İlyada Dördüncü Bölüm Özet – Tanrılar mecliste tartışırlar. Agamemnon, Troyalılara saldırır ve komutanlarını yüreklendirmeye çalışır. Athena ve Ares de savaşa dahil olur.
Zeus’un çevresinde tanrılar toplanır. Zeus, Hera’yı kışkırtmak için lafı alır. Menelaos’u hem Athena hem de Hera desteklerken, Aleksandros’u (Paris) sadece Afrodit destelemektedir. Şimdi Aleksandros’u Afrodit kurtarmışken; ne yapılmalıdır? Savaşı bitirmeli mi yoksa devam mı ettirmelidirler?
Athena ile Hera, öfkelenirler. Hera kendini öfkesini dizginleyemez ve Zeus’a çıkışır. Bu savaş için orduları toplatmıştır ve Troya kralı Priamos’un bütün çocuklarını öldürmeyi hedeflemektedir. Eğer Zeus savaşı bitirmek istiyorsa istediğini yapabileceğini belirtir ama bütün tanrıların Zeus’tan yana olmadığı kesindir.
Zeus, karısına kızar. Hera’nın İlyon’u yerle bir etme arzusu ikisinin arasını açacaktır. Bu hırsının sebebini anlayamaz. Ayrıca İlyon ve Priamos’u Zeus ayrı bir sevmektedir. Bütün sunularını ve şölenlerini hep düzgün yapmaktadırlar. Eğer böyle devam ederse, bir gün Zeus da onun sevdiği kentleri yerle bir edecektir.
Hera, Zeus’a en sevdiği kentlerin Argos, Sparta ve Mykene olduğunu söyler. Zeus bu kentleri yıkmak istese bir şey yapmayacaktır ama İlyon’u yıkmak için verdiği emeklerin boşa çıkması kendisini üzecektir. Kocasının kendinden güçlü olduğunu kabul eder ama birbirlerini hoş görmelerini ister. Athena’ya döner ve Troyalıların anlaşmayı bozmasını ister. Zeus ise planı onaylar.
Athena böylece insanların arasına, yeryüzüne iner ve Antenor’un oğlu Laodokos’un kılığına girer. Ardından Lykia Kralı, Lykaon’un oğlu Pandoros’u bulur. Pandoros ve adamları, Aisepos (Gönençayı) yakınlarından gelmiştir. Athena, Laodokos kılığında Pandoros ile konuşur; onu kışkırtmaya çalışır. Eğer şimdi Menelaos’a ok atıp onu öldürürse; Kral Aleksandros’tan türlü hediyeler alabilir ve şehri Zeleie’e dönebileceğini söyler.
Pandoros’un aklı çelinir yayını gerer ama Menelaos’un çevresini kalkanlı adamları sarar biri vurmasın diye. Sonra başka bir ok çıkarır ve oku atar.
Ancak Athena, Menelaos’u korur ve oku aşağı yönlendirir. Ok, Menelaos’un kalkanını delerek vurur ve hafif bir kan sızmaya başlar. Agamemnon Troyalıların ihanet ettiğini ve kardeşinin vurulduğunu fark eder.
Eğer kardeşi burada ölse, Akha ordusunun Troya’yı terk edip dönmesinden endişelenir. Böylece Agamemnon da eli boş memleketi Argos’a dönecek ve Troya’ya rezil olmuş olacaktır. Bu olasılıktan çok korkar. Helen’i almadan dönmemeleri şarttır.
Menelaos ağır bir yara olmadığını söyler ama Agamemnon yarayı bir hekime baktırmaya kararlıdır. Talthybios’a, Asklepiosoğlu hekim Makheon’u çağırmayı salık verir.
Haberci Talthybios, Akha ordusundaki Trike’den gelen Makhaon’u aramaya gider. Makhaon gelir, Menelaos’a ilaçlar sürer. Bu ilaçları babası Asklepios’a, bir zamanlar, sentor Kheiron vermiştir.
Sonra iki ordu tekrar hazırlanmaya başlar. Agamemnon, ordunun içinde dolaşır; adamlarına bağırır durur. Giritli İdemeneus’u görür ve onu yüreklendirir. İdemoneus da Troyalılar sözünü tutmadığı için bir an önce savaşa başlamak istediğini söyler. İki Aias’ı görür sonra Agamemnon, onlar bir şey buyuramayacağını söyler ve onlardaki yürek tüm adamlarında olsaydı, çoktan Troya’yı alabileceğini ekler. Ardından, Pylos’un oğlu Nestor’u görür.
gördü orda Pylos’un gür sesli sözcüsü Nestor’u,
İlyada 4.Kitap
adamlarını diziyor, kışkırtıyordu savaşa.
Ulu Pelagon’un, Alastor’un, Khromios’un çevresindeydi erler,
Kral Haimon’un, insan güdücüsü Bias’ın çevresinde,
önce arabalarıyla atlılar,
arkada soylu yayalar bir sürü,
dizilmişlerdi savaşta kale olmak için
Nestor adamlarına öğüt vermektedir, iyi sürücüyüm diye önden gidenin nefesi erken kesilir der. Agamemnon bu yiğit adamın yaşlılığına üzülür. Nestor, Eurythalion’u öldürdüğü günlere dönmek istediğini belirtir.
Agamemnon sonra Atina kralı Peteus’un oğlu Menestheus’u görür. Odysseus onun yanındadır ve Kephallenialar çevresindedir. Ancak onlar arkada kalmıştır. Agamemnon hemen kızar ve en önde gitmenşn onlara yakışacağını belirtir; çünkü ne zaman şölen olsa ilk onlar şölene gelmeyi bilirler. Odysseus bu laflara gücenir; birazdan görürsün Telemakhos’un babası yani kendisinin nasıl savaşacağını der. Agamemnon, böylece söylediği lafları geri alır.
