Odysseia Beşinci Bölüm Özet – Athena, tanrılar meclisinde Odysseus’u affetmeleri için ikna eder. Hermes, Kalypso’nun adasına giderek, Odysseus’u kaçması için yüreklendirir.
Şafak Eos, Tithonos’un yatağından ayrılır ve gün söker. Tanrılar ise oturum yapmaktadırlar. Athena, Odysseus için kaygılanmaktadır. Hep var olan tanrılara hitap ederek, Odysseus’un ne kadar iyi bir yönetici olmasına rağmen, halkının bile onu unuttuğunu, Kalypso’nun onu zorla sarayında alıkoyduğunu ve Telemakhos’u da taliplerin öldürmeyi planladığını söyler. Zeus, Athena’ya Telemakhos’a yardım etmesini söyler ve Hermeias’a da Kalypso’nun yanına gitmesini ve Odysseus’u serbest bırakmasını söyler. Odysseus, bir sal yaparak denize açılmalıdır ve yirminci gününde, Skherie’de Phaiakların toprağına varacaktır. Troya’dan getiremediği malları, Phaiaklar ona verecek ve evine dönebilecektir.
Hermes, görevini alır almaz hemen ayakkabılarını bağlar, değneğini alır yola koyulur. Adaya varınca, Kalypso’nun oturduğu mağaraya gider. Kalypso, tüten ocağın yanındadır ve kumaş dokuyarak, türkü söylemektedir. Mağaranın çevresindeki ormana, Hermes bile hayranlıkla bakar. Mağaraya yürüyünce, Kalypso misafirini fark eder. Odysseus, mağarada değildir; deniz kenarında memleketine hasretten ağlamaktadır. Kalypso, Hermes’e neden geldiğini sorar ve önüne masa kurup, yemek çıkarır. Hermes karnını doyurduktan sonra, dokuz yıl savaşıp, onuncu yılda Troya’yı yıkan ve dönüş yolunda, Athena’ya saygısızlık edip de yok olan önderlerden bahseder, Odysseus da bu adaya sürüklenmiştir. İşte, Zeus, Odysseus’u artık göndermesini talep etmektedir.
Kalypso duyduklarına kızar. Tanrılar çok kıskançtırlar. Ne zaman bir tanrıça bir erkekle yatsa, buna izin vermezler. Örneğin, Şafak Eos, Orion’u sevmiştir ama Orion’u, Ortygie’de Artemis öldürmüştür. Demeter, Iasion’a aşık olmuş, tarlada üç kez beraber olmuştur; Zeus bunu öğrenir öğrenmez, Iasion’u yıldırımı ile öldürmüştür. Şimdi aynısı Kalypso için yapmaktadırlar. Odysseus’u Kalypso denizden kurtarmış, adamı sevmiş, beslemiştir. Ancak, kimse Zeus’un buyruğunun dışına çıkamadığı için, talebi yerine getirecektir.
Böylece, Hermes gider. Kalypso da Odysseus’u deniz kenarında bulur, adam hala ağlamaktadır. Kalypso, Odysseus’a, onu göndereceğini, bu yüzden kendisine sal yapmasını söyler. Bu sal ile baba toprağına varacaktır. Odysseus ilk inanmaz duyduklarına. Bir sal ile denize açılmak ona korkutucu gelir ama Kalypso, tanrılar ve Styks üzerine yemin edince, Odysseus kabul eder teklifi. Böylece mağaraya giderler, tanrıça Odyssues’u besler bir güzel. Sonra, gittikten sonra çekeceği dertleri bilseydi, burada kalmayı tercih edeceğini belirtir. Penelope’dan daha güzel bir kadındır, ölümsüzdür kendisi. Odysseus, bunu bildiğini söyler ama tek istediği şey memleketini tekrar görmektir, bu yüzden her türlü acıya katlanabileceğini belirtir. Karanlık basınca, sarmaş dolaş olur uyurlar.
