Tarihin babası Herodot, bize Amazonlara dair şu sıralar pek de anılmayan, güzel bir öykü anlatmıştır. Samsun Terme’li Amazon kadınlarının İskit erkekleri ile Kafkasya’da yaşamış “Sarmatya” olarak bilinen kabileyi nasıl kurduklarına dair… Herodot, Yunan kültüründe yetiştiğinden Amazon kadınlarına kızmayı da ihmal etmez. Çünkü ona göre bu öykü, bir aşk hikayesi değil, kadınların erkekleri nasıl evcilleştirdiğine dair uyarıcı bir öyküdür…
Antik dünyada, bir Yunan keşif gücü, Pontos‘taki Thermedon Nehri (Terme Çayı) civarında yaşayan Amazonları yenilgiye uğrattı. Yunanlılar, kadınların çoğunu esir aldı ve silahlarına ganimet olarak el koyup, üç gemiyle yola çıktılar. Amazon kadınları, kendilerini bekleyen sefil sonun farkındaydılar. Böylece yolculuk esnasında, ayaklanma çıkarıp silahları ve gemiyi ele geçirmeyi başardılar. Yetenekli at binicileri olmalarına rağmen, pek de iyi bir denizci olmayan kadınlar, şanslıydılar. Uygun rüzgarlar sayesinde, Karadeniz’in kuzey kıyılarında yaşayan İskitlerin topraklarına varmayı başardılar.
Kadınlar bölgede buldukları atları evcilleştirerek, özgürlüklerini geri kazandılar. Yağma yaparak göçebe hayatlarına yeni ulaştıkları diyarda devam ettiler. Lakin, bölge sakinleri İskitler, ziyaretçilerinin farkındaydılar. Bir zamanlar, İskit kadınları da bu yabani kadınlar gibi avlanmasına ve yaşamasına rağmen, artık kültürleri yozlaşmıştı. Dahası güçlü ve yetenekli Amazon kadınlarından çocuk sahibi olarak İskit halkını gençleştirmek istiyorlardı. Bu yüzden, onları kabileye katılmaya ikna etmek istediler ve genç bir adam grubunu onların yanına gönderdiler.
İskit erkekleri bir süre göçebe kadınları takip etti. Kadınlar da takip edildiklerinin ama zarar vermek istemediklerinin farkındaydılar. Bir süre sonra, içlerinden bir Amazon göçer, karşılaştığı İskit erkeği buluşmaya ve beraber olmaya başladı. Zamanla erkekleri kadınlarla tanıştırdı ve birlikte yaşamaya başladılar. Kadınlar hızla İskit dilini öğrendi. Birlikte ata binmenin, avlanmanın ve bozkırlardaki diğer gruplara baskın yapmanın tadını çıkardılar. Ancak İskit erkekleri geleneksel evliliği ve aileleriyle birlikte yaşamayı önerdiklerinde, Amazonlar bağımsızlıklarına ve farklı yaşam tarzlarına değer verdikleri için bunu reddettiler.
Bunun yerine Amazonlar ortaklık ve eşitliğe dayalı farklı bir birliktelik önerdiler. İskit erkekleri kabul etti ve her iki grup da bölgeyi terk ederek Don Nehri’ni geçti ve bozkırlara yerleşerek Sarmatlar olarak tanındı. Sarmatlar İskitçe’nin bir karışımını konuşuyor ve çocuklarını benzer şekilde yetiştiriyorlardı; hem erkek hem de kız çocukları binicilik, okçuluk ve savaş becerilerinde ustalaşıyordu. Sarmatyalı kadınlar erkeklerle birlikte avlanarak ve savaşarak eski yaşam tarzlarını sürdürüyorlardı ve kızların ancak bir erkek düşmanı öldürdükten sonra evlenmelerine izin veriliyordu.