Tantalos Efsanesi, bir ölümlünün tanrıların lütfunu kibri yüzünden kaybedişini anlatan, tartışmasız en iyi temsillerden biridir. Zengin bir kral ve ilahi ebeveynleri olmasına rağmen, büyük şair Pindaros’un dediği gibi “büyük refahı hazmedemedi”. Nedeni ne olursa olsun tanrıları sınamaya ve onlara meydan okumaya karar verdi, sonuç olarak da ebedi bir ceza ile lanetledi.
Yaşadığı Yer
Antik kaynaklar, Tantalos’un memleketi hakkında çeşitli rivayetlerde bulunurlar. Çoğuna göre krallığı bugün Türkiye’de bulunan Lidya’da Sipylos Dağı’ndadır. Bazıları yine Türkiye’de bulunan Frigya ya da Paflagonya olduğunu ileri sürerler. Ancak bazıları Yunanistan’da bulunan Argos ya da Korinth şehirlerinin Tantalos’un ülkesi olduğu konusunda fikir birliğindedir.
Tantalos’un Soyu
Tantalos’un babası ya Zeus’tur ya da bir dağ-tanrı olan Tmolos’tur. Annesi ise bilinen çoğu kaynağa göre peri Pluto’dur.
Karısı birçok anlatıya göre titan Atlas’ın kızı Dione iken, bazıları Paktalos nehrinin kızı Euryanassa, Ksanthos nehrinin kızı Eurythemista ya da Amphidamantes’in kızı Clytia olduğunu söyler.
Çoğunlukla Peloponez’e adını veren Pelops’un babası olarak bilinir. Ayrıca avcı Broteas ve Niobe’nin de babası olduğunu söylerler. Niobe de tıpkı babası gibi tanrılara karşı beslediği kibir yüzünden cezalandırılmıştır.
Tantalos’un Suçu
Farklı kaynaklar, Tantalos’un suçu ve cezası hakkında değişik hikayeler anlatırlar. Her durumda, Tantalos zengin bir kraldır ve ilahi ebeveynlere sahiptir. Bu yüzden tanrıların sofrasında yiyip içebilen tek ölümlüdür. Tantalos’un cezalandırılmasının sebebi olarak beş farklı hikaye öne sürülür. Bunlar aşağıda teker teker incelenmiştir.
1- Oğlu Pelops’u Pişirir
En bilinen versiyona göre, Tantalos, tanrıların her şeyi bilip bilmediğini test etmeye karar verir. Bu yüzden oğlu Pelops’u öldürüp pişirir ve tanrılara yemek olarak sunar. Böylece tanrıların kendilerine insan eti sunulduğunu fark edip edemeyeceklerini merak eder.
Yemek esnasında kızı Persephone’u yeni yitirmiş olan Demeter, dalgınlıkla yemekten bir lokma alır. Ancak diğer tanrılar, Tantalos’un ne yaptığını hemen fark ederler. Bu yüzden onu Tartaros’a atarlar ve oğlu Pelops’u diriltirler. Demeter, yanlışlıkla Pelops’un kolunu ya da omzunun bir kısmını yediği için, bu uzvu fildişi ile tamamlarlar.
Bu hikaye, Lykaon miti ile paralellik gösterir. Lykaon da kendisini ziyaret eden insan kılığındaki Zeus’u test etmek için oğlunu öldürerek etini sunmuştur ve kurt-adama dönüşerek cezalandırılmıştır.
2- Nektar ve Ambrosia’yı Çalar
Mitin bazı versiyonlarına göre, Tantalos tanrılardan nektar ve ambrosia’yı çalarak ölümlü arkadaşları ile paylaşmıştır. Nektar ve ambrosia, tanrıların yemeğidir ve onların ölümsüz olmasını sağlar.
Bu versiyon, Prometheus’un öyküsünü anımsatır. Prometheus da tanrılardan ateşi çalıp insanlara verdiği için sonsuz işkencelere mahkum edilmiştir.
3- Tanrıların Sırrını Açığa Çıkarır
Antik çağda oldukça yaygın olan bir başka rivayete göre Tantalos, tanrılarla yemek yerken onlarla ilgili bazı sırlara ve kozmosla ilgili planlarına kulak misafiri olmuştur. Ne yazık ki, bu bilgileri aptalca diğer ölümlülere açıklamıştır. (Sırların tam niteliği, görünüşe göre Tantalus’tan daha sağduyulu olan antik kaynaklar tarafından bildirilmemiştir). İşte bu yüzden Tantalos cezalandırılmıştır.
4- Tanrılar Gibi Yaşamak İster
Troya’da savaşan Yunan krallarının dönüş yolculuklarını anlatan M.Ö. 6. yüzyıla ait bir destan olan Nostoi‘nin parça parça kalıntılarından farklı bir versiyon bilinmektedir. Bu anlatıda Tantalos, Zeus’tan bir tanrı gibi yaşamasına izin verilmesini istemiştir. Zeus bu dileği yerine getirmiş, ancak Tantalos’un kibrini de görmezden gelmemiştir: Bu yüzden Tantalos bir tanrı gibi yaşamasına rağmen Zeus onu başının üzerinde sürekli büyük bir taş sallandırarak cezalandırmıştır. Tantalos böylece servetinin tadını çıkaramamıştır.
