Odysseia Yirmi Üçüncü Bölüm Özet #23

Mitolojik Hikayeler Odysseia Özet
Spread the love

Odysseia Yirmi Üçüncü Bölüm Özet – Odysseus, Penelope’a gerçek kimliğini açıklar ama Penelope inanmaz. Kocasını bir teste tabi tutar. Sonunda karı koca birbirine kavuşur. Odysseus başından geçenleri karısına anlatır.

Dadı Eurykleia, sevinçle Penelope’un yanına gider. Hanımını uyandırır. Odysseus’un döndüğünü ve üstüne üstlük talipleri öldürdüğünü müjdeler. Penelope, kadına sinirlenir. Onun aklını oynattığını ve kendisi ile eğlendiğini söyler. Odysseus, İlyon’a gittiğinden beri böyle güzel bir uyku uyumamıştır. Bu şekilde kendisini uyandıran başka bir kadın olsaydı, onu direk kovacağını belirtir.

Dadı, onunla dalga geçmediğini, Telemakhos’un misafir ettiği yabancı adamın Odysseus olduğunu itiraf eder. Telemakhos, babasının kimliğini uzun süredir bilmektedir, ancak babası intikam alabilsin diye, sırrı saklamıştır.

Penelope duyduklarına inanamaz ve gerçekten döndüyse, o kadar talibi nasıl tek başına öldürdüğünü sorar. Eurykleia, kapıları sımsıkı kapattığını ve sadece iniltiler işittiğini anlatır. Sonra Telemakhos, kendisini çağırdığında, Odysseus’un hepsini tıpkı bir aslan gibi öldürdüğünü görmüştür. Ardından evi temizlemiş ve tütsülemiştir. Ve sonunda, Odysseus, Penelope’u çağırmasını istemiştir. 

Penelope, hala kocasının döndüğüne inanmaz. Talipleri taşkınlıkları yüzünden ölümsüzlerin cezalandırdığından şüphelenir. Kocası, topraklarına dönemeden ölmüştür.

Dadı, Penelope’un inançsızlığına kızar. Ayaklarını yıkarken, Odysseus’un yara izini gördüğünü, tam ona haber verecekken, Odysseus’un durdurduğunu anlatır. Gidip yara izini kontrol edebileceğini belirtir. Yalan söylüyorsa eğer, kendisini öldürebileceğini de ekler.

Penelope, oğlunun yanına gidip, talipleri öldürene bakmayı teklif eder. Böylece aşağı inerler. Penelope, kocasına gidip sarılmak ile uzaktan soru sormak arasında kararsızdır. Odysseus, gözlerini yere dikmiş, karısını beklemektedir. Penelope, eşiği aşıp onu görünce, şaşkınlıkla olduğu yerde uzun zaman kalakalır. Bazen adamın Odysseus’a benzediğine emin olur; bazen ise çaputların altından kocasını tanıyamaz.

Sonunda Telemakhos, annesine çıkışır. Yirmi yıl sonra dönen kocası karşısındadır ama o, kocası ile konuşmaz bile. Annesinin kalbi taştandır.

Penelope, şaşıp kaldığını belirtir. Eğer bu adam gerçekten Odysseus ise, yalnızca ikisinin bildiği şeylerle doğrulayabileceğini söyler.

Odysseus, oğluna, annesinin nasıl isterse kendisini öyle sınaması gerektiğini söyler. Şimdi çaputlar içinde olduğundan, kocası olduğuna inanmaz, hor görür. Oğluna, İthake’nin en iyi adamlarını öldürdükleri için, taliplerin akrabaları ile nasıl başa çıkacaklarını sorar. Telemakhos buna karşılık, babasının çare bulma konusunda ölümlüler arasında en üstünü olduğunu, ne derse hepsinin sözünü dinleyeceğini belirtir.

Odysseus, yıkanıp temizlenmeye karar verir. Bu esnada ozanın eğlenceli şarkılar çalmasını ister. Böylece, gelen geçen düğün dernek olduğunu zannedecektir ve taliplerin öldürüldüğü haberi yayılmayacaktır. Daha sonra, Zeus’un yardımı ile bir çare bulacaklarını ekler.

Hepsi, Odysseus’un sözünü dinler. Hizmetçiler, Odysseus’u yıklarlar ve temiz kıyafetler giydirirler. Ozan ise oyun havaları çalar. Dışarıdan müziği duyanlar, kraliçenin bir talibe vardığını düşünürler. 

Athena, Odysseus’un başından aşağı güzellik döker; onu daha boylu boslu gösterir. Odysseus, temizlenip giyinince, kalktığı tahtına geri oturur. Karısına, Olimpos’ta oturan tanrıların ona en katı yüreği verdiğini söyler. Nasıl hala kocasından böyle uzak durmaya dayanabilmektedir. Dadısına döşek sermesini emreder, tek başına yatacaktır.

