Roland’ın Şarkısı veya Roland Destanı (La Chanson de Roland), 11. yüzyılda yazılmış Fransız epik şiiridir ve Ortaçağ Fransız edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Bu destan, Charlemagne’in (Şarlman) İspanya’daki Müslümanlara karşı yaptığı sefer sırasında arka koruma birliğinin başında bulunan Roland’ın kahramanca mücadelesini anlatır.
Zaragoza Kenti Kuşatma Altında
Franklerin kralı Büyük Karl (Şarlman) tam yedi yıl Müslüman İspanya ile savaşmıştır. Zaragoza kentinin kralı Arap Beyi Marsil Han dışında bütün kaleler, Büyük Karl’a teslim olmuştur. Karl’ın ordusu Zaragoza kentinin kapılarına dayanmıştır. Marsil Han, çevresine beylerini toplar ve öğüt ister. Bir tek bilge bir adam olan Blancandris isimli beyi, Karl’a çok değerli hediyeler vermesini ve Karl’ın başkenti olan Aix’e gidip İsa dinine girmesini önerir. Karl’a bu sözünü tutacağını kanıtlamak için de soylu erkek evlatlarını tutsak olarak vermelidir. Böylece zaman kazanacaktır ama soylu çocukların kellesi gideceği kesindir. Marsil Han, öneriyi kabul eder ve Karl’a barış görüşmesi yapması için beylerini gönderir.
Ganelon ve Roland Arasındaki Gerginlik
Blancandris ve elçi beyler gidip de barış teklifini Karl Hakan’a söyleyince, kral mutlu olur. Karl da hemen kendi divanını toplar ve onlara danaşır. Karl Hakan’ın yeğeni Roland, Marsil Han’a inanmamasını ve savaşı sürdürmesini önerir. Çünkü hanın böyle hınzırlıkları yıllardır yapmıştır. Roland’ın üvey babası olan Ganelon sözü alır ve genç bir adamın kibirli öğüdüne kulak asmamasını tavsiye eder. Diğerleri de Ganelon’u destekleyince, Karl teklifi kabul etmeye karar verir. Yeni sorun, Marsil Han’ın yanına elçi olarak kimi gönderecektir. Roland hemen gönüllü olur ama hakan kabul etmez. Bunun üzerine Roland, üvey babası Ganelon’u elçi olarak göndermesini önerir. Ganelon, Roland’a öfkelenir. Bir önceki elçi beyler öldürülmüştür çünkü. Üvey babasının canını bu şekilde tehlikeye atmasını unutmayacağına ant içer. Karl Hakan, Genalon’un elçi olarak gönderilmesini uygun bulur.
Ganelon’un İhaneti
Ganelon, elçilik asasını teslim alıp Arap beyleri ile yola çıkar. Arap beyi Blancandris ve Ganelon yolda ahbap olurlar ve sonunda Roland’ı öldürmek için ant içerler. Zaragoza’ya vardıklarında Ganelon, Marsil Han’a önce Franklerin şartlarını söyler. Marsil Han, kendisine yardım etmesi karşılığında değerli hediyelerin sözünü verince, Roland’tan intikam almak isteyen Ganelon işbirliği yapmayı kabul eder. Eğer Roland ölürse, Karl Hakan’ın gücü zayıflayacaktır. Bu iki taraf için faydalı bir anlaşmadır. Ganelon, anlaşmayı kabul etmesini söyler. Böylece Hakan, ordusunu alıp ülkesine dönecektir. Ardında küçük bir ordu bıracaktır. Bu orduda muhakak Roland ve diğer yiğit beyler olacaktır. İşte o zaman saldıracak ve Roland’ı öldürecektir. Eğer Roland ölürse, Karl Hakan’ın daha fazla savaşmak istemeyeceğini söyler. Marsil Han öneriyi beğenir ve değerli hediyeler vererek Ganelon ile anlaşırlar.
Ganelon, Frankların ordugahına döner. Marsil Han’ın teklifi kabul ettiğini söyler ve Zaragoza kentinin anahtarını teslim eder. Hakan o gece kötü rüyalar görür. Bir savaşın olacağını söyler yorumcular. Ertesi gün Hakan yola çıkmak üzere hazırlanır. Dar geçitleri tutmaları için arkasında bir artçı birliği bırakacaktır. Bu esnada Ganelon hemen atılır ve Roland’ı bırakmasını önerir.
Roncevaux Geçidi Savaşı
Roland’ın yoldaşı Olivier dahil, ona sadık on iki beyde artçı birliğine katılmaya gönüllü olur. Karl Hakan, yeğenini arkasında bırakmanın verdiği üzüntü ile yola çıkar. O esnada Arapların sarayında ordu toplanmaktadır. Tıpkı Frankler gibi 12 tane Arap beyi savaşmaya gönüllü olur. (Burası Yunan Mitolojisindeki Thebai’ye karşı yediler tragedyasına benzerlik gösterir.) Böylece yola çıkarlar.
