. Böyle bir bölgeden odun kullanmanın gemiye mistik güçler kazandırdığı anlatılagelir.

Gemiye, Argo adının konulmasının iki sebebi olduğu söylenir; ya Argos isimli usta tarafından yapıldığı için ya da argos Yunanca’da “hızlı” anlamına geldiği için.

Jason, kentor Kheiron’un yanında yetiştiği için çocukluğu Teselya bölgesindeki Pelion Dağı’nda geçmiştir. Argo’nun yapımcısı Argos da Pelion’da yaşamaktadır ve gemiyi orada inşa eder.

Gemi hazır olduğunda, Yunanistan’ın dört bir yanına, sefere katılmaları için kahramanları davet etmek üzere haber salar. Böylece, Yunanistan’ın en cesur ve ünlü adamları, Jason’a katılmak üzere gelirler. Bunların arasında, çocukları Troya Savaşı’na katılacak olan nice isimler vardır.

Yola çıkmadan önce Jason, bir lider seçmeleri için ekibe öneride bulunur. Kahramanlar Herakles’i önerir ama Herakles, liderin Jason olması konusunda ısrar eder. Böylece, Argonotlar Seferi’nin lideri Jason seçilir.

Argo Gemisi denize açıldığında, Jason’ın annesi Alkimede ağıtlar yakar; Kheiron ise onları uğurlamaya gelir. Argo mürettebatında yer alan Peleus’un karısı Thetis ve henüz bir bebek olan oğlu Akhilleus da..

Daha sonraları Argo gemisiyle yol aldıkları için Argonotlar olarak bilinecekler ve Argonotlar Seferi adıyla mitolojik öykülere konu olacaklardır.

Adım Adım Argonotlar Seferi

1. Durak: Lemnos Adası

Argonotlar ilk olarak Limni Adasında dururlar. Limni Adasında kadınlar Tanrıça Afrodit’e yeterince tapınmadıkları için, kötü vücut kokuları ile cezalandırılmışlardır. Bu kokudan tiksinen kocaları, Trakya’dan yeni eşler getirmiştir. Ancak Limnos’lu kadınlar kocalarının ihanetine çok kızmış ve topunu öldürmüştür. Sadece Kral Thoas, kızı Hypsipyle ona acıdığı için bir sandığa konularak denize atılmış ve kurtulmuştur. Thoas’ı balıkçılar kurtarmış ve Oione Adası’na götürmüşlerdir. Adayı daha sonra Thoas’ın Oione nymphesinden olma oğlu Sikonos yönetmiş ve adaya kendi adını vermiştir.

Argonotların geldiğini duyan kadınlar, işledikleri cinayetin öğrenilmesinden korkarlar. Ancak Hypsipyle’nin süt annesi adamların adayı istila etmesinden daha korkunç olan şeyin kadınların eşsiz ve çocuksuz ölecek olduğunu söyler. Buna katılan Limni kadınları, Argonotları adaya davet ederler.

Hypsipyle, Jason’a erkekleri öldürdüklerine değinmeden durumu anlatır ve adada kalabileceklerini belirtir. Afrodit, kocası Hephaistos’un hatırına, erkeklerin gönlünü arzu ile doldurur. Jason, Hypsiple’nin sarayına, Argonotlar ise kentteki diğer evlere dağılır. Herakles hariç… Bunun üzerine yola çıkış tarihi sık sık ertelenir. Herakles, erkekleri ayırıp ağır konuşur ve yola koyulmak için baskı yapar. Böylece kadınların ağlaşmaları arasında tekrar yola çıkarlar.

Gitmeden önce Hypsipyle, dönerse tacını Jason’a vereceğini söyler. Jason ise eğer oğlu olursa onu Iolkos’a göndermesini ister.

Romalı Yazar Ovidius’un Heroides isimli kitabında, Hypsipyle Jason’a bir mektup yazar. Bu acıklı mektubu okumak için tıklayınız.

Jason ve Kraliçe Hypsipyle Lemnoslu kadınlarla birlikte,Piero Di Cosimo
Jason ve Kraliçe Hypsipyle Lemnoslu kadınlarla birlikte,Piero Di Cosimo

2. Durak Semadirek Adası

Semadirek Adası, gizemli törenlerin yapıldığı bir yerdir. Argonotlar, bu törenlere katılırlar ama törenlerin içeriği hakkında bilgi verilmez.

Adada bulundukları süre zarfında, tanrıların soğuk denizlerde güvenli yol almalarını sağlayacak gizli kararlarını öğrenirler.

Apollonios, adanın titan Atlas’ın kızı yedi Peliades (Ülker yıldızları) ten olan Elektra’nın adası olduğunu anlatır. Elektra’nın Zeus ile birleşiminden Dardanos ve Iaison adında iki oğlu olur. Dardanos daha sonra bu adadan açılarak Çanakkale’ye gidecek ve oraya kendi adını vererek, Troya Hanedanını kuracaktır.

Semadirekten sonra Hellespontos yani Çanakkale Boğazından geçerek yola devam ederler.

3. Durak Kyzikos

Argonotların diğer durağı, Marmara Denizindeki (Propontos — Karadeniz öncesindeki deniz) Ayılar Dağı Adasıdır. Adada iki tane yerli halk vardır. Biri Topraktan Doğanlar olarak bilinen altı kollu, küstah ve vahşi bir halktır. Ovada yaşayan diler halk ise Dolion olarak anılır ve kralları Cyzicus (Kyzikos)’tur. Aieias ve tanrısal Eusoros’un kızı Ainete’nin oğludur. Dolionların soyu Poseiodon’dan olduğu için Topraktan Doğanlar onlara zarar vermezler. Cyzicus, maceralarını ve soylarını öğrenince Argonotları dostça karşılar ve şölen verir. Cyzicus, yeni evlenmiştir. Tıpkı Jason gibi sakalları yeni bitmiştir.

Daha sonra deniz yollarına bakmak için kahramanlar tepeye tırmanır ama Topraktan Doğanlarla aralarında bir arbede çıkar. Kahramanlar, dövüş esnasında topraktan doğanların hepsini yok eder. Ardından tekrar yola koyulurlar.

Ancak gece çökünce çıkan fırtına onları adaya geri sürükler. Kahramanların hiçbiri aynı adaya geldiklerini anlamazlar. Dolionlar ise, savaşçı halk olan Makrianların saldırdığını zannederler. Böylece Argonotlarla Dolionlar savaşa zifiri karanlıkta savaşa girişirler. Jason, bilmeden kral Cyzicus’u öldürür. Ertesi sabah iki taraf geri döndürülemez hatalarını fark ederler. Cyzicus için yas tutar ve cenaze töreni düzenlerler. Cyzicus’un eşi, kocasının ölümü üzerine kendini asarak intihar eder.

5. Durak: Mysia ve Herakles’in Ayrılışı

Argonotlar, Cyzicus’un cenaze töreninden sonra günlerce fırtınadan dolayı yola açılamadılar. Bir gün Mopsos nöbetteyken, bir yalıkuşu ona konuşarak kehaneti söyler. Jason, Zeus’un annesi ana tanrıça Rhea’yı çok kızdırmıştır. Rhea bu bölgenin önemli bir tanrıçasıdır. Bunun üzerine Rhea için adaklar adar ve sunaklar yaparlar.

