İşler ve Günler, Antik Yunan şairi Hesiodos tarafından yazılmış didaktik bir şiirdir. MÖ 7. yüzyılın sonlarına doğru tarihlenir. Hesiodos’un en tanınmış iki eserinden biri olan bu metin, şairin kendi deneyimlerinden yola çıkarak çiftçilik, adalet ve kişisel erdem üzerine tavsiyelerde bulunduğu bir rehber niteliğindedir. Eser, zorlu bir yaşamın getirdiği mücadeleleri anlatır. Aynı zamanda insanın toplum içindeki yerini, tanrılarla olan ilişkisini ve doğanın yasalarına uygun bir yaşam sürmenin önemini vurgular. İşler ve Günler, aynı zamanda Yunan mitolojisine dair öyküler içerir; örneğin, Pandora‘nın hikayesini ve insanlık tarihindeki farklı çağları anlatan Beş Çağ Mitini içerir. Hesiodos bu eserinde, iyi bir yaşam için gerekli olan pratik bilgeliği ve ahlaki değerleri aktarmayı amaçlar.
Hesiodos’un diğer eseri ise Theogonia‘dır.
1. SESLENİŞ
Hesiodos, Pieria (Makedonya’da bir Dağ) Musalarını, babaları Zeus’u övmeye davet eder. Zeus’tan kendisini görmesini, dinlemesini ister. Hesiodos, kardeşi Perses’e gerçekleri anlatırken, Zeus’un Dike’den (Zeus’un ikinci karısı Themis’ten olan Horalar’dan biridir ve yargıyı/adaleti temsil eder) yani adaletli yargılamasını ister.
NOT: Hesiodos, kardeşi Perses’e kitap boyunca öğütler verecek ve hikayeler anlatacaktır.
2. İKİ KAVGA
Hesiodos, dünyada iki türlü kavga olduğunu belirtir. Biri ölümsüzlerin zoruyla insanı kanlı savaşlara götürür. Ötekini ise Karanlık doğurmuştur ve Zeus bu kavgayı toprağın özüne katmıştır. İşte bu kavga insanlığa yararlıdır çünkü diğer insanlar çift sürüp, ekin ekerken, zengin olurken insanı boş oturtmayan kavgadır. Hesiodos, Perses’in bu öğütleri anlamasını ister.
(Thegony’de Nyx(Gece) Kavga tanrıçası Eris’i doğuruyor ama burada Erebos diyor.)
Toprağını zamanında biçmemiş, ambarını doldurmamış adam; pazar yerlerinde Kötü Kavga’ya tutuşmamalıdır. Önce karnını doyurmalı sonra kavga etmelidir.
Hesiodos, Perses’in yargıçlara bol rüşvet yedirerek mirastan alacağını aldığını belirtir.
3. PANDORA EFSANESİ
Tanrıların besinleri yer altına bilerek gizlediğini; öteki türlü insanların çalışmadan yatacağını söyler.
Zeus, Prometheus, narthex kamışına saklayarak ateşi çalıp insanlara verdiği için kızmıştır ve varını yoğunu insanlardan gizlemiştir. Prometheus’a bu ateşi çaldığı için insanların başına çok büyük bir bela vereceğini söyler.
Sonra Zeus, Hephaistos’u çağırıp, toprakla suyu yoğurarak yüzü ölümsüz tanrıçalara benzeyen, bedeni genç kızlara benzeyen bir varlık yaratmasını ve içine insan sesi ile gücü koymasını söyler.
Ardından kızı Athena’ya yaratılan varlığa el işlerini öğretmesini, Afrodit’e ise onu istek ve arzularla tutuşturmasını emreder.
Yüz gözlü devi öldüren Hermeias’a ise (burada yüz gözlü Argos’u öldüren Hermes’ten bahsediyor olsa gerek) varlığın içine köpek yüreği ile tilki huyu koymasını söyler.
