Miletli Aspasia Atina’nın M.Ö. 5. yüzyıldaki demokratik lideri Perikles ile olan ilişkisiyle tanınır. Ancak Aspasia gerçekten de kendi başına etkili bir kişilikti. Özellikle felsefe konusunda yetenekliydi ve dönemindeki diğer pek çok kadının aksine eğitimli, siyasi konulara meraklı ve ikna kabiliyeti yüksekti. Her ne kadar kendi genelevine sahip bir fahişe olarak bilinse de, buna dair kanıtlar oldukça tartışmalıdır.
Bu yazı, TheCollector sitesindeki yazı baz alınarak hazırlanmıştır.
Diğer bir ünlü hetaira için ayrıca bakınız: Phryne: Atina’nın Ünlü Eskortu
Aspasia’nın Zamanı: Atina’nın ‘Altın Çağı’
‘Atina’nın Altın Çağı’ olarak da bilinen beşinci yüzyıl, sanat ve mimari de dahil olmak üzere her sektörde önemli gelişmelerin yaşandığı bir ilerleme dönemiydi. Bu dönemde Parthenon inşa edilmiş ve demokrasi Atina’nın siyasi sistemi olarak güçlenmiştir. Dönemin lideri Perikles, siyasi rakipleri kadar müttefikleri de olan hem popüler hem de tartışmalı biriydi.
O dönemde, Atina’daki birçok popüler siyasetçi çeşitli durumlardan dolayı kentten sürülmüştür. Perikles’in hiç şehirden sürülmemesi, belki de devlet adamı olarak becerisinin bir kanıtıdır. Dolayısıyla, siyasi açıdan böylesine etkileyici bir karakterin yabancı uyruklu bir kadınla, Miletli Aspasia ile birlikte olması biraz şaşırtıcıdır. Ya da belki de bu birliktelik, Aspasia’nın karakterinin gücü hakkında bize daha çok şey anlatmaktadır.
Aspasia’nın Kökeni
Aspasia İyonya’nın Milet şehrinden geliyordu. Atina’da yaşayan bir metik-yabancı-olarak bazı ayrıcalıklara sahipti ancak vatandaş olarak değil, “yerleşik yabancı” olarak kabul ediliyordu. “Yerleşik” statüsü sayesinde Aspasia, Grek hemcinslerine uygulanan pek çok kısıtlamayı aşabilmiştir. M.Ö. 440’lı yılların ortalarında (tam olarak ne zaman geldiği bilinmemektedir) buraya geldiğinde eğitimli bir kadın olduğu açıktır. Özellikle konuşma ve retorik sanatında yetenekli olan bu kadın, babası Axiochus tarafından eğitilmişti. Bu eğitimin daha bilgin kesimlerde memnuniyetle karşılandığı varsayılmaktadır.
Genç fahişelerle dolu kötü şöhretli bir ev olmasına rağmen (Plutarkhos, Perikles, XXIV) kendi evinin başarılı bir fahişesi olan Aspasia, Atina sosyetesinin en yüksek tabakasından dostlarını ağırlar ve eğlence kisvesi altında siyasi içerikli partilere ev sahipliği yapardı.
Bu konuda anlaşmazlığa düşen antik yazarlar onu bir hetaera -sosyetenin en üst kademesindeki erkekleri eğlendiren kadınlar- olarak tanımlar. Aspasia belki de bu partiler ya da söylentilere göre bir sempozyum sayesinde Atina’da büyük bir devlet adamı olan Perikles’le tanışmıştır.
Aspasia, yabancı bir ülkede doğduğu için Perikles’le evlenmesine izin verilmemişti. İronik bir şekilde, Perikles’in kendi çıkardığı vatandaşlık yasası evliliklerini engelliyordu. Bu yüzden Aspasia bir pallakis (cariye) olarak yaşadı. Sonunda ona aynı adı taşıyan bir oğul, Genç Perikles‘i doğurdu. Perikles’in karısından boşandığı bilinir. Ama elimizdeki bilgiler boşanmaya Aspasia’nın doğrudan sebep olup olmadığı konusunda belirsizliğini korumaktadır.
Aspasia’nın Eğitimi
Yaşadağı dönem, erkek egemen bir toplum olduğu için onun başarılarına dair kayıtlar sınırlıdır. Yine de Aspasia’nın Atina’nın seçkin genç kadınları için açtığı akademinin aynı zamanda zamanının en etkili erkeklerinden bazıları için bir merkez haline geldiğine dair kanıtlar vardır. Her ne kadar yazılarından hiçbiri günümüze ulaşmamış olsa da, Aspasia antik yazarlar tarafından yazılı eserleriyle anılmıştır. Thucydides‘in Peloponnesos Savaşı Tarihi‘nde meşhur ettiği Perikles’in Cenaze Söylevi‘nde Aspasia’nın etkisinin hem onu kötüleyenler hem de daha olumlu yaklaşanlar tarafından fark edilebildiği söylenir. Buna ek olarak, Perikles’in ona aşık olmakla birlikte, retorik becerilerini keskinleştirmede onu entelektüel eşiti olarak gördüğü söylenir.
Kaynak Materyalle İlgili Sorunlar
Aspasia ne kadar zeki olursa olsun, kendisinden her zaman etkileşimde bulunduğu erkeklerle bağlantılı olarak bahsedilir. Perikles, Sokrates ve daha sonra kocası olan Lysikles‘le, onlar hakkında daha çok, karakteri ve felsefesi hakkında daha az bilgi verecek şekilde ilişkilendirilir. Dönemin komedileri Aspasia’yı çoğunlukla yabancı uyruklu metresiyle geleneği bozan Perikles’i küçük düşürmek ve alaya almak için kullanmıştır. Daha da kötüsü, Aspasia hayatındaki erkeklerin ölümü üzerine tarihten kaybolur. Bu da onu anlamamızı ciddi şekilde engellemektedir.
