Odysseia On Üçüncü Bölüm Özet #13

Mitolojik Hikayeler Odysseia Özet
Share the article 👇

Odysseia On Üçüncü Bölüm Özet – Herkes Odysseus’un maceraları karşısında şaşkına döner. Alkinoos, evine dönmesi için Odysseus’a gemi ve hediyeler verir. Poseidon, Odysseus’a hla öfkelidir. Bu yüzden Phaiaklardan intikam almaya karar verir. Öte yandan Athena, Odysseus’a görünür ve memleketinde olan bitenler hakkında onu bilgilendirir.

Herkes büyülenmiş bir şekilde sessizce kalakalır. Sonunda Alkinoos, evine misafir ettiği Odysseus’a daha fazla hediye vermek istediğini açıklar. Bir üç ayak ve adam başı bir leğen verecektir. Böyle bir bağışı tek kişinin yapması zor olduğundan, herkesin katılmasını ister.

Alkinoos’un konuşması herkesi sevindirir ve evlerine çekilirler. Şafak sökünce, Alkinoos gemiye gidip hediyeleri yerleştirir. Sonra da evinde şölen hazırlar. Zeus’a bir sığır kurban eder. Demodokos bir şarkı söylemeye başlar. Odysseus’un içinde sıla ateşi yanmaktadır. Güneşin bir an önce batmasını ve yola çıkmayı bekler sabırsızca.

Güneş battığında, Odysseus, Alkinoos ve Phaiaklara seslenir. Teşekkür edip, iyi dilekler diler. Herkes onu akışlar ve Alkinoos, Pontonoos’a sağrakta şarap karıp dağıtmasını, böylece hep birlikte tanrılara yakarmalarını söyler.

Şaraplar dağıtılır, sunular tanrılar için dökülür. Odysseus tası Arete’ye verir ve hep mutlu olmasını diler. Sonra gemiye biner. Arete hizmetçi kızlarını yollar. Entari, sandık ve şarap getirtir. Gemiye eşyaları bıraktıktan sonra Odysseus uyusun diye güverteye çarşaf sererler. Odysseus, uzanır. Tayfalar palamarı çözerler, küreklere asılırlar. Odysseus da derin bir uykuya dalar. Gemi hızla yol alır.

Şafak sökerken, gemi bir adaya yaşanır. Deniz ihtiyarı Phorkys’in İthake’de bir limanı vardır. Bu koyu yalçın kayalar çevreler. Burun, koyu rüzgarlardan ve dalgalardan koruduğu için gemiler demir atmadan durabilirler. Koyun bir ucunda zeytin ağacı vardır, onun yanı başında da Naides denen nimfaların oturduğu mağara vardır. Küpleri ve testileri mağarada dizilidir, nimfalar tezgahlarda bez dokurlar. Mağaranın bir kapısı Lodos’a, bir kapısı Poyraz’a bakar. Lodos’a bakan kapı ölümsüzlerin yolu olduğundan, insanlar oradan geçemezler. Phaiaklar bildikleri bu koya gelirler ve Odysseus’u derin uykusunda taşıyıp, kumsala yatırırlar. Sonra da malları indirip, Odysseus uyanmadan önce biri almasın diye zeytin ağacının dibine yığarlar. Ardından yurtlarına doğru yola çıkarlar. 

Ancak Poseidon, Odysseus’a olan kinini unutmamıştır. Bu yüzden Zeus’un yanına gider. Kendi soyundan gelen Phaiaklar bile onu saymamıştır. Odysseus’un, acılar çekerek yurduna varacağını bilir ama Zeus, Poseidon’a bir zamanlar söz vermiştir. Phaiaklar, hem Odysseus’u evine getirmişler hem de türlü hediyeler vermişlerdir. Odysseus, Troya’dan sağ salim dönse bile getiremeyeceği kadar mal ile hem de. Poseidon, artık ölümsüzlerin arasında bile saygı göremeyecektir.

Zeus da, tanrıların onu saydığını söyler. Ama insanlar onu hor görüyorsa, intikam almak onun elindedir. Poseidon da aslında hemen intikam almak istediğini ama Zeus’un öfkesinden korktuğunu dile getirir. Bu yüzden Phaiakların gemisini parçalayacak ve sonra yeri sarsıp, kentlerini koca bir dağ ile çevirecektir.

