Paris gezi rehberi kültür ağırlıklı gezmeyi sevenler için hazırlandı. Aşağıda paylaştığım önemli lokasyonlardan bana göre kesinlikle ziyaret edilmesi gerekenleri (*) ile işaretledim.
İçerik
Paris Kaç Günde Gezilir?
Hızlı seyahat eden, günde 30-40 bin adım atabilen biri olarak söylüyorum hakkını vermek için 6-7 gün gerekli bence. Yoğun ama değecek bir program olacaktır. 2-3 günde ise merkezdeki lokasyonların bile sadece üçte birini görebilirsiniz.
Paris Şehiriçi Ulaşım Rehberi
Uygulama İle: Android ya da Apple telefonunuza Île-de-France Mobilites uygulamasını indiriyorsunuz. Eğer Apple kullanıyorsanız Apple Wallet kullanmak için telefonunuzun konumunu ayarlardan Fransa’ya değiştirmelisiniz. Android kullanıyorsanız uygulama sizi My Wallet diye başka bir uygulama indirmeye yönlendirecek. Bu işlemleri tamamladıktan sonra giriş/kayıt yapmadan direk biletinizi alıp NFC ile okutabiliyorsunuz.
Kart İle: Uygulama üzerinden uğraşmak istemiyorsanız her metroda bulunan bilet makinelerinden 2€ karşılığında Navigo Easy kartınızı bastırabilir ve bu karta yine makine üzerinden yükleme yapabilirsiniz.
Navigo Liberte gibi biletler şehir sakinleri için geçerli. Yani hiç boşuna araştırmayın. Ya uygulamadan ya da kartı bastırarak hayatınıza devam edin. Bilet fiyatlarının güncel halini buradan kontrol edebilirsiniz.
- Tek bilet (metro, tren, rer treni) 2,5€
- Tek bilet (otobüs, tramvay) 2€
- Günlük geçerli bilet (12€)
Örneğin M8 hattından M12’ye aktarma yapacaksınız. Aktarma aynı duraktaysa bir daha turnike/gişe görmeden metro içinde aktarma yapabiliyorsunuz.
Sitesinde okuduğumuza göre metro bileti ile 1 saat içinde rer trenine ya da otobüslere aktarma yapılabildiği yazıyordu. Ama biz metroya bindikten sonra gişeleri terk edip ilerideki başka bir rer istasyonuna binmek istediğimizde aktarma yapmadı. Bu yüzden aynı istasyondan aktarma yapmaya özen gösterin.
Alternatif Ulaşım Yolları
Yego diye elektrikli paylaşımlı motorsiklet firması var. Uygulamasını indirip en yakındaki yego’yu hemen kiralayabiliyorsunuz. Dakikası 40 cent. İçinde iki tane kask var. Ancak Paris’te eldiven ile motor kullanmak zorunluymuş ve eldiven vermiyorlar. Bisiklet park edilen yerlere park etmeniz de önemli.
Velib isimli bisiklet kiralama uygulaması. Bu devlete ait. Île-de-France Mobilites uygulamasında kiralama yöntemi mevcuttu. Ayrıca yarım saatte bir park edip geri alırsanız baya ucuza getirebileceğiniz bir yöntem de mevcuttu. Bir araştırsın ilgilenenler. Diğer bir bisiklet kiralama uygulaması da Lime. Ancak unutmayın bisiklet otoparkları genelde ünlü yerlerin yakınlarında dolu olabiliyor. Yani gideceğiniz noktanın yakınındaki yere park edemeyebilirsiniz.
1- Eyfel Kulesi*

Eyfel Kulesi, 1889 yılında Paris’te düzenlenen Dünya Fuarı’nda Fransa’nın mühendislik gücünü göstermek için Gustave Eiffel‘in şirketi tarafından inşa edilmiştir. Başlangıçta geçici bir yapı olması planlanmıştı. Başta birçok sanatçı ve entelektüel tarafından “çirkin” bulunmuştu. Yıkılmasına yakın kule radyo kulesi olarak kullanılmaya başlandı ve I.Dünya Savaşı’nda önemli bir rol oynadı. Böylece kulenin işe yaradığı düşünülürek yıkılması engellendi. Zamanla turistik bir çekim haline gelen kule Paris’in simgesi oldu.
Kulenin tepesine çıkmak merdivenle veya asansörle çıkma tercihinize göre veya 2. kat veya zirvesine çıkmak istemenize göre değişiyor. Hayır bir de tepesinde şampanya içeyim derseniz biraz daha fiyat artıyor. Bilet fiyatları 14,5 – 36€ arasında değişiyor. Bileti buradan alabilirsiniz. Özellikle ucuz biletlerin çok hızlı tükendiğini unutmayın.