Gün doğar doğmaz, işe koyulurlar. Odysseus, tanrıçanın verdiği balta ile ağaç keser ve salını inşaa eder. Yine tanrıçanın verdiği bezi de yelkeni yapar. Dördüncü gün, sal biter. Beşinci gün Kalypso, Odysseus’a bol bol erzak vererek adadan uğurlar. Gözüne uyku girmeden yol alır. Ülker ile Küçükayı burçlarına bakar, kutup yıldızına göre salına yön verir. On sekizinci gün, Phaiak toprakları görünür. Ancak Yanıkyüzlüleri ziyaretten dönen Poseidon, Solymos Dağı’ndan Odysseus’u görür. Tanrıların, yokluğunda, karar değiştirdiğini anlar ve Odysseus’a felaketler göndermeye karar verir. Böylece, denizi allak bullak eder. Euros, Notos, Zephyros ve Boreas, dev dalgalar gönderir. Odysseus, denizin seyri değişince, endişeye kapılır. Çekilecek çilesi olduğunu anlar. Troya’da ölen Akhaların ne şanslı olduğunu düşünür. En azından bir mezarı olacağı için Troya’da ölmüş olayı diler. Böylece, salı alabora olur, dalgaların pençesinde bulur kendini. Salını tekrar bulur ve sıkı sıkı tutunur ama dalgalar onu ve salı sürüklemektedir.
Kadmos’un kızı İno, eskiden ölümlüdür ama şimdi Aktanrıça olmuştur. Bir martı kılığında, Odysseus’un salına konar. Poseidon’un neden ona böyle davrandığını sorar. En iyisi üzerindeki ağır kıyafetlerden kurtulup, denize atlayıp karaya yüzmeyi denemek olduğunu söyler. Tanrısal yaşmağını da ona verir. Sonra da uçar gider. Odysseus, ölümsüzlerin kendisine kurduğu düzenden şüphelenir. Kara çok uzaktadır; bu yüzden salı parçalanmadan terk etmek istemez. O esnada, Poseidon dev bir dalga gönderince, kıyafetlerini çıkarır ve yaşmağı göğsüne dolayarak, denize atlar.
Odysseus’a verdiği cezanın yeterli olduğunu düşünen Poseidon, Aigai’deki sarayına doğru yola koyulur. Athena ise rüzgarların yolunu kesip, onları uykuya gönderir. Boreas’ı estirerek, dalgaları kırar. Odysseus, iki gün iki gece sürüklenir. Üçüncü gün şafak sökünce Odysseus karayı görür. Ancak ne körfez ne koy vardır ve dalgalar çok kuvvetlidir. Sığ bir yer yoktur ve yüzerek açılırsa, yine fırtına çıkmasından endişelenmektedir. Amphitrite’nin beslediği deniz canavarını, tanrıların üzerine salacağından korkar. Poseidon’un kendisine hala öfkeli olduğunun farkındadır.
Athena’nın verdiği soğukkanlılık ile, bir ırmağın ağzına varır. Odysseus, ırmağın tanrısına akıntısına kendisini alması için yalvarır. Böylece ırmak, denizi dümdüz eder, akaşını durdurur ve Odysseus’u yatağına çeker. Gücü tükenen adam kıyıya çıkar ve tanrıçanın yaşmağını çözüp ırmağa atar. İno da yaşmağı alıverir.
Sonunda Odysseus, ırmaktan çıkar, sazların arasına uzanır. Çırılçıplaktır. Irmağın kenarında uyusa, soğuktan öleceğini tahmin eder. Tepeye çıkıp, ormanda yer bulsa, kurda kuşa yem olacağından endişelenir. Sonunda ırmağın yanındaki ormana sığınmaya karar verir. Birbirine sımsıkı girmiş iki zeytin ağacının altına yatar Odysseus ve uykuya dalar.
Bir önceki bölüm için tıklayınız.
Bir sonraki bölüm için tıklayınız.