Zeus da, gemiyi Phaiak halkı gördüğünde, kıyıya yakın bir yerde taşa çevirmesini sonra da kenti dağ ile çevirmesini önerir. Poseidon, böylece Skherie’ye gider ve gemiyi bekler. Gemi yaklaşınca, eliyle çarpıp, taşa çevirir. Ünlü Phaiaklı denizciler olan biteni anlamadan taşa dönerler. Alkinoos da olan biteni görür. Babasının bir zamanlar dediklerini hatırlar. Poseidon bir gün onlara kızacak ve gemilerinden birini dönerken paramparça edip, kentlerini dağ ile saracaktır. Şimdi, babasının dedikleri gerçek olmaktadır. Bu yüzden hemen Poseidon’a on iki boğa kurban edip, kentlerine acımasını diler.

Hemen boğaları Poseidon’a kurban ederler. O esnada Odysseus uyanır. Athena, Odysseus’un çevresine sis döktüğünden, Odysseus nereye geldiğini anlamaz. Athena, Odysseus’u, taliplerden intikam alana kadar, kimsenin tanımamasını ister. Odysseus, memleketini tanımayınca ağlamaklı olur. Yine nereye gelmiştir. Burası kimin toprağıdır? Malları nereye taşıyacaktır? Phaiakların yanında kalmayı diler. Phaiaklar onu bilmediği bir yere bıraktığı için kızgındır. Zeus’un onları cezalandırması için dua eder. Sonra da mallarını saymaya karar verir; çünkü denizcilerin mallarını çalmış olmasından şüphelenir.

Odysseus malları sayarken, Athena çoban kılığına girerek yanına gelir. Odysseus, adamı görünce, kendisine iyi davranması için yalvarır ve burasının neresi olduğunu sorar.

Adam, bu soruları soran birinin yabancı olduğunu anlar. Bu ülke kayalıktır ve at yetişmez. Toprağı bereketlidir, şarabı boldur. Sık sık yağmur yağar. Domuz ve keçi yetiştirmeye elverişlidir. Türlü ormanları ve pınarları vardır. Bu yüzden İthake’nin adı Troya’ya kadar ünlenmiştir. Bunu duyunca, Odysseus’un yüreği yerinden oynar. Memleketine döndüğü için çok sevinir. Kurnaz olduğu için hemen kim olduğunu söylemek istemez.

Girit’te iken İthake’nin adını duymuştur. Mallarını bir kısmını Girit’te çocuklarına bırakıp kaçmıştır. Çünkü İdomeneus’un oğlu Orsilokhos’u öldürmüştür. Orsilokhos koşu yarışında herkesi yenen bir adamdır. Orsilokhos, ona yeterince hizmet etmediği ve kendi arkadaşlarının başına geçmesini gerekçe göstererek, Troya’dan getirdiği mallarını almak istemiştir. Bu yüzden gece karanlığında, arkadaşıyla ona pusu kurup öldürmüştür. Sonra da Fenikelilerin gemisine gidip, onlara çok fazla mal verip kaçmıştır. Fenikelilerden, kendisini Pylos’a ya da Epeoların yönettiği Elis’e bırakmalarını istemiştir. Muhtemelen elverişsiz rüzgarlar yüzünden buraya gelmişlerdir. Gece yarısı bu limana yanaşmışlar, karınları aç olmasına rağmen hemen uykuya dalmışlardır. Fenikeliler uyanınca mallarını kıyıya yığıp, Sidon’a yol almışlar ve kendisini böylece dertleri ile baş başa bırakmışlardır. 

Athena, Odysseus’un anlattığı hikayeye gülümser. 

“Binbir türlü düzeninde aşmak için seni bir tanrı bile çok kurnaz ve düzenbaz olmalı, seni hınzır, seni cin fikirli, yalana dolana doymaz seni, kendi yurdunda da mı vazgeçmeyeceksin sen çocukluğundan beri sevdiğin bu uydurma masallardan?” der. Odysseus, ölümlüler arasında söz söylemede en ustası ise, Athena da ölümsüzler arasında en usta olanıdır. Hala kendisini tanımamasına şaşırır. Bunca zaman onu korumuştur, Phaiakları ona dost kılmıştır. Bütün bu malları, Phaiaklar, Athena’nın buyruğuyla vermiştir. Odysseus’un daha çok acıya katlanması gerekmektedir. Çünkü evinde de onu yeni dertler beklemektedir.