Ardından fırtına diner ve yola koyulurlar. Ancak yine bir fırtına sonrasında Mysia’ya varırlar. Mysia Bursa sahilleridir. Buradaki halk tarafından dostça karşılanırlar. Oradayken Herakles’in yol arkadaşı Hylas, Herakles’e sofra kurmak için tunç sürahi ile kutsal pınara gider. Ancak o pınarın perisi, Hylas’a aşık olur ve onu kaçırır. Hylas’ın bağırışlarını Polyphemos duyar ve durumu Herakles’e haber verir. Bunun üzerine Polyphemos ile Herakles, Hylas’ı aramaya başlarlar.

Olan bitenden habersiz diğer Argonotlar yola çıkar ve bir süre sonra üç yoldaşın kayıp olduğunu fark ederler. Telamon, sessiz sedasız duran Jason’a bağırır ve onu Herakles’in gölgesinde kaldığından, bilerek Herakles’i arkada bırakmakla suçlar. Araya poyraz rüzgarı Boreas’ın oğulları girer. Böylece tayfa ikiye ayrılır: geri dönmek ya da yola devam etmek isteyenler.

Bu tartışmayı, bir deniz tanrısı olan Glaucus el atar. Yola devam etmelerinin Zeus’un isteği olduğunu belirtir. Herakles dönmeli ve görevlerini tamamlamalıdır. Polyphemos, Mysia’da bir ülke kuracaktır ve Hylas, çoktan peri ile evlenmiştir.

Daha sonraları Herakles, Boreas’ın oğullarının geri dönmek istemediklerini öğrenir ve Iolkos tahtını gasp eden Pelias’ın cenazesinden dönen kardeşleri öldürür.

Theokritos’un Hylas isimli şiirini inceleyebilirsiniz.

Hylas ve periler, John Wiliam Waterhouse
Hylas ve periler, John Wiliam Waterhouse

6. Durak: Kral Amykos ve Berberykos

Amykos, Poseidon ile BithynialI nymphe Melia’nın çocuğudur ve Bebrykosların kralıdır. Ülkesine kim gelirse gelsin onunla yumruk dövüşüne girmeden ülkesinden ayrılmasına izin vermez. Bu şekilde birçok kişiyi katletmiştir.

Argonotlar, Amykos’un ülkesine yanaştığında aralarından en yiğit savaşçıyı seçmelerini ve kendisi ile dövüşmesini ister. Bir boksör olarak tanına Polydeukes bu duruma herkesten çok kızar ve gönüllü olur.

Polydeukes (Pollux) ve Kastor ikiz kardeşlerdir; Helen’in erkek kardeşleri ve Zeus ile Leda’nın oğullarıdır.

Ellerine derileri sararak dövüşe başlarlar. Dövüş esnasında Polydeukes’in yıldıza, Amykos’un ise Gaia’nın doğurduğu canavarlara benzer. Dövüş bir süre berabere devam eder ancak en sonunda Polydeukes, galip gelerek Kral Amykos’u öldürür. Bunun üzerine kralları ölen Bebrykoslar, Argonotlara saldırırlar. Ancak Argonotlar tarafından def edilirler ve kaçarlar. Kaçarken, krallarının öldüğünü dört bir yana yayarlar. Böylece düşman kabileler gelir ve ülkelerini yağmalar. Aynı şekilde Argonotlar, onların çiftliklerini yağmalar ve bir sürü koyunlarını alırlar.

Akşam, şölen yapıp, tanrıları onurlandırırlar. İçlerinden biri Herakles’i bırakarak yanlış yaptıklarını, o olsa güreş bile yapmadan Amykos’u öldürebileceğini söyler ancak bu Zeus’un isteğidir. Böylece Orpheus liriyle ilahiler çalmaya başlar. Ertesi gün tekrar denize açılırlar ve Bosphorus’a doğru yola koyulurlar.

Argonotlar Seferi Haritası
Argonotlar Seferi Haritası

7. Durak: Phineas ve Harpyalar

Argonotlar bir süre yol aldıktan sonra Bithynia sahline gelirler. Bithynia, İzmit Körfezindedir. Burada Agenor oğlu Phineas’ın evi vardır. Apollon, ona geleceği görme yetisi bağışlamıştır. Zeus’a saygı göstermeden ilahi düşüncelerini insanlara anlattığı için Zeus onu vaktinden önce yaşlandırıp kör etmiştir. Kehanetini almaya gelenlerin armağan olarak evine getirdiği yiyeceklerin keyfini çıkaramasın diye de Harpyaları ona göndermiştir.

Harpyalar Zeus’un tazıları olarak da bilinen kanatlı, dişi yaratıklardır. Her gün, Phineas yemek yemeden, onun yemeğini çalarlar ve kötü bir koku bırakırlar. Phineas’ın yaşaması için kötü kokulu birkaç parça yemek bırakırlar. Phineas, yaşlı, zayıf ve mutsuz bir adamdır.

Argonatlar geldiğinde, kehanet gücü sayesinde onların başını dertten kurtaracak yiğitler olduğunu anlar. Onları dostça karşılayıp başına gelenleri anlatır ve kuzey doğu rüzgarı yani poyraz Boreas’ın oğullarının kendisini kurtaracağını açıklar.

Boreas’ın iki oğlu Zethes ve Clais, iki kızı Cleopatra ve Chione‘dur. Phineas, Thrake’deyken Cleopatra ile evlenmiştir. Yani Zethes ve Clais’le akraba olmuştur. Onlardan Harpyaları def etmeleri için yardım isterken akraba olduklarının altını çizer.

Argonotlar, yaşlı adamın sefil durumuna çok üzülürler. Boreas’ın oğulları, Phineas’ın böyle bir cezaya tanrılar tarafından çarptırıldığının belli olduğunu ve yardım ederlerse, tanrıların gazabını üzerlerine çekeceklerini belirtirler. Bunun üzerine Phineas, tanrıların Boreas’ın oğullarının yardımını onayladığına yemin eder. Onların yardımı, tanrıların isteğidir.

Böylece, Boreas’ın oğulları Harpyalara tuzak kurmak için yemek hazırlarlar. Harpyalar saldırır ve arkalarında pis bir koku bırakarak yemekleri alıp kaçarlar. Boreas’ın oğulları, Harpyaların peşi sıra rüzgar gibi koşarlar. Yüzer Adaların yakınında (Bugün Yunanistan’a bağlı olan Zakynthos Adası), Harpyaların kardeşi gökkuşağı tanrıçası İris olanları görür. Boreas’ın oğullarına, Harpyaların peşini bırakmalarını emreder ve Moira’lar böyle istediği için Harpyaların bir daha Phineas’ı rahatsız etmeyeceğine dair Styx nehri üzerine yemin eder. Böylece Harpyalar, Minos’un Giritteki mağaralarına yerleşirler.

Bu esnada, Phineas Argonotlara seferlerinin geleceği hakkında tüyolar vermeye başlar. İlk engelleri Kara Kayalar (Çarpışan Kayalar — Clashing Rocks)dır. Bu Kayaların iki denizin birleştiği yerde olduğunu söyler. Yani bugünkü İstanbul BoğazıBosphorus’tadır. Derin kökleri olmayan bu kayalar sürekli birbirlerine çarptığı için, oradan kimsenin canlı geçemediğini belirtir. Bu engeli geçmek için Phineas, kayaların arasından bir güvercin uçurmayı önerir. Böylece güvercinin geçip geçemediğini izleyerek, bir yöntem geliştirebileceklerini söyler. Eğer güvercin kayaların arasından geçemeyip ölürse, tanrıların isteği üzerine sefere son vermeleri gerektiğini belirtir.