Böylece hemen Hephaistos yaratır kadını. Athena ona süslü kuşağını verir, Kharitler (Eurynome ve Zeus’un kızları) ve Okeanos’un kızı Peitho altın gerdanlıklar takar ona. Horalar (Themis ve Zeus’un kızları) bahar çiçekleri ile donatırlar saçını, Hermeias yalan dolanı doldurur göğsüne ve Zeus onun içine ses koyar adını da Pandora koyar. Tüm Olymposlular armağan verdiği için ona “bütün tanrıların armağanı” anlamına gelen Pandora ismi verildi.
Sonra Zeus alır onu Epimetheus’a (Iapetos’un oğlu, Prometheus’un kardeşi) gönderir. Epimetheus’a Prometheus önceden Zeus’tan bir hediye almamasını tembih etmesine rağmen kendine Pandora’yı eş olarak alır.
Pandora kutunun kapağını açar ve dünyaya hastalıklar ve acılar yayılır, kutunun içinde sadece umut kalır. Bu yüzden insanların başı hep derttedir; toprak ve deniz bela doludur.
4. SOYLAR EFSANESİ
Olympos’ta oturan tanrılar, ölümlü insanların soyunu altından yaratmıştır. O zaman Kronos baştadır ve insanlar tanrılar gibi rahat ve bolluk içinde, kaygısız ve dertsiz yaşamaktadır. Çünkü Toprak her yerden bereket saçıyordur. Ayrıca ihtiyarlık yoktur ve tatlı bir uykuya dalar gibi ölüyorlardır. Bu insanlar ölüp toprağa karışınca Zeus’un isteğiyle cine dönüşürler, ve iyice şereflendirilmiş olurlar.
Sonra Olympos’taki ölümsüzler gümüşten ikinci bir soy daha yaratmışlardır. Bunlar altın soyundan farklıdır. Çocukları yüz yıl çocuk kalır, büyüyünce de ölçüsüz coşkunlukla başlarını derde sokarlardı. Ölümsüzleri saymayıp, tapınaklara gitmezlerdi. Zeus bunlara kızar ve yeraltı cinine dönüştürür.
Sonra Zeus, üçüncü bir soyu tunçtan yaratır. Bunlarda gümüş soylulardan farklıdır. Çok güçlü ve kuvvetli oldukları için; sürekli saldırır ve öldürürlerdi. Ekmek yemez ve gittikleri yere korku salarlardı. Silahları, evleri, toprağı kazdıkları aletler hep tunçtandır; çünkü kara demir henüz yoktur. Dünya da ad bırakmadan, kendi elleriyle yok olmuşlardır.
Bu yüzden Zeus bir kuşak daha yaratır. Bu soy daha bereketli, daha doğru, daha yüreklidir. Yarı tanrı kahramanlar da bu soydan gelir. Ama bu yarı tanrı kahramanlar yitip gitmiştir şimdi. Kimisi Kadmos’un toprağı olan yedi kapılı Thebai duvarları önünde Oidipus’un sürüleri uğruna, kimi gemilerde ya da denizlerde Helen uğruna Truva önlerinde ölmüşlerdir. Bunların bazılarına da Zeus ölümsüz bir hayat vermiştir.
Beşinci soy ise Hesiodos’a göre olmamalıydı. Çünkü bunlar demir soyundan gelir. Bunlar tanrıların yolladığı dertler yüzünden gece gündüz kıvranırlar. Bir gün Zeus bu soyu da yok edecektir. İşte o zaman ak saçlı insanlar soyu gelecektir. Bu soyda ise baba-oğul birbirine benzemeyecektir, ne ev sahibi, ne dost, ne kardeş bugünkü gibi olacaktır; çocuklar yaşlı babalarına bakmayacak, hak güçlünün olacak, kötü insan iyiye saldıracaktır.
5. ADALET
Hesiodos, krallara yönelik atmaca-bülbül hikayesini anlatır. Atmaca, bülbülü pençeleri ile sıkarken şöyle demiş bülbüle: Ne diye bağırıyorsun, senden daha güçlü birinin elindesin ve benim istediğim yere gideceksin. Orda istersem seni yerim, istersem özgür bırakırım. Kendinden güçlü birine direnmek saçma; kepaze olur.