Penelope, onu hor görmediğini belirtir. Şaşkınlığı artık geçmiştir. Dadı Eurykleia’ya, Odysseus’un kendi elleriyle yaptığı döşeği sermesini, sağlam sediri yerleştirmesini ve üzerine şilte koyup, çarşaf sermesini emreder.

Odysseus, karısının söylediklerine içerler. Hiç kimsenin, tanrıların yardımı olmadan, yatağını oynatamayacağını belirtir. Bu büyük bir sırdır. Avlunun ortasındaki zeytin ağacını kullanarak, o yatağı kendisi yapmıştır. Altınla, gümüşle, fildişi ile süslemiştir yatağını. Sığır derisinden kırmızı kayışlar germiştir. 

Penelope, bunları duyunca, dizlerinin bağı çözülür. Koşarak Odysseus’a sarılır. Kocasına, kendisine hemen sarılmadığı için gücenmemesini rica eder. Kendisini biri aldatacak diye korkmuştur. Helen’in, eğer geri döneceğini bilse, asla evini terk etmeyeceğini belirtir. Kaçmaya, onu, bir tanrı itmiştir. Yataklarını şimdiye kadar bir tek Odysseus, Penelope’un kendisi ve bekçisi Aktoris görmüştür. Söyledikleri kendisi için yeterli bir kanıttır.

İkisi birbirine sımsıkı sarılırlar ve ağlarlar. Athena, şafağı Okeanos’un kıyısında atları Phaeton ve Lampos’u koşmasını engelleyerek tutar; geceyi onlar için uzatır. Sonunda Odysseus, dertlerinin bittiğini ama önlerinde yeni sıkıntıların olduğunu belirtir. Hades’e gittiğinde, Bilici Teiresias ona geleceğini açıklamıştır. Ama önce birlikte yataklarına gitmeyi teklif eder.

Penelope, yeni sıkıntılarının ne olduğunu söylemesini ister kocasından. Odysseus, elbet bir gün söyleyeceğini, ısrar etmesinin gereksiz olduğunu belirtir ama yine de anlatmaya başlar. Teiresias, denizi bilmeyen insanların ülkesine varana dek, deniz deniz dolaşacağını, ardından yemeklerine hiç tuz katmayan adamların ülkesinde, yanında bir kürek bulunduracağını anlatmıştır. Sonra da orada bir yolcuya rastlayacak, yolcu ona neden kürek taşıdığını soracaktır. Bunun üzerine Odysseus, Poseidon’a kurbanlar adamalı ve küreği yere dikmelidir. Eğer bunları yaparsa, ölümü denizden gelmeyecek, ihtiyarlayıp mutlu bir hayat sürecektir.

Penelope, tanrıların mutlu bir ihtiyarlık bahşetmesini diler. Kahya Eurynome, bu esnada, yataklarını hazırlar. Karı koca, sevinçle yataklarına kavuşur. Sevgiden paylarını alınca, birbirlerine olan biteni anlatmaya başlarlar. Penelope, konakta başına gelenleri bir bir anlatır. Nasıl taliplerin geldiğini, hayvanları nasıl bol keseden kurban ettiklerini, şarapları tükettiklerini anlatır. Odysseus ise, Kikonları nasıl alt ettiğini, Lotofagların toprağına nasıl gittiğini, Tepegöz’ü, Aiolos’u, dönüş yolundaki fırtına yüzünden nasıl sürüklendiklerini, Laistrygonların kenti Telepylos’a nasıl gittiklerini ve başlarına gelenleri, Kirke’yi, Hades’e inişlerini, Hades’te gördüklerini, Sirenleri, Khardybis’i, Skylla’yı, Güneş tanrının inek sürüsünü, Kalypso’yu, tanrıçanın onu nasıl adasında tuttuğunu, Phaiakları teker teker anlatır. Sonunda tatlı uyku bastırır ve kaygılarını unutarak uykuya dalarlar.

Athena, hemen, Şafağı, Okeanos kıyılarından kaldırır. Odysseus, şafak sökünce uyanır ve karısını uyandırır. Kavuştuklarına göre, gidip mallarını kontrol edeceğini söyler. Önce bahçelerine gidip, babasını görecektir. Güneş doğar doğmaz, taliplerin öldürüldüğü haberi bütün kente yayılacaktır. Hizmetçi kadınlarını alıp üst kata çıkmasını ve kimse ile konuşmamasını tembihler.

Sonra silahlarını kuşanır ve oğlu ile çobanları uyandırır. Onlara da silahlarını kuşanmalarını buyurur. Hazırlandıklarında, güneş iyice ağarmıştır ama Athena, onları karanlık ile sararak, kentten dışarı çıkmalarına yardımcı olur. 

Bir önceki bölüm için tıklayınız.

Bir sonraki bölüm için tıklayınız.

Odysseia Yirmi Üçüncü Bölüm Özet - Penelope ve Talipler, John William Waterhouse
Odysseia Yirmi Üçüncü Bölüm Özet – Penelope ve Talipler, John William Waterhouse

Önerilen makaleler