İlyada Yirminci Bölüm Özet – Zeus tanrıların istediği tarafa destek olmasına izin verir. Böylece Yunanlıları destekleyen tanrılar ve Troyalıları destekleyen tanrılar arasında arbede çıkar. Akhilleus ve Aineias karşılaşır. Soylarını karşılaştırırlar ve savaşırlar. Poseidon Aineias’ı korur. Böylece Akhilleus, bir sürü Troyalı öldürür.
Akhalar silah kuşanırken, Troyalılar da silah kuşanmaktadır.
Zeus, Themis’e tanrıları toplantıya çağırmasını buyurur. Okeanos dışında bütün ırmak tanrıları ve nimfalar Zeus’u evine gelirler. Zeus, Hephaistos’un yaptığı cilalı kemerlerin altında oturur.
Tanrılar toplanırken, Poseidon bile Themis’in sesini duyar ve denizin dibinden çıkar gelir. Zeus’a neden tanrıları çağırdığını sorar.
Zeus, Troyalılar ile Akhaların yok olacağından kaygılandığını söyler. Bu yüzden tanrılar artık istediği tarafa destek olabilecektir. Zeus ise savaşa müdehale etmeden Olimpos’ta kalıp izleyecektir. Troyalılar, Akhilleus’tan korkmaktadır ve şimdi arkadaşının ölümü için üzgün olan Akhilleus, kadere bile karşı gelip duvarları yıkabilecek durumdadır.
Böylece tanrılar ikiye bölünüp savaşa giderler. Hera, Athena, Poseidon, Hermes ve Hephaistos gemilere doğru yürürler. Ares, Apollon, Artemis, Leto, Ksanthos ve Afrodit ise Troyalıların tarafına yürürler.
Tanrılar gelmeden bile, Akhilleus dolayısıyla Akhaların üstünlüğü bellidir. Troyalılar, Akhilleus’u görünce korkudan titrerler. Bir taraftan Athena, öteki taraftan Ares kendi ordularına bağırırlar. Ares, Simoeis ırmağı boyunca koşup Güzel Tepe’nin üstüne dikilir.
Zeus, gökyüzünü gürletir. Poseidon toprağı sarsar. İlyon, İda Dağı ve Akha gemileri bile titrer. Yeraltındaki ölüler kralı Aidoneus’un (Hades) ödü kopar ve tahtından korkuyla fırlar. Hades, Poseidon’a bağırır — tanrıların bile tiksindiği çirkef ülkesini ölümlülerin ve ölümsüzlerin gözü önüne sermemesini söyler.
Apollon, Poseidon’un karşısındadır. Athena, Enyalios (Ares)’in karşısındadır. Hera, Artemis’in karşısındadır. Hermes, Leto’nun karşısındadır. Hephaistos’un karşısında ise insanların Skamandros dediği ırmak tanrı Ksanthos vardır.
Akhilleus içinden, kalabalığı yarıp, Hektor ile bir an önce karşılaşmayı geçirir. Ama Apollon, Akhilleus’un karşısına Aineias’ı diker. Apollon onun yüreğine güç kor ve Priamosoğlu Lykaon kılığına girip, Akhilleus’a meydan okuması için kışkırtır.
Aineias, Akhilleus Lyrnessos’la Pedasos’a saldırdığında onun kargısından Zeus’un yardımı ile kaçtığını anlatır. Bu onunla ilk karşılaşması değildir. Akhilleus’a, Lelegler ile Troyalıları öldürmesi için Athena öncülük etmektedir. Tanrılar ona yardım ettiği için Akhilleus ile dövüşecek adam olmadığını belirtir.
Lykaon kılığında Apollon, Aineias’a, annesi Afrodit olduğu için tanrı soyundan geldiğini söyler. Oysa, Akhilleus daha küçük bir tanrıçanın oğludur. Aineias’ın anası, Akheillus’un anasından üstündür. Biri Zeus’un kızıdır, öbürü deniz ihtiyarının kızıdır.
Aineias, Akhilleus’a doğru yürür ama Hera onu görür. Poseidon ile Athena’ya durumu haber verir. Apollon’un Aineias’ı kışkırttığını ve Akhilleus’a doğru gittiğini söyler. Aralarından biri Akhilleus’a güç vermelidir. Böylece Akhilleus desteklendiğini bilecek, Troyalıları destekleyen tanrıların ise güçsüz olduklarını göreceklerdir.