Roland ve Olivier, Roncevaux Geçidi’ni gözlerken yaklaşan Arap ordusunu görünce savaşa gireceklerini anlarlar. Olivier, Ganelon’un hain olduğunu hemen tahmin eder. Gelen Arap ordusu, kalan artçı birliğinden kat be kat daha büyüktür. Olivier, Roland’a Oliphant isimli fildişi borusunu üflemesini öğütler. Sesi duyan Karl Hakan, ordusu ile birlikte geri dönecek ve kendi birliklerinin telef olmasını engelleyecektir. Oysa Roland, boruyu üfleyip yardım çağırmayı yiğitliğine sığdıramaz. Bu yüzden teklifi reddeder. Roland’ın kılıcının adı Durendal‘dır. Bu kılıç ile gelen Arapları pişman edeceğine ant içer.
Böylece yaman bir savaş başlar. Frankler “Monjoie!” diye bağırarak saldırır. Az olmalarına rağmen Frank ordusu çok yiğittir. Roland ve beyleri, Arap beylerini tek tek haklar. Ama Arap ordusu o kadar büyüktür ki mağlup yetmeye yetmez güçleri. Roland ölecektir. Bu yüzden yeryüzü bile onun ölümüne ağlamaya başlar. Roland sonunda pes eder ve borusunu öldürmek ister. Ama artık çok geçtir. Olivier, Roland’a kendisini en başta dinlemediği için çok öfkelenir. Eğer sağ kalırlarsa kız kardeşini ona vermeyeceğine yeminler eder. Tartışmatı duyan papazbaşı, boruyu öttürmesini öğütler. Onların öleceği kesindir ama geri dönen Karl Hakan olan bitenin intikamını alacaktır elbet. Böylece Roland öttürür borusunu.
Karl Hakan çok uzaklardan duyar öten borunun sesini. Ganelon da duyar ve hemen Roland’ın muhtmelen kendi kendine eğlendiğini söyler. Hangi ordu Roland’a saldırmaya cesaret edebilecektir ki? Lakin Roland, ciğerlerinden kan çıkana kadar uzun uzun öttürünce boruyu Karl’ın içine şüphe düşer. Hemen ordusunu silahlandırıp geri dönmeye başlar.
Roland Ölür…
Roland savaşmaya döner ama çok pişmandır. Soylu Frank beyleri yiğitçe savaşmalarına rağmen bir bir ölmüştür onun yüzünden. Kısa süre sonra yoldaşı Olivier ölümcül bir yara alır ve ölür. Kısa süre sonra Roland da aldığı ağır yaralar yüzünden bayılır kalır. Arabın biri Roland’ı bir süredir gözlemlemektedir. Gidip onun kılıcına el koymak ister ama Roland ayılıp, adamı öldürür. Kılıcı Hakan’ın hediyesidir ve bu kılıçla nice ülkeleri Hakan için fethetmiştir. Kılıcı Arapların eline geçmesini önlemek için kırmak ister ama başaramaz. Yavaş yavaş öldüğünün farkındadır. Bir bir günahlarını sayıp af diler tanrıdan ve ardından son nefesini verir. Melekler Roland’ı alıp cennete götürürler.
Hakan sonunda Roncevaux Geçidi’ne varınca korkunç bir manzara ile karşılaşır. Bütün Frankler ölmüştür. Üzüntüden kahrolur. Onların intikamını almadan ölüleri gömmek istemez. Arkasında birkaç gözcü bırakıp kaçışan Arapların peşine düşer. Tanrıdan günü uzatmasını diler ve tanrı dileğini gerçekleştirir. Yol boyunca kaçan Arapları öldürür. Sonunda gece kararınca ordugahını kurar.
Arap Emir’i Yardıma Geliyor
O esnada sağ elini savaşta yitirmiş Marsil Han kentine sığınmıştır. Karısı ile birlikte inandıkları tanrılara küfürler eder. Karl Hakan, İspanya’ya saldırdığı ilk yılda Marsil Han, çok yaşlı bir emir olan (Homeros ve Virgil’in çağdaşı imiş, o kadar yaşlı) Baligant‘tan yardım istemişitir. Baligant’ın hazırlanması uzun sürmüş sonunda donanması ile İskenderiye’den yola çıkıp İspanya’ya yelken açmıştır. Getirdiği ordu çok büyüktür ve Karl Hakan’a diz çöktürmeye kararlıdır. Böylece iki tane ulağını Marsil Han’a gönderir. Marsil Han’ın karısı, oğlunu savaşta yitirmiştir ve kocası ölüm döşeğindedir. Hisarın anahtarlarını ulaklara verir ve Emir’e kenti bağışladığını söyler.
