Motorsiklet rotaları mı arıyorsunuz? Hem de Schengen Vizeniz mi var? O zaman başka bir tatil mümkün. Bulgaristan’ın Karadeniz sahilleri motorsiklet turunuz için harika bir seçim olabilir. Bu rotayı araba ile de yapabilirsiniz tabi ki!
Öncelikle Dereköy Sınır Kapısından geçmeniz gerekiyor. Motorsiklet ile geçerken biz hiç sıkıntı yaşamadık. İhtiyacınız olan şeyler pasaportunuz, yeşil sigorta ve ruhsatınız. Ayrıca paranızı önceden Bulgar Levasına (BGN) çevirmenizi, Euro harcamamanızı öneririm. Birçok yerde kredi kartı geçerliydi.
Sınırı geçtikten bir süre sonra yol ayrımına geliyorsunuz. Bir taraf Istıranca Ormanları arasından geçen 99 karayolu, öteki ise direk Burgas’a giden E87 otobanı.
99 karayolunu seçerek Karadeniz sahillerine ulaşabilirsiniz. Biz bu rotayı tercih ettik. Dönüşte E87 otobanı üzerinden döndük. Lakin yol çok bozuk ve doğası da o kadar güzel görünmedi gözümüze. Yine de bu yoldan giderseniz Ahtopol hariç, sahil yolunu izleyerek Burgas‘a ulaşabilirsiniz. Ayrıca bu yol üzerinde ne bir tesis ne bir market var. Dolayısıyla Tsarevo‘ya kadar yiyecek, içeçecek bulamayacağınızı bilin.
Artık yol boyunca bol bol sahille karşılaşacaksınız. Karadeniz sahilleri, Bulgaristan’da bizimki gibi değil. Deniz sığ ve dalgasız, kumsal tamamen kum… Tahmin edersiniz ki işletme ve otel işgali altında hiç değil. Sahil şeridinin arkasında dev gibi oteller yapmışlar. Butik otel bulması zor ama!
Biz Primorsko Beach‘i tercih ettik yüzmek için. Ücretsiz bir şekilde sahile aracınızı park edebilirsiniz. Sonra denizin tadını çıkarabilirsiniz. Sahil şeridini pek işgal etmeyen birkaç işletmede biranızı içebilirsiniz.
Haritada göreceğiniz bütün sahiller birbirinin aynısı. Upuzun bir kumsal ve Karadeniz’e hiç benzemeyen dingin deniz.
Ardından Primorsko merkezine girmeden devam ettik. Çünkü Süzebolu ve Nessebar beldeleri tarihi şehir merkezine sahip ve oralara gitmeyi tercih ettik. Sıradaki durak benim gibi tarih severler için Begliktash! Burası antik Trakya sunağı ve bir açık hava müzesi. Giriş ücreti kişi başı 4 BGN. Normalde arabayı park ettikten sonra 15-20 dakikalık bir yürüyüş ile ulaşabiliyorsunuz. Ama biz motorla müzenin girişine kadar ilerledik. Aslında küçük bir sunak alanı. Ancak manzara harika!
Burgas’a doğru giderken Drivers’ Beach‘a uğramayı ihmal etmedik. Bir tarafı deniz bir tarafı göl görünüyordu. Ama biz gittiğimizde göl kurumuştu. Yine de Drivers’ Beach tıpkı Primorsko Beach gibi upuzun ve güzel bir sahile sahipti. Burada hiç işletme olmadığı gibi karavancıların da uğrak noktası olmuştu. Yol üzerinde çok az saparak buradan geçmeyi ihmal etmeyin bence.
Süzebolu’ya gelmeden önce uğrayabileceğiniz diğer bir nokta ise Castle of Ravadinovo. Burası bir fantezi peri kalesi. Ayrıca yanında bir Neptun Aqua Park var. Bu ülkenin insanları Aqua Park’ı çok seviyor ona eminim. Biz buraya uğramamayı tercih ettik. Çünkü tarihi bir değeri yoktu ve giriş ücreti 30BGN olduğu için bize pahalı geldi. Yine de fotoğraf çekilmek isteyenler için güzel bir uğrak nokta olabilir. Bilet için bakınız.
Cumartesi günü için son durağımız Süzebolu oldu. Burası eski şehir merkezine sahip, güzel bir sahil kasabası. Merkeze araçla giremiyorsunuz. Bölgenin girişinde büyük ve ücretli bir otoparka park etmek zorundasınız. Ama bizim gibi motorsikletli iseniz tarihi bölgeye aracınızla girebiliyorsunuz. Kentin tarihi ise Bronz Çağına kadar uzanıyor. Kent, ilk kez Milet Antik Kentinden gelen kolonistler tarafından kurulmuş. Hatta eski adı Apollonia, yani Apollon’a adanmış bir kent.