Posedion, Hera’nın neden bu kadar öfkeli olduğunu sorar. Tanrıları kavgaya kışkırtmak istememektedir. En iyisi, uzak bir yere oturup, insanların savaşını izlemektir. Ama Ares ya da Apollon araya girip, Akhilleus’u durdururlarsa, o zaman onları alt etmek en iyisidir.
Böylece Athena’nın Troyalılara, Herakles deniz canavarından kaçıp kurtulsun diye yaptığı duvara giderler. Tanrılar o duvarın üzerine oturur. Omuzlarını bulutlarla örterler. Diğer tanrılar ise, Apollon ile Ares’in çevresinde Güzel Tepe’ye otururlar.
Böylece, Akhilleus ile Aineias karşılaşırlar. Akhilleus ona ne diye karşısına çıktığını sorar. Troyalılara kral olmak için midir? Priamos’un bir sürü oğlu vardır ve aklı başındadır. Yoksa Akhilleus’u öldürürse, Troyalılar ona topraklar ve bağlar mı verecektir? Sonra ona, önceden karşılaştıklarında nasıl kaçtığını hatırlatır. İda’da sığırları güderken Akhilleus’u görünce arkasına bakmadan dağın eteklerinden aşağı koşmuş, sonra da Lyrnessos’a sığınmıştır. Ancak Akhilleus, Lyrnessos’u ve oranın hür kadınlarını, Zeus ve Athena’nın yardımı ile almıştır. O gün onu öldürecekken Zeus, Aineias’ı korumuştur ve böyle kurtulmuştur. Tüm bunları hatırlatıp, hasmına kalabalığa karışmasını ve kaybolmasını tavsiye eder.
Aineias karşılık verir. Kendisini toy bir çocuk sanmamasını söyler. İkisinin de soyu sopu ortadadır. Akhilleus deniz tanrıçası Thetis’in oğludur. Kendisi ise Afrodit’in oğludur. Bugün iki tanrıçadan biri sevgili oğlu için ağlayacaktır. Sonra kendi soyu sopu hakkında daha fazla bilgi verir.
Dardanos’un babası Zeus’tur ve Dardanie’yi İda eteklerinde kurmuştur — o zamanlar İlyon yoktur. Dardanos’un oğlu Erikhtonios’tur ve ardından o kral olur. Erikhtonios en varlıklı ölümlülerden biridir, on bin kısrağı vardır. Boreas, bu kısrakları görünce onlara aşık olur; kendisini kara yeleli bir ata çevirip, kısraklara biner. Böylece kısraklar on iki tane tay doğurur. Erikhtonios’tan Tros doğar ve Troyalıların kralı olur. Tros’un üç tane oğlu olur: İlos, Assarakos ve Ganymedes.
Ganymedes, ölümlülerin en güzelidir bu yüzden tanrılar onu Zeus’a şarap sunsun diye Olympos’a kaçırırlar.
İlos’un oğlu Laomedon’dur. Onun da çocukları Tithonos, Priamos, Lampos Klytios, Ares’in dölü Hiketaon‘tur. Priamos’un oğlu ise Hektor’dur.
Assarakos’un oğlu Kapys, Kapys’in oğlu Ankhises’tir. Ankhises’ten ise Aineas doğmuştur. İşte kendi soyuyla övünmektedir.
Böyle küfürlerle, söz dalaşı ile olacak iş değildir, en iyisi kargıları ile savaşmayı teklif eder Aineias.
Aineias, kargısını Akhilleus’un kalkanına saplar. Akhilleus korkar ama Homeros ona aptal der. Tanrıların armağanı ölümlü insanların eliyle kolay kolay alt edilememektedir. Bu sefer Akhilleus, Pelion Dağında yapılmış kargısını atar ve Aineias’ın kalkanına saplanır. Aineias’ı da kalkanı korur ama o da korkar. Akhilleus kalkanını atar ve kılıcını çeker. O esnada Aineias ise bugün iki kişinin kaldırabileceği bir taşı alır ve atar. Akhilleus’un kalkanı onu bir kez daha korur.