Onların yanında Argos Kralları Tydeus’un oğlu Diomedes ile Kapaneus’un oğlu Sthenelos vardır. Agamemnon Diomedes’e de geride durduğu için kızar. Diomedes’in babası Tydeus, Oidipus’un oğlu Polyneikes ile birlikte, bir zamanlar, Mykene’yi ziyaret etmiştir. Argos Kralı Tydeus, Thebe’ye savaş açmıştır ve aslında Mykene’den yardımcılar istemeye gelmiştir. Ancak, Zeus uğursuz belirtiler göndererek Mykene’lerin yardım etmesini önlemiştir. Tydeus yola çıkmış Asopos Irmağına geldiğinde, elçi olarak Thebe’ye yola koyulmuştur. Yolda, Oidipus’un öteki oğlu Eteokles’in sarayından bir sürü Kadmosoğluna rastlamıştır ama düşmanı görünce korkmamıştır. Athena, Tydeus’a yardım etmiş ve hepsini yenmiştir. Kadmoslular yenilgiye içerlemişler ve önderleri Haimon oğlu Maion ve Autophonos oğlu Polyphontes olan elli adam daha göndererek Tydeus’un yolunu bir kez daha kesmişlerdir. Tydeus yine hepsini yenmiş, tanrıların belirtileri yüzünden sadece Maion’un hayatını bağışlamıştır. Agamemnon bu olaylara bizzat tanık olmasa da duymuştur. Söz alanında babasından üstün olan Diomedes, ön saflarda durmak yerine geride kaldığı için babasından daha az erkektir.
(Thebe’yi Kadmos kurduğu için, Thebe şehrinin vatandaşlarına Kadmosoğulları denir. Thebe’nin kralı Oidipus, annesi ile beraber olduğu açığa çıkınca; iki oğlu Polyneikes ve Eteokles taht kavgasına düşer. Eteokles, Thebe’yi ele geçirir. Polyneikes ise sürgün olarak Argos’a gider. Argos Krallığını Thebe’ye karşı savaş açmaya ikna eder. Bu savaş Thebai’ye Karşı Yediler olarak anılmaktadır. İki kardeş savaş sırasında birbirini katleder.)
Diomedes, Agamemnon’a karşılık vermez. Ama Kapaneus kendini tutamaz. Thebe ilini ufacık orduyla almışlardır ama babalarından çok daha üstündür onlar. Diomedes, Kapaneus’a karşılık vermemesini önerir, Agamemnon burdaki insanları savaşa getirendir, bu yüzden kimse ona kızmamalıdır. Atlar atına en önlere geçer, yüreklere korku salar.
Akha ordusu usulca önderlerinin arkasında yürümeye başlar. Troya ordusu ise koyunlar gibi yürümektedir, hepsinin dili farklı farklıdır, kimini Ares, kimini Athena kışkırtır. Kimini de Ares’in yoldaşları korku (Deimos), bozgun (Phobos) ve kavga(Eris — Neikos) kışkırtır.
(Hesiodos’un Thegony’sine göre, Deimos ve Phobos, Afrodit ile Ares’in çocuklarıdır.)
Savaş tanrısı Ares savaşı kışkırtır. Böylece alana iki tarafın askerleri yığılır ve savaş başlar.
Nestor’un oğlu Antilokhos, Troya eri Thalysios’un oğlu soylu Ekhepolos’u öldürür.
Abantların önderi Khalkodon’un oğlu Kral Elephenor, düşen Ekhepolos’u sürükleyerek silahlarını almak ister ama Troyalı Agenor bunu görür ve Elephenor’u öldürür.
Telamon oğlu Aias, Antemion’un oğlu Simoeisliyi vurur. Annesi İda Dağlarından Simoeis Irmağı’na (Dümrek Çayı) inmiştir ve oğlunu, ırmağın kıyısında doğurduğundan adam Simoeisli olarak anılmaktadır.
Priamos’un oğlu Antiphos, Aias’ın üzerine kargı atar ama onu vumaraz. Ancak, Odyssues’un arkadaşı Leukos’u vurmayı başarır.
Odysseus, arkadaşının öldüğünü görünce atılır ve Leukos’un ölüsünün yanına gider. Sinirden kargısını fırlatır, Priamos’un Abydos’tan (Çanakkale Boğazı’nda, Sestos’un karşısında bulunan bir şehir) gelen piç oğlu Demokoon’u vurur.
Hektor ve Troya ordusu gerileyince Pergamos Tepesinde (Troya’nın Kalesi) oturan Apollon onları yüreklendirmek için seslenir. Akhilleus savaştan uzak duruyordur ve Troyalıların silahlarının delmeyeceği şey yoktur.Tritogeneia yani Athena ise Akhaları kışkırtmaktadır.
Trakyalıların önderi İmbrasosoğlu Peiros’un attığı taşla Amarynkeusoğlu Diores ölür.
Aitolialı Thoas, Perios’un üzerine atılır ve kargıyla onu öldürür.
Trakyalılar ise Thoas’ı öldürür. Perios ile Thoas’ın bedenleri yanyana düşer.
Ve bölüm aşağıdaki dizeler ile biter; tıpkı her savaşta olduğu gibi.
Bir yığın Troyalıyla bir yığın Akhalı o gün
İlyada 4.Kitap
serilmişlerdi tozun toprağın içine,
işte böyle, sırt sırta, yan yana.
Bir önceki bölüm için tıklayınız.
Bir sonraki bölüm için tıklayınız.