Süzebolunun direk merkezinde değil, merkezin bir kaç km dışında kumsalı var. Burada akşam gün batımı gerçekten harika. Balık restoranları güzel ve uygun fiyatlı!
Vikipedi’de kentle ilgili ilginç bir hikaye de var: Süzebolu Vampiri! Yapılan arkeolojik kalıntılarda kalbine demir çubuk saplanmış bir ceset keşfedilmiş. Bu cesedin, kalenin eski yöneticilerinden birine ait olduğu düşünülmekteymiş. Bu adam o kadar zalim biriymiş ki halk o öldükten sonra şehre musallat olmasın diye kalbine demir bir çubuk saplamış. İşin ilginci Bulgaristan genelinde buna benzer 40 ceset bulunmuş!
Biz geceyi burada geçirmeye karar verdik. Ne yazık ki Bulgaristan’da modern mobilyalarla döşeli çok az otel ve işletme mevcut. Ama kaldığımız yer deniz manzaralı ve temiz bir otel odasıydı. Geceliğine 83$ yani 2700TL ödedik.
Ertesi gün kalktığımızda Burgas ve Nessebar‘a uğrayıp İstanbul’a döndük.
Burgas bölgedeki en büyük şehir merkezi. Otopark tabiki motorsikletliler için büyük kentlerde sorunsal. Biz kısa bir süreliğine merkezdeki açık otoparka park ettik. Kentin en güzel tarafı The Sea Garden isimli parkı ve onun önünde boylu boyunca uzanan kumsalı. Yine yüzmek için tercih edebileceğiniz güzel bir sahil. Ben özellikle Pantheon of the Fallen Antifascists anıtını merak ediyordum. Bu anıt The Sea Garden’ın içinde bulunuyor ve Bulgaristan’ın komunist dönemlerinden kalma ilginç bir anıt. 1981 yılında inşa edilmiş anıtın merkezinde 1989’a kadar sonsuz bir ateş yanmış.
Son durağımız ise Nessebar oldu. Aslında Nessebar bence bölgedeki en güzel ve en uzun kalmayı gerektiren belde. Lakin bizim zamanımız kısıtlı olduğu için sokaklarında biraz yürüyecek ve bir öğle yemeği yiyecek kadar zaman ayırabildik.
Nessebar‘ın merkezine de tıpkı Süzebolu’nın merkezinde olduğu gibi araçla giremiyorsunuz ama motorla girebiliyorsunuz. Kent Karadeniz’in kıyısında ve yokuş aşağı hemen sahiline ulaşabiliyorsunuz.
Çeşit çeşit turistik dükkanlar ve balık restoranları ile bezeli güzel bir kent Nessebar. Genellikle “Karadeniz’in İncisi” olarak anılan Nesebar ayrıca tarihi yapıları ile UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer almaktadır.
Bence burası hem sahili hem de güzel şehir merkezi ile bir gün geçirilmeyi hakeden bir yer.
Nessebar’dan sonra biz dönüş yoluna geçtik. Bu sefer E87 otobanını tercih ettik. Bu yol güzel olduğu için hızla sınıra ulaştık. Ancak sınıra gelmeden hemen önce uğrayabileceğiniz bir yer daha var: Dokuzak Şelalesi. Anayoldan 5 dakika gibi bir sürede saparak ulaşabiliyorsunuz. Giriş ücreti yok. Çevresinde birkaç bank ve piknik yapan insanlar vardı. Ancak doğası çok güzel ve huzurlu. Uğramanızı tavsiye ederim.
Son olarak asıl soruya gelelim 🙂 Bulgaristan’da motorsiklet güvenli mi? Biz özellikle sahil kasabalarına gittiğimiz için bir sıkıntı yaşamadık. Motorsikletli neredeyse hiçkimse yoktu. Kapalı otoparklar mevcut olmadığı için hep sokakta bırakmak zorunda kaldık. Ama tarihi şehir merkezinde konakladığımız için belki de bir sıkıntı yaşamadık. Sofya ya da Varna taraflarını bilemem ama Karadeniz sahilleri bize güvenli göründü.
Nessebar’da fark edip bize ilginç gelen bir gelenekten de bahsetmek isterim. Birçok evin kapısında asılmış fotoğraflar görünce şaşırdık ve yerel insanlara sorduk. Tahmin ettiğimiz gibi vefat eden kişinin öldüğünü duyurmak için böyle bir gelenekleri varmış. Bize ilginç geldi, sizinle de paylaşmak istedim.
Eğer bu rotayı sevdiyseniz: Frig Vadisi Gezi Rehberi de hoşunuza gidebilir 🙂