Eyfel Kulesini hemen arkasındaki çimlerde oturarak, Palais de Chaillot‘de tepeden izleyerek, Pont d’Iéna, Passerelle Debilly veya Eyfel Kulesini hemen arkasındaki çimlerde oturarak, Palais de Chaillot’de tepeden izleyerek, Pont d’Iéna, Passerelle Debilly veya Pont de Bir Hakeim köprüsünden izleyebilirsiniz. Akşam ışıklarının yanmasına yakın influencerların akınını görebilirsiniz. Hemen ardındaki çimlerde bir sürü şampanya/şarap satan seyyar satıcı olduğu gibi kendi piknik malzemelerinizi de getirebilirsiniz.
Bence gece kararmadan, ışıkları yanmadan önce gidin.
BONUS: Modern sanat severler Musée d’Art Moderne de Paris müzesini ücretsiz bir şekilde ziyaret edebilir. Hemen yolunuzun üstünde olabilir.
2- Şanzelize Caddesi & Zafer Takı & Concorde Meydanı *

Öncelikle caddenin adı Champs-Élysées olarak yazılıyor. Concorde Meydanı ile Zafer Takı (Arc de Triomphe) arasında yaklaşık 1.9 km uzunluğunda bir caddedir. Bugün lüks mağazalardan normal mağazalara birçok dükkana ev sahipliği yapmaktadır.
1667 yılında bir park yolu olarak düzenlenmiş, 18. yüzyılda ağaçlarla çevrili bir bulvar hakine gelmiştir. İsmi ise Yunan Mitolojisinde kahramanların öldükten sonra gittikleri cennet olan Elysion Tarlalarından alır.

Zafer Takı (Arc de Triomphe), Şanzelize Caddesi’nin batı ucunda yer alır ve on iki büyük caddenin birleştiği Charles de Gaulle Meydanı’nın merkezindedir. 1806 yılında Napolyon Bonapart tarafından Fransız ordusunun başarılarını onurlandırmak amacıyla yaptırılmaya başlanmıştır. Ancak Napolyon öldükten sonra tamamlanmıştır. Napolyon’un naaşı, 15 Aralık 1840’ta Paris’e ulaştığında, Zafer Takı’nın altından geçirilerek büyük bir kortej eşliğinde Invalides’e (Les Invalides – günümüzde mezarının bulunduğu yer) götürüldü. Üzerinde Napolyon döneminden Fransız Devrimi‘ne kadar birçok savaşın adı yazılıdır ve dört ana kabartmasında Fransız ordusunun kahramanlık sahneleri betimlenmiştir. Zafer Takı’nın altında, I. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden isimsiz Fransız askerlerine ithafen 1920 yılında yerleştirilen Meçhul Asker Mezarı bulunur. Bu mezarda yanan “sonsuz ateş” her akşam özel bir törenle yeniden yakılır.
Zafer Takı’nın tepesine çıkıp şehri izleyebilirsiniz. Bilet fiyatı €16 ve buradan satın alanilirsimiz.

Concorde Meydanı, 1755 yılında kralı onurlandırmak için yapılmış ve başlangıçta onun adı verilmiştir. Fransız Devrimi sırasında meydan, birçok önemli ismin giyotinle idam edildiği yer haline geldi. Bu isimler arasında XVI. Louis, Kraliçe Marie Antoinette, Danton, Robespierre vardı. Marie Antoinette bilmeyenler için şu ünlü “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.” sözünün mal edildiğini kraliçedir. Toplamda binden fazla kişi burada halk önünde başı kesilerek öldürüldü. Giyotin, meydanın simgesi haline geldi ve Concorde bu yönüyle devrim tarihinin merkezi oldu. Devrimden sonra, Fransa’nın birlik ve barışını vurgulamak amacıyla adı barış/uyum anlamına gelen Concorde olarak değiştirildi.
1836 yılında, Mısır’dan getirilen 3.300 yıllık Luxor Dikilitaşı meydana dikildi. Aslında Mısır firavunu II.Ramses tarafından yaptırılan 2 dikilitaş, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa tarafından Fransa’ya armağan edilmiştir ama 23 metre ve 227 ton ağırlığında olan dikilitaşlar için özel bir yüzer platform inşa edilerek ancak bir tanesi getirelebilmiştir.
3- Grand Palace & Petit Palace & Alexander III Köprüsü*

Grand Palais (Büyük Saray), 1897 yılında, 1900 Paris Dünya Fuarı (Exposition Universelle) için inşa edildi. Cam ve demirin bir arada kullanıldığı devasa bir yapıdır. Başlangıçta fuar için kullanılan yapı zamanla moda defileleri, konserler ya da çağdaş sanat sergileri için kullanılmaya başlanmıştır.