Kardeşi Perses’e doğruluktan yana olmasını, aşırıya kaçmamasını öğütler. Doğru yolda olan insanların yurtları uygarlığa kavuşur, barış gelir ve mutlu insanlar yaşar. Zeus da bu insanları korur; açlık, kıtlık,bela gelmez; bolluk olur. Ama Zeus bir kişinin işlediği suçtan bile tüm kenti yıkabilir de.
Zeus otuz bine yakın ölümsüzü, insanları gözetlemesi için göndermiştir. Bunlar dünyayı dolaşır ve insanların işlerini incelerler.
Ayrıca Zeus’un kızı Dike’ye biri haksızlık ederse; Dike hemen babasına gider ve bunu anlatır. Bu yüzden bütün halk çeker, kötü karar veren kralın cezasını.
6. ÇALIŞ, KAZAN, YE, YEDİR…
Zeus’un insanlara verdiği en değerli şey hak duygusudur. Zeus, haktan yana olanları kayırır, çocuklarının çoğaltır; olmayanların ise döllerini azaltır.
Perses’e “koca budala” diye seslenir. Sonra da öğütler Demeter’e kendini sevdirmesini ve ambarını doldurmasını. Bal yapmayan yaban arısı gibi olana açlık eşlik eder, kimse sevmez. Kuş beyniyle başkasının malına bakacağına, Hesiodos’u dinlemelidir. Çalışanın hem şerefi olur hem parası.
İnsan şerefsizce, yüzsüzce de zengin olabilir ama tanrılar onun hakkından hemen gelir. Dilenciye, konuğa kötü davranmak; başkasının karısının yatağına girmek; yetim hakkı yemek; yaşlı babaya saldırmak bunlar hep suçtur.
Tanrılara sunaklar sunmalıdır ki, tanrılar ondan yana olsun.
7. İNSAN İLİŞKİLERİ
Komşular başına bir şey olursa, yardıma koşar. Onları sofrana çağır, seni seveni sofrana çağır. İyi komşusu olanın öküzü ölmez. Komşundan aldığını mümkünse fazlasıyla ver; böylece darlıkta yardım görürsün.
Kötü yoldan kazanç sağlama. Gönülden veren mutludur, sevinç getirir. Kendinde olanla yetin, olmayanı özlemek felaket getirir.
8. EV VE AİLE
Fıçının açılış ve bitişinde çok iç ama ortalarında tutumlu ol. Kardeşinle bir anlaşma yaparken bile bir tanık çağır. Kadınların aklını çelmesine izin verme. Tek oğul ile miras çoğalır, çok çocuk ile çok iş görülüp, kazanç artar.
9. TARLA İŞLERİ
Atlas’ın kızları Pleiad yıldızlarını görünce ekini biç. Bu yıldızlar görünmediğinde ise ekini ek. Bu yıldızlar kırk gün kırk gece kaybolurlar.
Nerede olursan ol, tarlada çalışırken, ekerken biçerken de göğsün bağrın açık çalış. Böylece ürünlerin vaktinde büyür. Hesiodos, Perses öyle yapmadığından kendisine kaç kere geldiğini söyler ama artık ona ödünç vermeyecektir.
Bir evin, bir karın, bir öküzün olsun. Karını parayla satın al; gerekirse öküzün ardından yürüsün. İşini hiç yarım bırakma.
İki sabanın olsun; biri kırılırsa, ötekine koşarsın öküzü. Dokuz yaşlarındaki öküz delikanlıdır, işe elverişlidir; çift sürerken kavga çıkarmaz. Çifti süren adam kırk yaşında olmalı, sabah dört koca ekmek yemeli, kendini işe vermeli. Genç adam fazla tohum atar;delikanlı aklı havada olur.
Turnalar ekin zamanını ve yağmurlu kış günlerini haber verir. O mevsimde ahırında öküzü olan mutludur.
Hsata geç kalırsan, bodur başak toplarsın. Eğer Zues üç gün üç gece yağmur yağdırırsa; hasata geç kalan, hasata ilk başlayana yetişebilir.