5- Zeus’un Köpeğini Çalar
Tantalos’un suçunun, muhtemelen Lidya’daki Sipylus Dağı‘nda Tantalos’a ait olduğu iddia edilen mezarla ilgili yerel geleneklerle bağlantılı bir başka versiyonu daha vardır. Bu kez, Tantalos’un arkadaşı Pandareus’un Zeus’un bekçi köpeğini nasıl çaldığı ve onu saklaması için Tantalos’a verdiği anlatılır. Ancak Zeus köpeği geri almaya çalıştığında (çoğu kaynak Hermes‘i gönderdiğini belirtir), Tantalos köpeğin kendisinde olmadığına dair yemin eder. Bu yalancı şahitliğin cezası olarak Zeus Tantalos’u öldürüp diri diri Sipylus Dağı’nın altına gömer.
Tantalos İşkencesi
Tantalos’un cezası da tıpkı işlediği suç gibi kaynaktan kaynağa değişir. En bilinen ve aynı zamanda en eski versiyonlarından biri Homeros’un Odysseia Destanı’nda anlattığıdır. Odysseia’ya göre, Odysseus yeraltı dünyasını ziyaret ettiğinde Tantalos’un ebedi cezasını görür. Tantalos’un acımasız bir şekilde yemek ve içecekten ebediyen yoksun bırakıldığını anlatır. Tantalos bir gölün içinde ayakta durur ve ne zaman su içmek istese, su toprağa çekilir. Ne zaman üzerinden sarkan yemişlere uzanmak istese, bir rüzgar yemişleri uzağa savurur. Bu yüzden sonsuz bir açlığın işkencesini çeker.
Diğer kaynaklara göre, Tantalos’un cezası başının üzerinde sürekli korku uyandıran bir taşın sonsuza dek asılı kalmasıydı. Daha sonraki bazı kaynaklar bu iki rivayeti birleştirmiştir: Onlara göre Tantalos, meyvelerini yiyemediği ağaçlarla çevrili, suyunu içemediği bir gölde debelenirken başının üzerinde bir taş asılı duruyordu.
Lecretius’un Yorumu
Öte yandan Lecretius, Tantalos’un hikayesini rasyonel bir bakış açısı ile ele alır. Ona göre, Tantalos’un işkencesi gerçek değildir ama batıl inançların kurbanı olmuştur.
Halikarnas Balıkçısının Yorumu
Halikarnas Balıkçısı, Anadolu Efsaneleri kitabında Tantalos’un öyküsünü anlattıktan hemen sonra bu hikayenin kökenini tartışır. Ona göre, Tantalos, anaerkil toplum düzeninden babaerkil toplum düzenine geçiş dönemin de yaşamıştır ve anaerkil düzeni savunduğu için, babaerkil toplum tarafından böyle bir cezaya çarptırılmıştır.
Tantalos’un Mezarı
Tantalos’un Mezarı‘ndan ilk bahseden ünlü gezgin ve coğrafyacı Pausanias’tır. Hellas’ın Tasviri isimli kitabında, Tantalos’un Mezarı’nın Sypilos Dağı‘nda olduğundan ve mezarı gördüğünden bahseder. Tantalos’un aksine oğlu Pelops‘un, Troya kralı İlos tarafından ülkesinden sürüldüğünü de ekler. Mitolojik öykülere göre de Pelops, Anadolu’yu terk ederek, Yunanistan’a göç edecek ve Yarımadaya Peloponez adını verecektir.
Pausanias‘ın bu yorumu, 19.yy arkeologlarını bölgede araştırma yapmaya teşvik eder. Yamanlar Dağı’nın Bornova Ovası‘nda keşfe çıkan arkeologlar Bayraklı’ya bakan yamaçlardaki mezarlardan en büyüğünün “Tantalos’un Mezarı” olduğunu iddia ederler.
Daha sonraları keşfe gelen Chaerles Texier, bölgede bulunan 12 tümülüste araştırmalar yapmış ve Tantalos’un Mezarı olarak özdeşleşen tümülüsü kazarak planını ortaya koymuştur. Texier’e göre, tümülüsün üzerinde bulunduğu kale ve çevresindeki ev kalıntıları Tantalos’un kentine aittir.
Ancak Texier ile aynı dönemde yaşayan İngiliz jeolog William John Hamilton, Texier’in görüşüne katılmaz. Ona göre, bu kalıntılar eski Smyrna kentine aittir.
Arkeoloji dünyası, bu kalıntıların Tantalos’un Mezarı olduğu konusunda fikir birliğine ulaşamamıştır.
Spil Dağı ve Karagöl
Bugün Manisa’da bulunan Spil Dağı’nda Tantalos’un kızı Niobe’nin Ağlayan Kayası ve oğlu Pelops’un tahtı bulunmaktadır.
Öte yandan İzmir Yamanlar Dağı üzerinde bulunan ve tektonik bir göl olan Karagöl bulunmaktadır. Efsaneye göre, Zeus Tantalos’u Spilos Dağı’ndaki bir yarıktan Tartaros’a gönderdikten sonra, bu yarak daha sonra göl haline gelmiştir. Bugünkü Karagöl olarak bilinen gölün, Tantalos Gölü olduğuna inanılır.