Destekleyenler ve Karşı Çıkanlar
Çeşitli antik kaynaklardan elde edilen alıntılardan Aspasia’nın en azından halka açık söylevlerde ve oyunlarda yorumlanacak kadar unutulmaz olduğu anlaşılmaktadır. Onun en ateşli düşmanlarından biri, Akarnalılar adlı eserinde Peloponez Savaşı‘nı tetikleyen Megara Kararnamesi‘nden onu sorumlu tutan çağdaş oyun yazarı Aristophanes‘tir. Bununla birlikte, Aristophanes’in bir şair ve komedi oyun yazarı olarak Perikles ve Kimon da dahil olmak üzere dönemin etkili kişileri hakkında dokunaklı bir şekilde yazmaya eğilimli olduğunu belirtmek önemlidir. Dolayısıyla Aspasia hakkındaki aşağılayıcı yorumları, Aspasia’nın etkisine ve konumuna dair bir örnek teşkil etmektedir. Aynı şekilde, Eski Komedi tarzının oyun yazarları olan Cratinus ve Eupolis de onu sırasıyla “köpek gözlü bir cariye” ve bir fahişe (pornê) ve bir piç annesi olarak aşağılayıcı bir şekilde etiketlemekten kaçınmamışlardır.
Aspasia karakterine yönelik saldırılar oyun yazarlarıyla sınırlı kalmamıştır. Daha sonraki yazarlar ve tarihçiler de benzer görüşler dile getirmişlerdir. Yunanlı bir gramerci olan Athenaeus, Aristophanes’in çalışmalarını temel alırken, daha sonraki bir Yunan biyografi yazarı olan Plutarkhos daha tutarlı bir görüş sunmuştur. Yine de onun görüşü Perikles’in lehine değildi ve ikisi arasındaki ilişkiyi “dostane bir tür” olarak ortaya koyuyordu. Plutarkhos, Perikles’in Aspasia’yı nadir bir siyasi bilgeliğe sahip olarak görmesine rağmen, günde iki kez “onu sevgi dolu bir öpücükle selamladığını” ve bunun o zamanki evliliklerde alışılmadık bir durum olduğunu vurgulamıştır. Hatta Plutarkhos Aspasia’nın o kadar ünlü bir cariye olduğunu vurgular ki, Pers satrabı Genç Kyros en gözde cariyesine onun adını vermiştir (Perikles, XXIV.7). Bu yazarlar geçmiş yazarların pek de hoş olmayan görüşlerini yansıtırken, Aspasia’nın Sokrates ile olan dostluğu hakkında da yorum yaparlar.
Sokrates‘in Aspasia‘ya saygı duyduğu ve retorik ve hitabet konusunda onun bilgeliğine ve öğretilerine başvurduğu anlaşılmaktadır. Platon‘un Menexenus‘unda (235e, 236b) Sokrates “…çünkü benim eğitmenim olan Aspasia retorik sanatında hiçbir şekilde zayıf değildir; aksine, birçok iyi hatip yetiştirmiştir ve bunların arasında diğer tüm Yunanlıları aşan biri, Ksanthippus’un oğlu Perikles de vardır.” der.
Ksenophon‘un Memorabilia ‘sında (II. 6) Sokrates Aspasia’nın çöpçatanlık tavsiyelerini ve doğru övgünün erdemlerini tartışırken, Oeconomicus‘ta (III. 14) Sokrates Aspasia’nın kendisine retorik öğrettiğinden ve kadınları eğitmedeki üstün zekâsından bahseder.
Aeschines, Socraticus ve Cicero da Sokrates’in Miletli Aspasia ile olan ünlü dostluğu hakkında yorum yaparlar. Cicero (De Inventione, 1.31.51.) Aspasia’nın Sokrates’in yakın arkadaşı ve Perikles’in eşi olduğundan bahseder.
Aspasia’nın Sonu
MÖ 430 yılında, Peloponez Savaşı‘nın başlangıcına yakın bir zamanda Atina’da bir veba salgını patlak verdi. Bunun feci sonuçları olacaktı. Perikles ilk eşinden olan iki meşru oğlu Paralus ve Xanthippus‘u kaybetti. Bu yüzden Aspasia’dan olan oğlunun meşru bir vatandaş olarak tanınması için kendi evlilik yasalarından muaf tutulmasını talep etti. Bu talep kabul edildi. Ama Perikles’in kendisi veba hastalığına yakalandı.
Plutarkhos (Perikles, XXIV), Aeschines’ten alıntı yaparak, Perikles’in ölümünden kısa bir süre sonra, Miletli Aspasia’nın koyun tüccarı Lysicles tarafından korunduğunu yazar. Onun yanına taşındıktan sonra, bu alt tabakadan adam Aspasia’nın vesayeti altında Atina’nın vatandaşı oldu. Bu kindar bir hakaretti ama aynı zamanda Aspasia’nın siyasi alandaki becerisinin de bir kabulüydü. Lysikles ve Aspasia’nın ortaklığı bir yıldan kısa bir süre sonra Lysikles’in ölümüyle sona erdi ve Aspasia da tarihten silindi.
Perikles ve Aspasia’nın oğlu Genç Perikles daha sonra M.Ö. 406’da Arginusae Savaşından sonra yapılan ünlü mahkemede diğer birkaç generalle birlikte yargılanacak ve idam edilecektir. Aspasia’nın oğlunun idamını görüp görmediği bilinmemektedir.