Kış günlerinde oturma, aylaklığa alışma. Kışın nasıl giyinilmesi gerektiğini anlatır.
Orion yıldızı çıktığında buğdayı küplere doldur ve eve yerleştir. Kimsesiz uşak ile çocuksuz hizmetçi kız al. Hizmetçi ana olunca başa beladır. Keskin dişli köpek al ve besle; malını korusun.
Orion ve Sirius gökte görününce, salkımları topla, on gün on gece açıkta tut; beş gün beş gece kapa üstlerini; altıncı gün özlerini çıkar ve küplere doldur.
10. DENİZCİLİK
Ülker burcu, Orion’dan çıkıp sisli denize gömüldüğünde bütün rüzgarlar coşar. Gemilerle açılmaya gelmez. Gemiye taş yığıp kenara çekersin, tıkacını çıkarırsın yağmurdan çürümesin diye. Deniz mevsimi de istediğin tüm malları yüklemelidir, memleketine karlı dönebilmek için.
Babaları engin denizleri yoksulluk yüzünden aşıp; Aiolya’nın Kyme kentini ardında bırakıp Helikon’un eteğinde Askra’ya (kışı çekilmeyen lanetli yer der) yerleşmiştir.
Malını büyük gemiye yüklemek bak; malın çoksa kazancın çok olur. Hesiodos, bir kere Euboia’ya, Aulis’e gittiğini anlatır gemiyle. Aulis, Akhaların Truva’ya giderken gemilerini topladıkları yerdir. Oradan da yiğit Amphidamas’ın yarışları için Kalkhis’e gitmiştir; çünkü oğulları oyunlar için çok ödül koymuştur. Oyunlarda da ödül kazanmıştır ve o ödülü Musalara sunmuştur. Deniz deneyimi bu kadar olsa da Perses isterse ona deniz yasalarını anlatabileceğini söyler.
Lodos denizi altını üstüne getirir, deniz belalı olur diye açıklar. Bütün malını tek gemiye yüklememesini de öğütler.
11. KADIN VE CİNSEL İLİŞKİLER
Hesiodos, otuzlu yaşlarda evlenmeyi öğütler. Ayrıca bakire almasını ve böylece doğru yola sokabileceğini de söyler. Yakınlarla evlenmek daha iyidir. Komşuya maskara olmadan fikrini açmalıdır. İyi bir karı sahibi olmak büyük nimettir.
12. ÇEŞİTLİ ÖĞÜTLER
Arkadaşına kardeşim deme, ona kötü davranamazsın. Yalan söyleme. Kardeş dediğin kötülük ederse, öcünü al. Sonradan dostluk kurmak isterse, affet, zavallı imiş demek ki. Yüzün yüreğinin aynası olsun. Fakirliği insanların yüzüne vurma. Ölçülü konuş. Ortak şölenlerde surat asma; keyfin çok, masrafın az olur. Ellerin kirli dua etme. Ayıp yerlerini yıkamadan gösterme. Cenaze dönüşlerinde değil; kutsal bayram dönüşlerinde çocuk yap.
Ev yaparken köşe bırakma, kuzgunlar öter. On iki yaşında çocuğu, kutsal şeylerin üzerine oturtma. Bir kadının yıkandığı suda, bir erkek yıkanmamalıdır. Kaynak başlarında ve ırmakların denize döküldüğü yerde işeme ve yıkanma.
İnsanın adı kolay kötüye çıkar ve insan dilinden kurtulmak zordur. Ün de bir ölümsüz tanrıdır.
13. Günler
Zeus’un günleri birinci, dördüncü, yedinci, sekizinci ve dokuzuncu günlerdir ve kutsaldır. Leto, Apollon’u yedinci gün doğurmuştur. Ayın on üçü tohum atma, ağaç dik. Erkek doğması iyi, kız çocuk doğması kötüdür. Kızlar o gün evlenmemelidir. Ayların beşinci günleri uğursuzdur. Bunun gibi bir sürü örnek verir Hesiodos. Ne zaman hayvan iğdiş edilmeli, ne zaman tanrılara adanmalı vb.