Eğer çarpışan kayaları geçip Karadeniz’e açılmayı başarırlarsa Bithynialıların toprağını sağa alarak devam etmeleri gerekmektedir ve ardından da karşılaşacakları yerleri aşağıdaki gibi sıralar:

  • Rhebas/Riva Deresi ile Karaburun geçip,
  • Thynias-Kefken Adasını(Kocaeli) göreceklerdir.
  • Ardından Mariandynosların ülkesi yani Zonguldak’a geleceklerdir. Burada, Ereğli’de Acheron Vadisinde bugün Cehennemağzı Mağaraları diye anılan yerde bir nehir vardır. Mitolojik hikayeye göre Akheron Nehri buradan doğup yeraltına iner. Akheron nehri, Hades’teki 5 nehirden biridir ve keder nehri anlamına gelir. Ölülerin ruhları kayıkçı Kharoon’a ödeme yaparak bu nehirle Tartaros’a geçerler. Phineas, bu nehri ve ovayı göreceklerini söyler.
  • Ardından Paphlagonia/Paflagonya yani Bartın tepelerini göreceklerdir.
  • Aigialos yani Cide,Kastamonu’dan geçip, Halys/Kızılırmak’a geleceklerdir.
  • Az ileride İris/Yeşilırmak nehri vardır. Ve hemen ardından Thermodon Nehri/Terme Nehrini, Samsun geçeceklerdir.
  • Terme Nehri, Samsun ilerisinde Doias Ovası ve Amazonların 3 şehri göreceklerdir. Burada Amazonlar 3 farklı kabile kurmuşlardır. Amazonlar, kitaba göre Ares’in kızlarıdır.
  • Kayalık ve verimsiz topraklarda yaşadıkları için demir işleyerek hayatlarını kazanan, insanların en mutsuzu Khalypsler ( Gümüşhane) hemen Amazonların ardındadır.
  • Ardından Zeus’un tapınağı bulunan ve büyük koyun süreleri besleyen Tibareniler (Ünye, Ordu) karşılarına gelecektir.
  • Ahşap burçlu, ahşap surlarla korunan mossyn adlı ahşap evlerde yaşayan Mossynikoslar/Mosinikler Tibareniler’in yaşadığı kıyının dağlık bölgesinde yaşarlar.
  • Ardından gelecek olan adaya gitmelerini söyler. (Burası kuvvetle muhtemel Giresun Adası’dır) Burada Amazonların babaları Ares için yaptıkları taş tapınakta yaşayan vahşi kuşları kovmalıdırlar. Phineas, bunun tarıların onlara verdiği bir görev olduğunu Argonotlara belirtir.
  • Yola devam ettikten sonra PhilyreslerMakronlar (Trabzon) ve Bekheiri kabilelerini geçeceklerdir.
  • Sonra SapeireslerByzeresler ve en sonda Kolkhisliler’e varacaklardır.
  • Kirkaia ovasında Phasis (Rioni, Gürcistan) Nehri denize akmaktadır. Nehrin denize döküldüğü yede Aietes’in burçlarını ve Ares Koruluğunu göreceklerdir. Meşenin üzerine konmuş altın post burada dehşet saçan ve uyumayan yılan tarafından korunmaktadır.
  • Phineas bütün yolu bu şekilde onlara aktardıktan sonra Iason ona teşekkür eder ve oraya vardıktan sonra memleketleri Hellas’a dönüp dönemeyeceklerini sorar. Phineas da çarpışan kayaları geçtikten sonra gidişleri ve dönüşlerinde tanrıların onlara yol göstereceğini söyler.
  • Böylece Boreas’ın oğulları döndükten sonra,tanrılara adakta bulunurlar ve bir güvercin alarak Argonotlar tekrar yola koyulur.

Phineas bütün yolu aktardıktan sonra, Jason teşekkür eder ve oraya vardıktan sonra memleketleri Hellas’a dönüp dönemeyeceklerini sorar. Phineas, Çarpışan Kayaları geçtikten sonra gidişleri ve dönüşlerinde tanrıların onlara yol göstereceğini söyler.

Böylece Boreas’ın oğulları döndükten sonra, tanrılara adakta bulunurlar ve bir güvercin alarak Argonotlar tekrar yola koyulur.

8. Durak: Symplegades Çarpışan Kayalar

Kolkhis’e gitmenin tek yolu denizdeki Çatışan Kayalardan (Symplegades) geçmektir. Burası aslında İstanbul Boğazı (Bosphoros)’dır. Burayı geçerek, Karadeniz’e yelken açacaklardır.

Kahramanlar iki tarafı sarp kayalarla çevirili rüzgarlı geçide vardıklarında girdaplı akan sular Argo’yu sağa sola savurmaya başlar. Birbirine çarpan kayaların kulakları sağır eden uğultusu gelir. Phineas’ın önerdiği gibi güvercini, kayalar açıldığı zaman serbest bırakırlar. Güvercinin üzerine hızla kapanan kayalar, kuyruğundan birkaç tüy koparmalarına rağmen, güvercin güvenle karşıya ulaşır.

Böylece kahramanlar, kayalar tekrar açıldığında kollarına kuvvet kürek çekmeye başlarlar. Ne yazık ki kocaman dalgalar onlar bir adım giderken, iki adım geriye götürmektedir. Dev bir dalga onları alabora edecekken tanrıça Athena yardımlarına yetişir. Sol eliyle kayalardan birini durdurur, sağ eliyle tekneyi iter ve kahramanlar pupanın en ucundaki hasar dışında sağ salim Karadeniz’e inerler.

Ardından kayalar, tanrıların emriyle kök salarlar ve bir daha başka hiçbir yolcuyu engellemezler.

Phineas ve Boreas'ın Oğulları,Sebastiano Ricci (Italian (Venetian), 1659–1734), Argonotlar
Phineas ve Boreas’ın Oğulları,Sebastiano Ricci, 1659–1734

9. Durak: Lukos ve Mariandynoslar

Yola devam eden kahramanlar illk önce Thynias Adası(Kefken)’da mola verirler. Burada Hyperboreia halkı yaşamaktadır. Apollon’u halkın yanına giderken görürler. Burada Apollon’a ilahiler söylerler ve konaklarlar.

İkinci durakları Zonguldak’ta bulunan Mariandynosların ülkesidir. Kralları Lykos’tur. Kahramanlar burada güzelce ağırlanır. Jason, başlarına gelenleri birer birer anlatır. Lykos, Herakles’i geride bırakmış olmalarına çok üzüldüğünü belirtir. Çünkü Herakles, Amazon kraliçesi Hippolyte’nin kemerini getirme görevinden dönerken onların sarayına konuk olmuştur. O esnada Amyckos ve halkı Bebrykoslarla kavgalı olduklarını ve savaşta Herakles’in yardımı ile yendiklerini anlatır. Ne yazık ki abisi Priolas savaşta ölmüştür. Herakles ülkede kaldığı sürece çevredeki birçok yeri, Mariandynosların ülkesine bağlamıştır. Ancak o gittikten sonra Amykos yine ülkelerine saldırmaya başlamıştır.

Dolayısıyla, Kral Lycus, Argonotlardan Pollux, Amykos’u öldürdüğü için minenttardır ve onun adına ülkesine tapınak yaptırır. Argonotlar’a oğlu Daskylos’un eşlik etmesini önerir. Böylece kahramanlar Thermodon (Terme Çayı, Samsun)’a kadar dostça karşılanacaktır.