Petit Palais (Küçük Saray), 1900 Dünya Fuarı için Grand Palais’in tam karşısına inşa edilmiştir. Günümüzde Musée des Beaux-Arts de la Ville de Paris (Paris Güzel Sanatlar Müzesi) olarak hizmet vermektedir. Giriş ücretsizdir. İçinde Monet ve Van Gogh gibi ünlü ressamların resimlerinden tutun, Antik Yunan kap kacağı dahil sergilenmektedir. 1-2 saatinizi ayırmanızı öneririm.
Alexandre III Köprüsü, Paris’te Seine Nehri üzerinde yer alan ve şehrin en görkemli köprülerinden biridir. 1896–1900 yılları arasında inşa edilmiştir ve adını, Fransa ile dostluğu simgelemek amacıyla Rus Çarı III. Aleksandr’dan alır. Köprü, Fransa ile Rusya arasında 1891’de imzalanan ittifakın anısına yapılmıştır. Açılışı, 1900 Paris Dünya Fuarı ile aynı zamana denk getirilmiştir.
4- Louvre Müzesi & Tuileries Bahçeleri*

Louvre Müzesi’nin binası Avrupa’nın en eski saraylarından biridir. Başlangıçta bir ortaçağ kalesi olarak inşa edilen yapı, yüzyıllar içinde kraliyet sarayı, sonra da müze haline gelmiştir. XIV. Louis dönemine kadar Fransız krallarının ana ikametgahıydı. Ancak Versailles Sarayı tamamlanınca, Louvre terk edildi ve sanatçılara atölye olarak açıldı.
1793 yılında, Fransız Devrimi’nin ardından halkın erişimine açılarak müze haline getirildi. O tarihten itibaren sürekli büyüyen koleksiyonları ve genişleyen galerileriyle dünyanın en büyük ve en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olmuştur.

Tuileries Bahçeleri (Jardin des Tuileries) hemen Louvre sarayının önünde yer alır. 1564 yılında Fransa Kraliçesi Catherine de Medici tarafından, yanına yaptırdığı Tuileries Sarayı ile birlikte tasarlanmıştır. Fransız Devrimi’nde kral Tuileries Sarayı’nda tutsak edildi; saray, 1871 Paris Komünü sırasında yakıldı ve yıkıldı. Günümüzde yalnızca bahçeleri kalmıştır. Tuileries, Fransız kraliyetinin halka açılan ilk bahçesidir ve 18. yüzyıldan itibaren kamusal kullanıma açılarak modern park anlayışının öncüsü olmuştur.

Louvre Müzesi’nin giriş ücreti 22€‘dur. Biletinizi en azından 2-3 hafta önceden almalısınız. Yoksa çok uzun kuyruklar bekleyebilirsiniz. Biletinizi aldıktan sonra ana girişten değil Carrousel du Louvre isimli girişten girin. Zamanında gidin. Buna rağmen 15-20 dakika sırada bekleyebilirsiniz. Müze çarşamba ve cuma günleri akşam 9’a kadar açık iken pazartesi günleri kapalıdır.
Öncelikle müzeyi bir günde bitiremezsiniz. Louvre Müzesi’nde yaklaşık 480.000 eser bulunur, fakat sergilenen eser sayısı yaklaşık 35.000 civarındadır. Müzedeki en ünlü eserler:
- Mona Lisa (resim)
- La Liberté guidant le peuple (resim)
- Venus de Milo (heykel)
- Nike (heykel)
- Napolyon’un Odaları
- Ahameniş İmparatorluğu Freskleri
5- Orsay Müzesi

