Minotor, Yunan mitolojisinin en korkunç yaratıklarından biridir. Boğa başlı ve insan vücutlu korkunç bir canavardır. Kral Minos‘un karısı Kraliçe Pasiphae bembeyaz bir boğaya aşık olunca, boğa ile birlikte olmanın bir yolunu bulur ve yarı insan yarı boğa korkunç bir çocuk dünyaya getirir. Kral Minos bu tehlikeli canavarı, zeki mucit Daidalos ve onun oğlu İkaros tarafından tasarlanan karmaşık bir Labirent‘te saklar. Minotor, Theseus sonunda onu öldürene kadar burada kalarak düzenli insan eti sevkiyatıyla yaşamını sürdürür. Daha fazlasını öğrenmek için Minator’un bazı hikayelerine göz atalım.
1- Minotor, Kraliçe Pasiphae ile Görkemli Beyaz Bir Boğanın Oğluydu
Yunan efsanelerindeki pek çok yaratık gibi Minotor da olağanüstü koşullar altında ortaya çıkmıştır. Bir gün Girit Kralı Minos, ailesine tanrıların her dileğini yerine getireceğini göstermeye karar vermiş. Minos bunu kanıtlamak için Poseidon‘dan görkemli bir boğa yaratmasını istemiş ve karşılığında boğayı kurban edeceğine söz vermiş. Poseidon Minos‘un dileğini yerine getirerek denizden göz alıcı beyaz bir boğa yaratmış. Ancak Minos bu yaratıktan o kadar etkilenmiş ki onu öldürememiş. Minos bunun yerine, Poseidon’un fark etmeyeceğini umarak başka bir boğa kurban etmiş. Ancak Poseidon gerçeği öğrendiğinde o kadar öfkelenmiş ki, Minos’un karısı Pasiphae’nin boğaya aşık olmasını ve ondan yarı insan yarı boğa korkunç bir çocuk doğurmasını sağlamış.
2- Minotor Adını Kral Minos’tan Aldı
Minotor ve Kral Minos’un yaşamları iç içe geçtiği için Minotor’un adı kısmen Minos’tan ve ‘boğa’ anlamına gelen ‘taur’ kelimesinden türetilmiştir. Ancak ona annesi Pasiphae tarafından verilen ilk isim, aslında ‘yıldızlı kişi’ anlamına gelen Asterion‘du. Eski Yunanlıların Taurus adlı boğa takımyıldızına bir göndermeydi.
3- Minos Canavarı Bir Labirentte Sakladı
Henüz genç bir boğa yavrusuyken Pasiphae Minotor’un icabına bakabiliyordu. Ancak büyüdükçe ve güçlendikçe giderek daha da saldırganlaştı. Güvenilir bir besin kaynağı bulamayan canavar, insanları yemeye başladı. Bir şeyler yapılması gerekiyordu. Bu yüzden Minos, en değerli mucidi Daidalos ve oğlu İkaros‘a geniş bir Labirent tasarlamalarını emretti. Yaratık burada, çıkış yolunu bulma umudu olmadan saklanabilirdi. Labirentte gizlenirken Minotor genç kızlar ve gençlerle besleniyordu.
4- Theseus Sonunda Onu Öldürdü
Theseus, Atina Kralı Egeus‘un oğluydu. Atina krallığı Girit’e karşı kaybettiği savaş yüzünden, belli aralıklarla 7 delikanlı ve 7 bakire kızı, yaratığa kurban etmek üzere Girit’e yollamak zorundaydı.
Onu hayatta tutmak için gereken acımasızlığa öfkelenen Theseus, korkunç canavarı öldürmeyi hayatının amacı haline getirdi. Theseus Girit’e yaptığı yolculukta Kral Minos’un kızları Ariadne ve Phaedra ile tanıştı. İkisi de Theseus’a hemen aşık oldular.
Ariadne, Theseus’un Minotor tarafından yenmesi fikrine dayanamadı. Bu yüzden, Daidalos‘a Theseus’un labirentten çıkış yolunu bulmasına yardım etmesi için yalvardı. Daidalos, Ariadne’ye Theseus’a bir rulo ip vermesini, bir ucunu girişe bağlamasını ve geri kalanını da ilerlerken yanında taşımasını önerdi. Theseus labirentin en uzak köşesinde canavarı buldu ve onu yumruklarıyla (ya da belki Egeus’un kılıcıyla) öldürdü. Daha sonra ipin yardımıyla tekrar çıkış yolunu bulmayı başarmıştır.
5- Minotor Yunanistan’ın Minoslulardan Kurtuluşunu Sembolize Ediyordu
Minotor‘un hikayesi açıkça kurgusal bir efsane olsa da, akademisyenler Minotor’un öldürülmesinin aslında antik Yunanistan’ın bir zamanlar egemen olan Minos Girit’inden kurtuluşunu temsil edebileceğini öne sürmüşlerdir. Olayların bu versiyonu Yunan efsanesinden daha az tehlikeli ve heyecan verici görünebilir. Ancak en azından biraz daha mantıklıdır!
Romalı Yazar Plutarch, Theseus’un hikayesini anlattığı kitabında, Minotor efsanesini anmadan geçmez. Plutarch, onunla aynı dönemde yaşayan insanların böyle bir kurguya inanmasına öfkelenir. Ardından bilinen, daha rasyonel hikayelerden bahseder. Yunan dünyasında, cenaze törenlerinde oyunlar düzenlemek ve oyunun şampiyonlarına hediyeler vermek bir gelenektedir.
Atina Oyunlarına katılan Minos’un oğlu, bu oyunlar esnasında öldürülür. Böylece, Minos ve Girit halkı, Atina’ya savaş açarak kazanır. Oğlunun cenaze törenlerinde kazananlara vermek için Atina’dan yedi erkek ve yedi bakire kız talep eder. Bu yüzden her dokuz yılda bir düzenlenen cenaze oyunlarına, Atinalılar evlatlarını göndermek zorunda kalırlar. Atina prensi Theseus, bunu önlemek için Girit’e giderek, oyunlar esnasında şampiyon olur. Sonra da Minos’u ikna ederek, haraç anlaşmasını kaldırır.
Görüldüğü üzere, etkileyici mitolojik öykülere, tarih boyunca birçok insan bir olsun düşünmeden inanırken, bazıları daha akılcı açıklamalar getirmek için ellerinden geleni yapmıştır.
Kaynak için tıklayınız.