Kahramanlar bu teklifi kabul ederler. Ancak tam yola çıkacakken İdmon’a bir yaban domuzu saldırır ve onu öldürür. Onun cenazesi esnasında ise teknenin kaptanı olan Tiphys hastalık sonucu vefat eder. Böylece Argonotlar, iki dostunu kaybeder.

Peter Paul Rubens — Battle of the Amazons,1615
Peter Paul Rubens — Amazonlar Savaşı, 1615

10. Durak: Ares Adası

Kaptanları Tiphys’in vefatından sonra deniz tanrısı Poseidon’un oğlu Angaios, teknenin dümenini alır. Tekrar yola çıktıklarında Akheron Nehrini (Zonguldak) hızla geçerler. Kallikhoros Nehri ve Aulion Mağarası’nı da geçerler. Hemen sonra Sthenelos’un Mezarı gelir. Sthenelos, Herakles’in arkadaşıdır ve Amazonlarla savaştan dönerken okla vurularak burada öldürülmüştür.

Artemis’in avlandıktan sonra yıkandığı Parthenios Nehrini (Bartın) geçerler. Sonra sırasıyla Sesamos, Erythini, Krobialos, Kromna, Kytoro,Karambis ve Aigialos’un (Cide, Kastamonu) önünden geçip uzun Assyria sahilinde karaya çıkarlar.

Buraya Asopos kızı Sinope yerleştiği için Sinope/Sinop olarak anılmaktadır. Zeus, Sinope’ye duyduğu derin aşk dolayısı ile ne isterse yapacağına yemin etmiş, kız da bakire kalmak istediğini söylemiştir. Aynı şekilde Apollon ve Alys Nehri tanrısını da kandırmış ve hiçbir erkekle beraber olmamıştır. Bazı kaynaklara göre Sinope, Amazondur.

Yeniden yola koyulduklarında Alys (Kızılırmak) ve İris (Yeşilırmak)’ın arasında kalan Assyria’yı geride bırakırlar.

Sonra Thermedon, Therme(Samsun) Nehri gelir. Burada Amazonlar 3 kabile şeklinde yaşarlar: Hippoltye, Lykastia, Khadesia. Rüzgarın yardımı ile onlarla savaşmadan yollarına devam ederler.

Genetaios Zeus Burnu açığından geçtikten sonra Tibareniler (Ünye, Ordu) ülkesine varırlar. Burada kadınlar kocalarına çocuk doğurduktan sonra erkekler yatakta kalır ve başlarını sıkıca bağlayarak inlerler. Kadınlarda erkeklere yiyecek getirip lohusa banyosu hazırlarlar. Ardından mossyn adlı ahşap evlerde yaşayan Mossynikosların evinden ülkesinden geçerler. Bunlar agorada yapılması gerekenleri evde, evde yapılması gerekenleri agorada yapan bir halktır. Kralları en yüksek mossynde yaşar, hatalı karar verirse halkı ona yemek vermez.

Ve en sonunda kahramanlar Phineus’un bahsettiği Ares Adası’na ulaşırlar ve neden Phineus’un onları burada durmaları konusunda uyardığını merak ederler. Buradaki vahşi kuşlar, kanatlarını ok gibi fırlatabilmektedirler. Bir kuş üzerlerinden geçerken Oileus’u omzundan vurur. Amphidamas konuşmaya başlar. Herakles’in 12 görevinden biri olan Stymphalia Gölü’ndeki kuşları tunç çıngırakla nasıl def ettiğini anlatır ve benzer bir methodu burada uygulamayı önerir. Böylece sorguçlu tolgalarını giyen kahramanların yarısı kürek çekmeye yarısı da parlak kalkanlarıyla güverteyi korurken çığlık atarak kuşları kaçırırlar. Amazonların babaları Ares’e tapındıkları adaya bu şekilde güvenle çıkarlar. (Burası Giresun Adası olmalı)

Altın postu Kolkhis kralı Aietes’e veren Phroiksos ölmüştür. Oğulları(Argos, Phrontis, Melas ve Kytissoros) babalarının vasiyeti üzerine memleketleri OrkhomenosHellas’a dönerken gemileri fırtınada parçalanmış ve Ares Adası’na düşmüşlerdir. Argonotlarla karşılaştıklarında onlardan yardım isterler ve hikayelerini anlatırlar. Böylece Argonotlar, Phineas ve tanrıların neden onları buraya gönderdiğini anlarlar.

Jason buna çok sevinir; çünkü bu çocuklarla akrabadır. Jason’un dedesi Kretheus ve çocukların dedesi Athamas, kardeştir ve Minyas oğlu Aeolus’un oğullarıdır. Onlara seve seve yardım edeceğini ancak altın postu almak için önce Kolkhis’e gitmesi gerektiğini anlatır ve kendisine eşlik etmelerini ister. Çocuklar anne tarafından dedeleri Aietes’in güneş titanı Helios’un oğlu olduğunu ve postu almasının kolay olmayacağını endişeyle dile getirirler ama kahramanlara eşlik etmeyi kabul edip yola koyulurlar.

Sonraki durakları Philyra Adası olur. Zeus’un babası Kronos, eşi Rhea’yı burada Philyra ile aldatmıştır. Rhea onları bastığında, Kronos at kılığına girerek kaçmıştır. İlişkisinden çok utanan Philyra, daha sonra sentorların en zekisi Kherion’u doğurmuştur. Kherion; Jason’u, Asklepion ve Akhilleus’u yetiştiren bilge, Pelion Dağı’nın şifacı sentorudur.

Adadan hareket ettikten sonra Makronları, Bekheirosları, Sapeirosları ve ardından Byzerosları geçerler. Kaukasos/Kafkas Dağları göründüğünde, Prometheus’un ciğerini yiyen kartal, teknelerinin tepesinden uçar. Prometheus’un yürek parçalayıcı çığlıkları gelir kulaklarına. Prometheus, insanları yaratıp onlara kutsal ateşi armağan ettiği için cezalandırılan titandır.

Gece çöktüğünde Phasis (Rioni, Gürcistan) Nehrine varırlar. Kytaialı Aia kenti ve sağ tarafında Ares korusunu görürler. Post meşenin üzerine asılıdır. Kahramanlar sonunda Kolkhis’e varırlar.

11. Durak: Kolkhis’e Varış

Tanrıça Hera, Iolkos tahtını gasp eden Pelias ona kurban sunmadığı için hala sinirlidir. Ve Athena ile baş başa verip, Jason’un altın postu nasıl almasına yardım edeceklerini düşünürler. En sonunda Afrodit’ten yardım istemeye karar verirler. Planlarına göre Afrodit oğlu Eros’la konuşacak ve Kolkhis Kralı Aietes’in kızı Medea’yı, Jason’a aşık etmesini sağlayacaklardır.

Demirci tanrı Hephaistos’un sarayına gittiklerinde Afrodit’i orada bulurlar ve niyetlerini açıklarlar. Afrodit, oğlu Eros’a artık söz geçiremediğinden yakınır ancak onlara yardım etmeyi kabul eder.

Oğlu Eros’u Olimpos’ta Ganymedes* ile zar oynarken bulur. Ganymedes, Zeus’un güzelliği dolayısıyla Troya Sarayından kaçırdığı Tros’un oğludur ve artık Olimposta sakilik yapmaktadır. Afrodit eğer Eros istediğini yaparsa, ona Zeus’un topunu vereceğini söyler ve Eros; Medea’yı vurmak için yola koyulur. Eros küçük, ergen bir çocuktur.