Orsay Müzesi (Musée d’Orsay), 1900 Paris Dünya Fuarı için Gare d’Orsay adıyla bir tren garı olarak inşa edildi. Paris’in batısına giden trenlerin ana istasyonuydu. 1940’lara gelindiğinde, garın peronları artık uzun trenler için yetersiz kalmaya başladı. 1970’lerde tamamen işlevini yitirdi. Böylece bina müze olarak kullanılmaya başlandı.
Bugün Orsay Müzesi izlenimcilik akımına ait en önemli eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Müzenin biletini önden almanız önemli, yoksa tükeniyor. Ayrıca müze pazartesi günleri kapalı. Bence 3-5 saatinizi ayırmanız gerekli.
3 katlı müzeyi en üst kattan gezmeye başlayın. Çünkü en önemli eserler orada.
- Pierre-Auguste Renoir – Bal du moulin de la Galette (Moulin de la Galette Balosu, 1876)
- Claude Monet – Nymphéas Bleus (Mavi Nilüferler, 1916–1919)
- Vincent van Gogh – La Méridienne (Öğle Uykusu, 1890)
- Paul Cézanne – Les Joueurs de cartes (Kart Oynayanlar, 1890–1895)
- Edgar Degas – Balerinler
- Rodin – Cehennem Kapısı
6- Palais Garnier

Palais Garnier (Garnier Operası), 1861–1875 yılları arasında, mimar Charles Garnier tarafından inşa edilmiştir. Gaston Leroux’nun “Operadaki Hayalet” romanına ilham vermiştir. Günümüzde Palais Garnier sadece opera ve bale gösterilerine ev sahipliği yapar.
Ziyaret için bakınız.
7- Galeries Lafayette Haussmann

Galeries Lafayette Haussmann, şehrin en ünlü alışveriş merkezlerinden biri olan tarihi bir mağazadır. 1894 yılında kurulmuştur. Zamanla lüks modanın, parfümerinin ve yaşam tarzının sembolü haline gelmiştir.
Çatısında ücretsiz olarak gezilebilen bir teras bulunur ve buradan Paris’in panoramik manzarası izlenebilir.
8- Montmarte*

Montmartre, şehrin en yüksek tepelerinden birine kurulu, sanatı ve bohem ruhuyla ünlü bir semttir. 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında Van Gogh, Picasso, Toulouse-Lautrec, Modigliani gibi birçok ünlü sanatçı burada yaşamış ve üretmiştir. Bu nedenle Montmartre, Paris’in sanatçı mahallesi olarak anılır.
Tepenin zirvesinde yer alan Sacre-Cœur Bazilikası‘nı ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. Bazilikanın önündeki merdivenler turistler ve müzisyenlerle doludur. Hemen ilerisinde Ressamlar Tepesi ya da Place du Tertre restoranlar, kafeler ve resim yapmaya devam eden ressamlar vardır.
Burada bir sürü restoran ve kafe olduğu gibi ünlü Moulin Rouge kabaresi de yer alır. Bence akşamüstüne doğru gelmelisiniz. Bölgeyi gezip akşam kabareye katılmalısınız.
Sacre-Cœur Bazalikası’na çıkmak için 2,5 Euro metro bileti geçerli olan finiküleri kullanabilirsiniz. Ayrıca bir sır, Abbesses durağında indiyseniz SAKIN MERDİVEN ÇIKMAYIN. Asansörü bekleyin. Çıktığınız yerde dünyadaki her dilde yazılmış “Seni Seviyorum” yazıları ile dolu duvarın önüne çıkacaksınız.
9- Notre Dam*

Notre-Dame, Fransız gotik mimarisinin en önemli örneklerinden biri olan dünyaca ünlü bir katedrâldir. İnşasına 1163 yılında başlanmış, 1345 yılında tamamlanmıştır.
Napolyon Bonapart burada taç giymiş, devrim yıllarında zarar görmüş, Victor Hugo’nun 1831 tarihli “Notre-Dame’ın Kamburu” romanıyla yeniden ilgi kazanmıştır.
2019 yılında çıkan büyük yangında çatısı ve kulesi büyük zarar görmüş, katedral halen restore edilmektedir.
Bugün ziyarete açılmıştır ve ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. Bunun için önceden rezervasyon yaptırmanız önemli. Aksi halde saatlerce sıra bekleyebilirsiniz.
Ayrıca bakabilirsiniz: Mimari Akımlar | Gezerken Bilinmesi Gereken 5 Akım
10- Lüksemburg Sarayı ve Bahçesi*
Lüksemburg Sarayı ve Bahçesi, 1612 yılında Fransa Kralı IV. Henri’nin eşi olan Floransalı Medici ailesinden Marie de Médicis için inşa edildi. Marie, Floransa’daki güçlü Medici ailesinin bir üyesiydi ve Paris’te İtalyan tarzında bir saray istediği için Lüksemburg Sarayı’nı Rönesans etkileri taşıyan bir mimariyle tasarlattı. Bugün saray, Fransız Senatosu’na ev sahipliği yapmaktadır. Sarayın önündeki Lüksemburg Bahçesi ise heykeller, gölet, çiçekli yollar ve tenis kortlarıyla Parislilerin dinlenme ve yürüyüş alanıdır. 17. yüzyıldan itibaren halka açıktır.