Odysseus, Athena çeşitli kılıklara girdiği için, onu tanımanın zor olduğunu belirtir. Akhalar, Troya’da savaşırken, kendisine birçok kez iyilik ettiğini bilir. Ama Priamos’un kenti yıkılıp da gemilere bindiklerinde, bir tanrı Akhaları darmadağın etmiştir. İşte o zamandan beri Athena’yı görmemiştir. Bir kez gemisinde varlığını sezmiştir sadece. Odysseus uzun zamandır tanrıların kendisine acımasını ve kurtarmasını beklemektedir. Phaiakların ilinde, kendisini kente götüren de Athena olmalıdır. Athena’nın dizlerine kapanır ve gerçekten de İthake’de olup olmadığını sorar. 

Athena, başka adam olsa çocuklarını ve karısını soracağını söyler. Ama Odysseus, karısını kendi sınamayı aklına koymuştur. Karısı üzüntü içinde onu beklemektedir. Athena, Odysseus’un döneceğini hep bilmektedir. Poseidon’un oğlu Tepegözü öldürdüğü için, Poseidon Odysseus’a öfkelidir. Athena da amcasına karşı gelmek istememiştir. Burası İthake’dir. Phorkys’in limanındadırlar. Zeytin ağacı ve nimfaların mağarası şuradadır. Neritos Dağı da görünmektedir.

Tanrıça böyle derken sisi dağıtır. Odysseus, yurdunu tanıyınca bereketli toprağı öper. Yurdunu bir daha görmek için, hiç umudu kalmamıştır. Oğlunun büyümesini diler ve Athena’ya bir sürü armağan sunacaktır. 

Athena, mallarını mağara dibine saklamasını söyleyince, Odysseus hemen taşımaya başlar. Athena da hepsini mağaraya yerleştirir. Birlikte zeytin ağacının dibine oturup, taliplerin ölümünü tasarlarlar. 

Athena, taliplerin, Odysseus’un konağında dört yıldır efendilik tasladığını söyler. Ancak karısı, acı içinde hala onun dönüşünü beklemektedir. Odysseus talihsizliğine üzülür. Tıpkı Agamemnon gibi öldürülmekten korkar. Kendisine akıl vermesini ister. Athena yanında olduğu sürece, üç yüz adama karşı savaşabileceğini söyler.

Athena, talipleri birlikte öldüreceklerini söyler. Odysseus’un derisini buruş buruş edecek, saçlarını dökecek, üzerine paçavralar giydirecektir. Karısına, taliplere ve oğluna çirkin görünmelidir. Önce hala ona gönülden bağlı domuz çobanı Eumaios’un yanına gitmelidir. Karga Kayasında, Arethusa Çeşmesinin orada yaşamaktadır. Onunla konuşup olan biteni öğrenmelidir. Athena da Sparta’ya gidecek ve oğlu Telemakhos’u getirecektir. 

Odysseus, oğlunun neden denize açıldığını sorar. Oğlu da kendisi gibi denizde çile mi çekmelidir. Athena, oğlu için kaygılanmamasını söyler. Ün kazanması için onu göndermiştir. Şimdi Menelaos’un sarayında keyfi yerindedir. Bazı talipler oğluna pusu kurmuştur ama onlar bu işi beceremeden talipler öleceklerdir.

Böylece, Athena değneği ile Odysseus’a dokunur. Odysseus çirkin bir adama dönüşür. Sonra ayrılırlar. Odysseus domuz çobanının yanına gider, Athena ise Sparta’ya.

Bir önceki bölüm için tıklayınız.

Bir sonraki bölüm için tıklayınız.

Odysseia On Üçüncü Bölüm Özet - Sirenler ve Odysseus, William Etty
Odysseia On Üçüncü Bölüm Özet – Sirenler ve Odysseus, William Etty

Önerilen makaleler