Dünyada ise Jason, dostlarına fikrini açıklar ve onlara akıl danışır. İlk önce Aietes’in sarayına gidip düzgünce postu isteyecektir. Vermezse şiddete başvuracaktır. Bütün dostları Iason’un planını onaylar ve Jason, Aietes’in sarayına gitmek üzere yola koyulur.

Burada Kolkhis halkının geleneklerinden bahsedilir. Kolkhisler, ölülerini yakmaz ya da gömmezler. Onları bir deri parçasına bağlayarak ağaca asarlar. Sadece kadınlarını toprağa gömerler.

Jason ve iki yoldaşı Telemon ve Augeias, saraya giderken kalabalık Kolkhis halkına görünmeden gitsin diye Hera kalın bir sis perdesi ile örter şehri. Böylece, Jason ve arkadaşları, Hephaistos’un eserleriyle süslü sarayın kapılarına ulaşır.

Kral Aietes, yasal karası Okeanos ve Tethys’in kızı Eidyia ile evlenmeden önce Kafkasyalı nymphe Asterodeia’dan Apsyrtos isimli bir oğulları olmuştur. Karısından ise Khalkiope ve Medea isimli iki kızı vardır. Khalkiope, Athamas’ın oğlu, altın postu getiren Phroiksos’un eşidir.

Medea, Hekate rahibesidir. Hekate aslında Medea’nın kuzenidir ancak ölümlü değil, bir tanrıçadır.

Hekate rahibesi olan Medea normalde tapınakta olması gerekirken; Hera tarafından o gün orada tutulur. Jason, arkadaşları ve Khalkiope ve Phroiksos’un oğullarıyla saraya girdiğinde; Khalkiope gelenler arasında oğullarını görür ve sevincinden çığlıklar atar. Böylece kral Aietes ve eşi, çıkan gürültü yüzünden avluya gelirler ve çocukların yolculuklarından neden döndüğünü sorarlar.

Eros ise annesinin sözünü dinleyip gelir. Jason’un yanına geçerek kalabalıklar arasından Medea’yı okuyla vurur. Medea’nın kalbi sıkışır ve Jason’un yakışıklılığı karşısında heyecanlanır.

Jean-François de Troy | Jason swearing Eternal Affection to Medea,The National Gallery, London
Jean-François de Troy | Jason swearing Eternal Affection to Medea,The National Gallery, London

O esnada, Kral Aietes Phroiksos’un oğullarına neden geri döndüklerini sorar ve en büyükleri Argos, başlarına gelenleri bir bir anlatır. Gemilerinin nasıl parçalandığını, nasıl kurtulduklarını, Jason ve arkadaşlarının onları nasıl bulduğunu, Jason ile olan akrabalıklarını ve onların amaçlarını anlatır. Altın postu Jason’a verirse, Aietes’in başına bela olan bir halkı dizginleyebileceklerini, buraya dostluk içinde geldiklerini söyler.

Ancak Aietes bu talebe çok sinirlenir. Jason söze karışır ve bu kadar tehlikeli bir yolu tanrıların emri dolayısıyla aldığını açıklar. Bunun üzerine Aietes, Jason’a vereceği görevi yerine getirirse altın postu ona vereceğine dair söz verir. Görevi, Ares ovasında otlayan, ağızlarından alev saçan, tunç ayaklı boğaları sabana koşup tarlayı sürmesi ardından tarlaya kazdığı oyuklara yılanın dişlerini ekmesidir. Dişler kök salıp yeşerince topraktan askerler çıkacaktır ve Jason hepsini tek tek öldürmesi gerekmektedir. Aietes bunu bizzat kendisinin yapabildiğini belirtir ve altın postu hak etmesi için Jason’un görevi yerine getirmesini ister. Jason istemeyerek bu teklifi kabul eder ve arkadaşları ile gemilerine döner. Medea, Jason’un gidişini hüzünle izler.

Medea bütün akşam Jason’u unutamaz ve bir türlü uyuyamaz, sürekli ağlar. Jason’a yardım etmek ister ama babasına Hellas’lı bir erkek için sırtını dönecek olmak onu kahreder. Ablası Kalkhiope ise babası Aietes’in, Jason’ı getiren oğullardan intikam alacağından korkar ve Medea’dan yardım istemeyi düşünür. Çünkü Medea, Hekate’nin toprakta ve akan sularda yetişen şifalı otların sırlarını öğrettiği bir cadıdır.

Öte taraftan kahramanlar gemide toplanır ve durumu değerlendirir. Hepsi, görevin imkansız olduğuna kanaat getirir. Khalkiope ve Phroiksos’un oğlu Argos, Medea’dan yardım isteme teklifinde bulunur. Jason ise memlekete dönmelerinin bir kadına bağlı olabileceğine inanmaz, yine de ne istiyorsa yapabileceğini söyler. O esnada şahinden kaçan bir güvercin Jason’un kucağına konar. Mopsos hemen kehaneti dile getirir: Bu seferden Afrodit’in yardımıyla geri döneceklerdir. Yani Medea, Argonotlara yardım edecektir. İçlerinden biri koskoca kahramanların Afrodit ve Medea’dan medet ummalarına sinirlenir. Jason tartışmayı sonlandırır. Savaştan korkmadıklarını göstermek için gemilerini şehrin görebileceği bir yere çekerler.

Başka bir tarafta ise Kral Aietes, halkını gizli bir yerde toplamıştır. Halkına bu eşkıyaları cezalandırmaları gerektiğini söyler. Zeus zamanında Hermes’i gönderip Phroiksos’u yanına almasını emretmeseydi, bunların zaten başlarına gelmeyeceğini belirtir. Phroiksos’un oğullarının ise bedel ödemesi gerektiğini ekler. Halkını tekneyi gözlemlemeleri için sıkı sıkı tembihler.

Khalkiope, oğullarının cezalandırılmasından korktuğu için kız kardeşi Medea’dan yardım istemeyi düşünür. Ancak dayanamayan Medea ondan önce davranır. Babasının kardeşinin oğullarına da zarar vermesinden korktuğunu; bu yüzden ona ve Hellas’lılara yardım etmek istediğini söyler. Ertesi sabah şafak sökmeden boğaları alt edecek efsunlu otlar getirecektir. Babasına ihanet edeceği için çok kötü hissetmektedir.

Bütün gece korkunç fikirlerle boğuşan Medea bir türlü uyuyamaz. Ama Eros’un oku yüzünden ne olursa olsun Jason’a yardım edecektir.

Medusa, Prometheus’un ciğerlerini Kafkas Dağlarında gagalayan kartalın, ağzından akan kanların yetiştirdiği bitkiden merhem hazırlar. Bu merhemi hazırlamak oldukça teferruatlıdır ve Hazar Denizi’nden getirttiği deniz kabuklarında muhafaza etmektedir. Merhemi sürüp Persephone’ye kurbanlar sunan ve dua eden biri, ne ateşte yanar ne de bıçakla yaralanır. Hatta bir gün boyunca olduğundan daha güçlü ve cesur olurmuş.