11- Panthéon
Panthéon, Paris’in Latin Mahallesi’nde (Quartier Latin) yer alan ve Fransız tarihinin önemli şahsiyetlerinin mezarlarının bulunduğu anıtsal bir yapıdır. Neoklasik mimarisi, antik Roma tapınaklarını andıran sütunlu cephesi ve devasa kubbesiyle dikkat çeker. 1758-1790 yılları arasında inşa edilmiştir. Fransız Devrimi sırasında laikleştirilerek bir anıt mezar haline getirilmiştir. Voltaire, Rousseau, Victor Hugo, Émile Zola, Marie Curie gibi birçok önemli isim burada gömülüdür.
Latin Mahallesi ise Panthéon’un çevresini de kapsayan, Paris’in en eski ve entelektüel bölgelerinden biridir. Adını, Orta Çağ’da burada konuşulan Latince’den alır çünkü Sorbonne gibi köklü üniversiteler bu bölgede kurulmuştur.
Panthéon’da 1 Kasım‘da kubbeden aşağıya gül yaprakları dökülür.
Panthéon’un tam karşısında, Saint-Étienne-du-Mont kilisesi vardır. Giriş ücretsizdir. En kutsal bölümü, Paris’in koruyucu azizesi olarak kabul edilen Azize Geneviève’in kutsal emanetinin saklandığı yerdir. Ayrıca ünlü matematikçi ve düşünür Blaise Pascal ile klasik Fransız trajedi yazarı Jean Racine’in mezarları da bu kilise içindedir.
Müzeye giriş ücreti €13 ve buradan alınabilir.

12- Hôtel des Invalides
Hôtel des Invalides, 1670 yılında XIV. Louis tarafından, savaşta yaralanmış ve yaşlanmış askerlerin bakımı için bir barınak olarak inşa ettirilmiştir. Bu yönüyle sosyal devlet anlayışının erken bir örneğidir. Napolyon Bonapart’ın mozolesi buradadır. Napolyon’un cenazesinin kalıntıları 1840’ta buraya büyük bir devlet töreniyle taşınmıştır. Ayrıca burada Napolyon’un kardeşleri, oğlu (Napoléon II) ve bazı mareşallerin mezarları da bulunur.
Hôtel des Invalides’in bir diğer önemli bölümü ise Musée de l’Armée (Askerî Müze)’dir. Bu müze, Orta Çağ’dan günümüze kadar uzanan geniş bir silah, zırh ve savaş tarihi koleksiyonuna sahiptir.
13- Père-Lachaise Mezarlığı

Père-Lachaise Mezarlığı, dünyanın en ünlü mezarlıklarından biridir. 1804 yılında açılan bu mezarlık birçok tarihi kişinin son durağı olmuştur.
Burada gömülü olanlar arasında Oscar Wilde, Frédéric Chopin, Édith Piaf, Marcel Proust, Jim Morrison, Georges Bizet, Honoré de Balzac ve Jean de La Fontaine gibi edebiyat, müzik ve sanat dünyasının dev isimleri yer alır.
Ayrıca Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney’in mezarları da burada bulunur.
1871’de Paris Komünü’nün son günlerinde 147 işçi buradaki duvarın önünde kurşuna dizilmiştir. Duvar, siyasi direnişin sembolüdür ve sol görüşlü hareketlerin hâlâ ziyaret ettiği yerdir.
Girişi ücretsizdir. 1-2 saatinizi ayırmanızı öneririm.
14- Versay Sarayı
Versailles Sarayı, 17. yüzyılda, XIV. Louis (Güneş Kral) tarafından inşa ettirilmiş ve mutlak monarşinin sembolü hâline gelmiştir. Başlangıçta küçük bir av köşkü olan yapı, yıllar içinde yüzlerce odalı dev bir komplekse dönüşmüştür.
Sarayı ünlü yapan başlıca unsur, altın varaklı süslemeleri, dev aynaları ve tavan freskleriyle bezeli Aynalı Salon’dur (Galerie des Glaces).
1789 Fransız Devrimi bu sarayda patlak vermiş; Versailles Antlaşması 1919’da burada imzalanmıştır.
Bütün gününüzü ayırmanız gereken bu komplekse Rer C treni şehirden yaklaşık 1 saatlik yolculuk ile ulaşabilirsiniz. Biletinizi önceden ve buradan almanızı tavsiye ederim.
15- Disneyland