Ulaklar hemen dönüp olup biteni Emir Baligant’a anlatırlar. Gün batmadan Karl Hakan’a saldıracak ve Marsil Han’ın intikamını alacaktır. Sabah uyanınca Hakan, Roncevaux Geçidi’ne döner ve Roland’ın cesedini bulur. Üzüntüden oracıkta bayılır. Bütün ordu derin bir keder içindedir. Ölenleri toplayıp gömmeye başlarlar. Roland, Olivier ve diğer beylerin bedenlerini yıkayıp tabutlara yerleştirirler. Tam yola çıkacakken, Emir’in ordusu gelir. Karl Hakan böylece ordusunu tekrar silahlandırır.
Hakan da zırhını kuşanır ve silahı Joiuse’yi alır eline. Franklerden, Almanlardan, Normanlardan, Bretonlardan ve Flamanlardan oluşan on tümen ordusunu hazırlar. O sırada Emir Türklerden, Ermenilerden, Acemlerden, Peçeneklerden, Avamlardan ve Lehlerden oluşan on tane tümen hazırlar. Yaman bir savaş başlar. Sonunda Emir “Preciuse!” diye bağırır, Hakan ise “Monjoie!”. Böylece ikisi savaş meydanında karşılaşır. Biri ölmeden bu savaş bitmeyecektir! Sonunda kutsal melek Karl’a seslenince ölümcül bir vuruş indirir emire. Emirin beyni yere akar ve ölür. Araplar hemen kaçışmaya başlayınca, hakan ve ordusu peşlerine düşer ve hepsini kılıçtan geçirir. Kovalamaca Zaragoza kentinde biter. Marsil, yenildiklerini anlayınca kahrından ölür o saat.
Hakan, Zaragoza kentine girer. Kendisine karşı gelenleri öldürür, kalanları vaftiz eder. Marsil Han’ın karısına dokunmaz. Onu başkenti Aix’e göndermeye karar verir. Kadının kendi dileği ile İsacı olmasını diler. Sonunda kalede adamlarının bir kısmını bırakıp geri dönüş yoluna geçer. Yanında yiğit beylerinin naaşı da vardır.
Ganelon’un Yargılanması
Sarayına döndüğünde Ganelon’u yargılaması için bir duruşma hazırlığına girer. Olivier’ın kızkardeşi Aude, Roland’ı göremeyince ne olduğunu sorar ve kardeşi ile sevgilisinin öldüğünü öğrenir. Hakan kızı oğlu ile evlendirmek ister ama Aude ölmeyi yeğler, ruhu uçup gider, kralın ayakları dibine yığılır. Kızı alıp bir manastıra gömerler.
Ganelon, Aix’te bir kaleye kapatılmıştır. Uşaklar onu dövüp durmaktadır. Hakan sonunda davanın görülmesi için duruşmayı başlatır. Yargıçlardan adil bir yargılama ister. Ganelon bir haindir. Roland’ın ölmesine neden olmuştur. Ganelon ise ülkesine yıllardır hizmet ettiğini ve bu yüzden ihanet etmediğini, sadece Roland’tan intikam aldığını söyleyerek kendisini savunur. Ganelon, akrabalarından yardım ister. İçlerinden Pinabel, ona yardım edeceğine söz verir. Kim Ganelon’un asılmasını talep ederse, ölümüne dövüşe çağıracaktır.
Pinabel, yargıçları Ganelon’u affetmeleri için ikna eder. Bir tek Thierry diye bir adam karşı çıkar. Böylece Pinabel de akrabasının suçsuz olduğunu kanıtlamak için ona meydan okur. Kim hayatta kalırsa onun görüşü doğrudur. İkisi de papazın önünde günah çıkarıp silahlarını kuşanırlar ve dövüş başlar. Yaman bir dövüş başlar ama sonunda Thierry kazanır çatışmayı.
Karl, Pinabel gibi Ganelon’u savunan diğer beyleri dar ağacında sallandırır. Ardından Ganelon’un kol ve bacaklarını dört ata bağlayıp, uzuvlarını kopararak idam ettirir. Hakan öcünü alıp işi tamamladığında, Marsil Han’ın karısının İsa dinine geçeceğini duyurur. Kadını vaftiz edip Iuliana adını verirler.
Gece olunca Cebrail gelip Karl Hakan’a yeni savaşları ve görevleri verir. Karl Hakan’ın gözleri dolar ve öykü biter.
Eğer Roland’ın Şarkısı Destanı beğendiyseniz, başka destanlar için: Nartlar Asetin Halk Destanı Özet, İlyada Destanı Özet ya da Dionysiaka Destanı: Muhtemelen Hiç Duymadığınız Destan bakabilirsiniz.