Jason ve Medea, John Wiliiam Waterhouse, Argonotlar
Jason ve Medea, John Wiliiam Waterhouse

Ertesi sabah Medea, Jason ile buluşmak için yola çıkar. Kahin Mopsos, tanrıların planını Jason’a açıklar ve Medea’ya kibar davranmasını öğütler. İki genç karşılaştığında, Medea Hera’nın etkisiyle daha da yakışıklı görünen adamdan o kadar etkilenir ki istese kalbini verecektir.

Jason lafı alır ve ona iyilikleri için teşekkür eder. Bir zamanlar, Minos ve Pasiphae’nin kızı Ariadne’nin, aynı şekilde kahraman Theseus‘a yardım ettiğinden bahseder. Pasiphae, Medea’nın halasıdır ve Ariadne ise kuzenidir. Atina prensi Theseus, canavar Minotor‘u öldürmek için geldiğinde, Ariadne, Theseus’a yardım etmiştir. Ancak daha sonra Theseus, Ariadne’yi bir adada terk etmiştir. Jason, Ariadne’nin sonundan Medea’ya bahsetmez.

Medea, bu tatlı sözler karşılığında merhemi koynundan çıkarır ve nasıl kullanacağını teker teker Jason’a anlatır. İlk önce ırmakta yıkanmalı sonra siyah giysiler giymeli, kaz ve koyun keserek Hekate’ye adamalıdır. Son olarak, merhemi vücuduna ve silahlarına sürmelidir. Tarlayı sürdükten sonra yılanın dişlerini yere atmalıdır. Böylece tarladan devler çıkacaktır. Bu devlerin arasına taş atarsa, hepsi birbirleriyle dövüşmeye başlayacaktır. Böylece altın posta ulaşabilecektir.

Medea, memleketine döndüğünde kendisini unutmamasını diler ve onu hep hatırlayacağını belirtir. Eğer bir gün unutursa, bir kuş olup yanına gelmeyi ve hatırlatabilmeyi diler. Jason, Medea’dan etkilenir ve birlikte Hellas’a dönmeyi teklif eder. Orada insanların onu çok seveceğini ve bir tanrıça gibi tapınacağını anlatır. Hera’nın etkisiyle Medea, Hellas’a kaçma fikrine karşı koyamaz. Hera’nın tahtı gasp eden Pelias’a zarar vermek için Medea’ya ihtiyacı vardır.

Böylece gençler tekrar görüşmek üzere ayrılırlar. Jason, Medea’nın tavsiyeleri ile merhemi sürdükten sonra inanılmaz güçlü hisseder. Kral Aietes ve Kolkhis halkının önünde tarlayı boğalarla sürer ve yılanın dişlerini eker. Topraktan doğan askerlerin ortasına yine Medea’nın tavsiyesi üzerine bir taş atar ve askerler birbirleriyle savaşmaya başlar. Böylece gün sonuna kadar Aietes’in verdiği görevleri yerine getirmiş olur.

Aietes ise sinirlidir; ne yapacağını düşünerek saraya döner.

Medea acılar içindedir ve Aietes kızlarından şüphelenir. Medea, Hera olmasa yaptıklarından dolayı canına kıyacaktır. Ancak onun yerine Argonotların yanına gider ve babası gelmeden kaçmaları gerektiğini söyler. Medea, yılanı uyutup postu alacaktır ve sonra hemen denize açılacaklardır. Jason’a memleketinde kalmak istediğini belirtir. Jason, bunun üzerine, Hera ve Zeus’a yemin ederek, Hellas’a döndüğünde onunla evleneceğine söz verir.

Böylece Jason ve Medea, meşeye asılı altın postun yanına giderler. Medea, iksirleri sayesinde ve uyku tanrısı Hypnos’tan yardım isteyerek, hiç uyumayan yılanı uyutur. Böylece Jason altın postu alır ve doğruca gemiye binerek yola çıkarlar.

Aietes olan biteni fark eder. İlk sevgilisinden olma oğlu Apsyrtos donanmasıyla birlikte Argonotların peşine düşer.

12. Durak: Brigea Adas

Argonotlar, Karadeniz’e dökülen İstiros/Tuna nehrinden yola devam ederler. Apsyrtos eşliğinde Kolkhisliler ise peşlerindedir. Artemis’e ait Brygea Adasında dururlar ve Kolkhislilere karşı ne yapacaklarını düşünürler. Ne olursa olsun post onların hakkıdır ama kahramanlar Medea’yı geri verip vermemeye karar veremezler. Bunun üzerine Medea, Jason’a yeminini hatırlatır ve eğer Medea’yı teslim edecekse ölmeyi tercih edeceğini belirtir. Jason, Kolkhislilerle savaşırlarsa yenileceklerini ve esir düşerse onun için daha kötü olacağını belirtir ancak Apsyrtos ölürse, liderlerini kaybeden Kolkhislilerin savaşmak istemeyeceği kesindir. Böylece Medea, Jason’un isteğini yerine getirmesine yardım edeceğini söyler.

Böylece onların bulunduğu yere donanmasıyla ulaşmış olan Apsyrtos’un yanına Medea değerli hediyelerle gider. Phroiksos’un oğullarının onu kandırdığını anlatır ve bir taraftanda gizliden gizliye kokulu efsunlarla onun aklını çeler. Böylece, gece Artemis Tapınağına gelirse, Argonotlara orada tuzak kurup postu alarak Kolkhis’e dönebileceklerine ikna eder. Ancak tam tersini yapar. Oraya gelen üvey kardeşi Apsyrtos’u Jason saklandığı yerden çıkarak öldürür. Ardından Jason cesedin ellerini ve ayaklarını keser. Sonra, kalleşçe cinayet işleyenlerin yaptığı gibi üç kez cesedin yarasını yalayarak kanı tükürür ve Apsyrtos’u oraya gömer.

Medea meşalesiyle Argonotlara işaret verir ve Argonotlar Apsyrtos’un gemisini basarak hepsini kılıçtan geçirir. Durumu fark eden, geri kalan Kolkhisliler, peşlerine düşmek ister; fakat Hera’nın gönderdiği fırtınalar onlara izin vermez. Kral Aietes’in gazabından korkan Kolkhisliler, ülkelerine geri dönemezler ve çevredeki adalara yayılırlarak Apsyrtoslular adıyla anılmaya başlarlar.

Bu hikaye farklı ve daha yaygın bir şekilde şöyle anlatılır: Apsyrtos’u, Medea Kolkhisten kaçarken yanında götürür. Onları takip eden babasını durdurmak için kardeşini öldürür ve cesedini parçalayarak denize atar. Böylece oğluna düzgün bir cenaze töreni düzenlemek isteyen Aietes’ten kurtulurlar. Yukarıdaki versiyon Argonautika’dandır.

Argonotlar, Medea — Frederick Sandys
Argonotlar, Medea — Frederick Sandys

13. Durak: Kirke Adası

Yollarına devam eden Argonotlar, Illyria Dalmaçya kıyılarında mola verirler. (İtalya) Ancak Zeus, cinayetten dolayı oldukça kızgındır ve onlara çeşitli felaketler getirmeye kararlıdır.

Zeus, gemiyi Atlas’ın kızı Kalypso Adasına sürüklerken, Hera yardım etmek için Elektra Adası (Semadirek Adası)na sürükler. O esnada Argo gemisindeki Dodona ormanından getirilen direk konuşur ve Kirke’nin Adasına giderek günahlarından arınmaları gerektiğini belirtir.