Eğer 3-4 günlüğüne geldiyseniz bence kesinlikle Disneyland Paris’e gitmelisiniz. Pişman olmayacaksınız ve ödediğiniz bilet fiyatına değecek. Bunun için detaylı rehberime bakabilirsiniz.
16- BONUSLAR
- The Centre Pompidou (Modern ve çağdaş sanat müzesidir.)
- Musée Marmottan Monet (Dünyanın en büyük Claude Monet koleksiyonuna ev sahipliği yapan bir sanat müzesidir.)
- Bourse de Commerce – Pinault Collection (Paris’teki tarihi ticaret borsası binasının çağdaş sanat müzesine dönüştürülmesiyle oluşmuştur. François Pinault’nun koleksiyonundan modern ve çağdaş sanat eserlerine ev sahipliği yapar.)
- Catacombs of Paris (18. yüzyılda şehir mezarlıklarının aşırı dolması nedeniyle eski taş ocaklarının insan kemikleriyle doldurulmasıyla oluşturulmuştur. Yaklaşık 6 milyon kişinin kalıntısı, 20 metreden fazla derinlikteki tünellerde yer alır. Bugün sınırlı bir bölümü halka açık olup Paris’in en ürkütücü ama etkileyici tarihî alanlarından biridir.)
Önemli Aktiviteler
Seine Nehrinde tur yapın: Eyfel Kulesine yakın kalkan (Bateaux Parisiens) ya da Notre-Dame Katedraline yakın kalkan (Vedettes du Pont Neuf) turları tercih edebilirsiniz.
Paris’in en ünlü aktivitelerinden biri kabareler. Öyle ki birçok ressamın eserine bile konu olmuşlar. Bunların arasında en ünlüsü Moulin Rouge. Kabarenin biletlerinin çok hızlı tükendiğini hatırlatayım.
YEME İÇME REHBERİ
- creme brulee
- macaron
- kruvasan
- soğan çorbası
- Mousse au chocolat
GEZİ PLANI
1-Gün:
- Le Marais Bölgesini gezin.
- The Centre Pompidou ziyaret edin veya önünde bir kahve için.
- Notre-Dame Katedralini ziyaret edin.
- Pantheon ve Latin Mahallesini ziyaret edin.
- Lüxemburg bahçelerinde yürüyüşe çıkın.
- Saint-Germain mahallesini keşfedin.
- Montmarte’ye gidin. Sacré-Cœur ve Ressamler Tepesini ziyaret edin. Bu bölgede akşam yemeği yiyebilirsiniz.
- Moulin Rouge kabaresi burada yer alıyor. Kabareye gidebilirsiniz.
2-Gün:
- Sabahtan Orsay Müzesini ziyaret edin. 3-5 saat arası zaman ayırın.
- Les Invalides’e yürüyün.
- Alexandre III köprüsü üzerinden Petit Palace ve Grand Palace ziyaret edin.
- Şanzelize Caddesini yürüyerek Zafer Takı’na ulaşın.
- Eyfel Kulesi’ni ziyaret edin.
- Buradan tekne turuna çıkıp güneşi batırabilirsiniz.
3-Gün:
- Concerde Meydanı ve Tuileries Bahçelerini ziyaret edin.
- Louvre Müzesini ziyaret edin. Tüm gününüzü ayırın.
- Pont des Arts ziyaret edin.
4- Gün:
- Versay Saraı’nı ziyaret edin. (tüm gün)
- Palais Garnier ziyaret edin.
- Galeries Lafayette Haussmann alışveriş merkezine gidin. Terasa çıkmayı unutmayın.
- Chaussée d’Antin mahallesini keşfedin.
5- Gün:
- Disneyland’e gidin.