Kirke, güneş tanrısı Helios’un kızıdır. Aietes’in, Pasiphae’nin ve Perses’in kız kardeşidir. Cadılığı dolayısıyla tanrılar tarafından Aiaia Adasına sürgün edilmiştir. Adasına gelen erkekleri hayvanlara çevirir. Odysseus’un yolu da Kirke Adasına düşer ve burada bir süre kalır.

Aiaia Adasına varan Argonotlar, korkunç bir rüya gördüğü için denize yıkanmaya inmiş Kirke ile karşılaşırlar. Kirke’nin çevresinde dönüştürdüğü hayvana benzer yaratıklar vardır.

Kirke işlenen günahı hemen anlar. Yardım etmek istemese de Zeus’un yasalarına uyarak, yardıma muhtaç Jason ve yeğeni Medea’ya arınma ayini yapar. Memeleri süt dolu bir domuzu kurban ederek, Zeus’a sunar ve ona gençleri affetmesi için yalvarır.

Kirke, Medea’nın yeğeni olduğunu anlamıştır. Ayin bittikten sonra, Medea yaşananları anlatır ve yaptıklarına kızan Kirke bir an önce adasını terk etmelerini ister.

Kirke, John Wiliam Waterhouse
Kirke, John Wiliam Waterhouse – Daha fazla bilgi için John William Waterhouse’un eserleri yazımıza bakabilirsiniz.

14. Durak: Sirenler ve Deniz Canavarları

Yola çıkan Argonotlar Hera’nın yardımı ile Phaeacians Adasına yol alır.

Bu esnada Hera, Argonotların güvenle yolculuk yapması için uygun rüzgarları çıkarır. Ardından, Thetis’i yanına çağırır. Thetis bir deniz perisidir. Zamanında Zeus, Thetis’e aşık olmuştur ama ondan doğacak çocuğun çok güçlü olacağı kehanetini öğrendiğinde, onunla beraber olmaktan korkup vazgeçmiştir. Hera bu duruma çok memnun olmuş ve onu Peleus’la evlendirmiştir. Hatta düğünlerini Olimpos’ta yapılmıştır. Peleus ve Thetis’in, Akhilleus isimli oğlu olmuştur ve Akhilleus, sentor Khireon’dan eğitim almaktadır. Hera bunların hepsini teker teker ona hatırlatır ve bir gün Medea’nın, Akhilleus ile evleneceğini söyler. (Öldükten sonra yeraltında evlenirler) Dolayısıyla gelecekteki gelini Medea’nın ve kocası Peleus’un güvenliği için; Argonotları Skylla isimli canavardan ve Kharybis’ten (girdap) korumasını ister. Thetis, Hera’yı onaylar ve hemen işe koyulur.

Thetis ve Peleus beraberken, Thetis oğlunun ölümlüğünden nefret ettiği için geceleri bedenini alevlerde yakıp üzerine ambrosia sürerek onu ölümsüz yapmayı denemektedir. Bir gece karısını yakalayan Peleus, Thetis’e bağırınca; tanrıça kocasını terk eder. Şimdi Hera’nın isteği üzerine Peleus’a görünür ve Hera’nın çizdiği rotayı ona iletir.

Yola devam eden Argonotlar, şarkıları ile denizcileri büyüleyen ve sonra öldüren Sirenlerin arasından geçerler. Ancak Orpheus lirini alır ve şarkı çalmaya başlar. Böylece Sirenlerin sesini bastırır. (Foça, Siren Kayaları)

Sadece Argonotlardan Butes baştan çıkarıcı şarkılara dayanamayarak kendini denize atar. Üzerine hemen sirenler çullanır ama Afrodit ona acır ve kurtarır.

Sirenlerin hemen ardında Skylla (deniz canavarı), Kharybdis (girdap-deniz canavarı) ve Gezinen Kayalar vardır. Sylla ve Kharbydis karşılıklı konumlanmıştır ve bunlardan birinden kaçmaya çalışan denizci diğerine yakalanmaktadır. Sicilya (İtalya) bölgesinde yer almaktadırlar.

Thetis Argo gemisinin dümenine geçer ve sorunsuz bir yolculuk için gemiyi yönlendirir. Bu esnada elli deniz perisi Nereid, gemiyi alt taraftan yönlendirerek denize batık olan kayalara çarpmadan geçmelerini sağlarlar.

Periler Orpheus'un Şarkısını Dinliyor (1853), Charles Jalabert
Periler Orpheus‘un Şarkısını Dinliyor (1853), Charles Jalabert

15. Durak: Alkinoos ve Phaiaklar

Böylece kahramanlar Kral Alkinoos’un adasına gelirler ve burada hoş karşılanırlar. Adanın bugün Yunanistan’daki Korfu Adası olduğu düşünülmektedir.

Ne yazık ki Medea’yı arayan Kolkhisliler de buradadır. Argonotlardan ısrarla Medea’yı isterler, vermezlerse bir savaş başlatmakla tehdit ettiler.

Medea çok korkar ve Alkinoos‘un karısı Arete’ye Kolkhislilere iade edilmemek için yalvarır, hala bakire olduğunu belirtir. Ardından, Argonotlara kızar. Bu kadar günahı onlar evine dönsün diye işlemiştir.

Akşam Kral Alkinoos ile eşi Arete kızın akıbetini tartışırlar. Arete kıza üzülmüştür. Kocasına Jason ve ülkesini tanımalarına rağmen Kolkhis’in çok uzak diyarlarda olduğunu belirtir. Medea, aşkı için hata üstüne hata yapmıştır ama onu sinirden gözü dönmüş babasına da vermek doğru değildir. Babasının gazabına uğrayan zavallı aşık kızlardan örnek verir. (Danae, Antiope, Merope gibi) Alkinoos’un kalbi yumuşar. Ancak Zeus’un gazabına uğramayı göze alamaz ve adil bir karar vermek ister. Eğer kız bakire ise onu babasına verecektir, değilse kocası ile kalması en doğrusudur.

Arete, kocası uyuduktan sonra kararı hemen Jason ve Medea’ya iletir. Böylece Jason ile Medea, gizlice evlenir ve Makris Mağarasında ziffaf yatakları altın postla hazırlanır. Zeus, Dionysos’u Makris’e verdikten sonra, Makris onu bu adadaki mağarada büyütmüştür. Makris aynı zamanda zeytinyağını keşfeden Aristaios’un kızıdır. Hera bu gizli düğüne bir sürü peri kızı gönderir.

Böylece ertesi gün Alkinoos, Medea’nın kocası ile gitmesine karar verir. Ülkelerine eli boş dönmeye korkan Kolkhisliler, Alkinoos’tan sığınma talebi ederler ve adaya yerleşirler.

Argonotlar Jason ve Medea'nın Evliliği,1500, Brooklyn Museum
Argonotlar Jason ve Medea’nın Evliliği,1500, Brooklyn Museum

16. Durak: Libya ve Hesperidler

Yola koyulan Argonotlar bir rüzgarla sürüklenirler ve kendilerini Libya’da bulurlar. Burada öleceklerinden korkarlar. Ancak Jason’a deniz perileri görünür ve ona kurtulacaklarını müjdeler. Hemen ardından denizden devasa boyutta at çıkar ve koşmaya başlar. Peleus’un önerisi üzerine Argonotlar gemilerini omuzlarına alırlar ve atın peşinden koşmaya başlarlar.

Böylece kahramanlar gemilerini Tunus’taki Tritonis Gölüne kadar sırtlarında taşırlar. Burada içmek için su aramaya koyulurlar ve Hesperidlerle karşılaşırlar. Hesperidler titan Atlas’ın kızlarıdır ve Atlas Dağlarında altın elmaları Ladon yılanıyla beraber korumakla görevlidirler. Bu altın elmaları, Zeus ve Hera’nın düğününde büyük anneleri GaiaHera’ya armağan etmiştir.

Baştan çıkarıcı Hesperidlerin yanında ölmekte olan Ladon’u görürler. Argonautika’da Herakles’in 11. görevi olan altın elmaları almak için buraya gelip Ladon’u öldürdüğü anlatılır. Herakles, Ladon’u 2. görevi olan Lerna Hidrasının zehrini taşıyan oklarla vurmuştur. Ancak bazı kaynaklarda Ladon öldürülmez, çünkü Herakles dünyayı taşırken, titan Atlas kızlarından altın elmayı alarak getirir.

Herakles Ladon’u öldürdükten sonra bahçeye varan Argonotlar, Hesperidlerin şarkılarını duyarlar. Hesperidler onları fark edince toprağa karışıp kaçarlar ancak Orpheus kızlara tatlı diller döker. Nasıl onları ülkelerine dönünce anacaklarını, adaklar sunacaklarını anlatır. Hesperidler, Orpheus’a acır ve toprağın üstü çimle kaplanır, çimlerin içinden dallar çıkar ve bu dallar büyüyerek meyve dolu ağaçlara dönüşürler. Tekrar kendilerini gösteren Hesperidler, onlara Herakles’in yılanı nasıl öldürdüğünü ve sonra göl yakınındaki kayaya vurarak nasıl su kaynağı yarattığını anlatırlar. (Herakles İda Dağında susadığında da yine yere vurarak Skamandros Nehrini yaratmıştı) Böylece Argonotlar hemen bahsedilen Herakles’in yarattığı kaynağı bularak kana kana su içtiler.

Ardından Argonotlar, dostları Herakles’in henüz buradan ayrılmadığını umarak onu aramaya başlar. Ancak Kanthos araması esnasında gördüğü sürüye saldırınca, sürünün çobanı tarafından öldürülür. Argonotlar ise çobanı öldürerek, sürüye el koyarlar. Kısa süre sonra kahin Mopsos bir yılan tarafından sokularak öldürülür. Üzüntülerinden erkekler saçlarını keser, ona bir mezar hazırlarlar ve Herakles’i aramaktan vazgeçerler.

Sonra Tritonis Gölü’nden denize çıkışı ararken tanrıya yalvarırlar ve gölden Triton isimli Poseidon’un oğlu çıkar. Triton, misafirlere şatafatlı hediyelerinin olmadığını belirtir ve bir avuç toprak alıp onlara armağan olarak uzatır. Argonot Euphemos memnuniyetle toprak topağını tanrının elinden alır.

Sonra Triton onlara gölden açık denize kadar eşlik eder.

 The Hesperides, Hans von Marées (1884)
The Hesperides, Hans von Marées (1884)

17. Durak: Girit ve Otomat Talos ile Savaş

Libya’dan çıktıktan sonra kahramanlar Girit’e varırlar. Tunç dev Talos, tepelerden kayalar fırlatarak onların sahile yaklaşmalarını engeller. Talos, tunç soylu insanların son ferdidir. Zeus, Europe’yi boğa kılığına girip kaçırdığında Girit’e getirmiş ve Talos’u Europe’a hediye etmiştir. Talos, Girit’i günde üç kez baştan başa dolaşır. Talos’un sadece topuğuna yakın kasların içinde kan akan bir damarı vardır ve bu kısım ince bir deriyle kaplıdır. Talos, ancak o damar koparsa öldürülebilecek bir yaratıktır.

Argonotlar yorgun oldukları için Talos ile uğraşmak istemez ve dönmeye karar verirler. Ancak Medea onları durdurur ve Talos’u alt edeceğini söyler. Böylece Argonotlar gemiyi, Talos’un menzilinin dışına çıkarır. Medea güverteye çıkarak Hades’in tazılarına ilahiler okur, aklından kötü şeyler geçirir ve Talos’a kinle bakar. Böylece Talos büyülenir ve Medea’nın gücüne teslim olur.

Yine yerden ağır bir kaya almak için eğildiğinde birden topuğunu sivri bir taşa basarak ölür. Böylece Argonotlar geceyi Girit kıyılarında, güvenle geçirebilirler.

Cadı Medea — Valentine Cameron Prinsep (1838–1904)
Cadı Medea — Valentine Cameron Prinsep (1838–1904)

18. Durak: Anaphe Adası

Girit’ten ayrılan Argonotlar, gün aymadığı için rotalarını şaşırırlar ve Apollon’dan yardım isterler. Apollon, onlar için oklar atarak havaya aydınlatır ve Hippuris Adası yanında yeni bir ada oluşturur. Böylece Argonotlar geceyi burada geçirirler. Apollon, çaresiz insanlar için bu adayı aniden görünür kılar; bu yüzden adaya Anaphe Adası denir. (anaphe ortaya çıkmak anlamına gelmektedir)

Yola çıktıklarında kahramanlardan Euphemos birden rüyasını hatırlar. Bu rüyada koynunda sakladığı tanrı Triton’un armağını toprak topağından bir bakire kadın oluştuğunu ve bu kadınla beraber olduğunu görmüştür. Kız ona Triton’un soyundan olduğunu, kendisini Anaphe Adası yakınlarına yerleştirmesini ve gelecekte onun torunlarına bir ev hazırlayacağını söylemiştir. Rüyasını Jason’a anlatır.

Daha önceden duyduğu kehaneti hatırlayan Jason, arkadaşına koynunda sakladığı toprak topağını denize atmasını söyler. Euphemos, arkadaşının tavsiyesine uyar ve topağı fırlatır. Böylece denizde bir ada oluşur. Bu ada Santorini Adasıdır ve Thera olarak anılır. Daha sonra gerçekten, Euphemos’un torunları bu adaya yerleşir.

Böylece kahramanlar güvenle ülkelerine varırlar.

Jason ve Medea, 1759,Charles-André van Loo (1705–1765)
Jason ve Medea, 1759,Charles-André van Loo (1705–1765)

Jason’un Dönüşü

Argonotlar, sağ salim Iolkos’a varmayı başarırlar. Jason, üvey amcası Pelias’a, Altın Postu verir ve söz verdiği üzere tahtı teslim etmesini ister. Ancak Pelias tahtını vermeyi reddeder; üstüne üstlük Jason’un yokluğunda Jason’un babası Aison’u öldürmüştür. Bunun üzerine, Jason, Pelias’tan korkunç bir intikam alacağına yemin eder ve Medea’dan yardım ister.

Medea, Pelias’ın kızlarının önünde yaşlı bir koçu öldürüp parçalara ayırır, kazana atar. Koç büyülü bitkiler sayesinde genç bir koyun olarak hayata döner. Medea, Pelias’ı da gençleştirebileceğini söyleyince; kızlar babaları Pelias’ı doğrayıp kazana atarlar. Ama bu sefer Medea, büyülü bitkileri kazana eklemez ve böylece Pelias ölür.

Jason tahtı ele geçirir ancak bölge sakinleri büyücü Medea’yı kraliçeleri olarak istemezler. Bu yüzden Jason tahtı Pelias’ın oğlu Acastus’a bırakmak zorunda kalır ve Jason ile Medea, Korinth ülkesine sürgüne giderler.

Önerilen makaleler