Poseidon, Aineias’a üzüldüğünü söyler. Çünkü Akhilleus’a yenilip, Hades’e gitmek üzeredir. Apollon’un sözüne kanıp Akhilleus’a meydan okumuştur ama aptallık etmiştir. Aineias, zamanında tanrılara yeterince adaklar adamış biridir. Bu yüzden Poseidon onu kurtarmayı teklif eder. Zeus’un bile, Akhilleus onu öldürürse kızacağını belirtir. Dardanos soyu böyle, tohum ekmeden, iz bırakmadan ölmemelidir. Zeus, Dardanos’u çok sever, Priamos’un soyundan ise tiksinmektedir. Aienias, Troyalılara kral olacaktır ve onun çocukları da kral olacaktır.
Hera, Poseidon’a ne isterse yapabileceğini belirtir ama Athena ile birlikte tanrıların önünde, Troya’yı yok edeceklerine ant içmişlerdir.
Poseidon böylece savaşa gider, Akhilleus’un gözlerini kara bulutla örter, Aineias’ın kalkanından kargıyı çıkarıp, Akhilleus’un ayakları dibine kor. Sonra da Aineias’ı yerden yukarı kaldırır ve savaşın en ucuna bırakır. Poseidon ardından Aineias’a hangi tanrının, Akhilleus ile karşılaşmasını buyurduğunu sorar. Akhilleus çok üstündür ve ölümsüzlerin göz bebeğidir. Onla savaşmaya kalkarsa vakti gelmeden Hades’i boylayacaktır. Ama ne zaman ki Akhilleus ölürse, o zaman Akhaların hiçbiri Aineas’ı öldüremeyecektir.
Akhilleus kendine geldiğinde öfkelenir. Tanrıların Aineias’ı sevdiğini bilmektedir. Bir daha onun karşısına çıkmamasını diler. Sonra savaşa atılır ve çevresindekileri bağırarak kışkırtır.
Öte yandan Hektor, Troyalıları kışkırtmaktadır. Apollon, Hektor’un yanına gelir ve Akhilleus’u kalabalığın içine çekmesini söyler.
Akhilleus, Troyalılara saldırır. İlk Otrynteus’un oğlu İphition’u öldürür. İphition, Hyde’de karlı Tmolos’un dibinde su perisinden doğmuştur. Akhilleus onu öldürdükten sonra, bağırır. İphition ki Gygaie Gölü kıyılarında doğmuştur. Babasının balığı bol Hyllos Irmağının ve burgaçlı Hermos Irmağının kıyılarında toprağı vardır. Ama şimdi ölmüştür.
Antenor’un oğlu Demeleon’u öldürür. Hippodamas’ı öldürür.
Priamos oğlu Polydoros’u öldürür. Priamos, oğullarının en küçüğü ve en hızlı koşanını savaşa göndermek istememiştir. Ama Polydoros, o gün çocukca bir gösteriş yapmak isteyip ön sıralara gitmiştir ve bu yüzden Akhilleus tarafından öldürülür. Hektor kardeşinin öldüğünü görünce dayanamaz ve Akhilleus’a saldırır.
Akhilleus, Hektor’u görünce seslenir. Arkadaşını öldüren adam işte karşısındadır ve artık saklanmaya gerek yoktur. Hektor aşağıdaki gibi karşılık verir.
“Böyle sözlerle korkarım sanma, Peleusoğlu,
İlyada – 20. Kitap
bir çocuk yerine koma beni,
ben de bilirim çıkışmasını, küfretmesini.
Yiğitlikte ben senden aşağıyım, ama
her şey tanrıların elinde değil mi?
Kargımı atar alırım belki canını,
keskin olduğu görüldü benim kargımın da.”
Böyle der ve kargısını atar Hektor ama Athena, kargıya üfleyip Akhilleus’tan uzaklaştırır. Kargı dönüp, Hektor’un ayakları dibine düşer. Bu sefer, Akhilleus saldırır ama Apollon, Hektor’u kaçırır ve bulutun ardına saklar. Akhilleus, buluta tanrılar gibi saldırır ama bir şey olmaz. En sonunda öfkeyle bağırır. Yine Hektor ondan kaçmıştır; bu yüzden Apollon’a adağını eksik etmemesini tembijler.
Böylece Akhiellus, Philetoroğlu Demukhos’u öldürür.
Bias’ın oğulları Laogonos’la Dardanos’u öldürür.
Ardından Alastoroğlu Tros’la karşılaşır. Tros onun dizlerine kapanır ve kendisini tutsak almasını ister. Ama aptaldır çünkü Akhilleus azgın bir delidir. Onu da öldürür.
Mulios’u öldürür.
Ageneroğlu Ekheklos’u öldürür.
Deukalion’u öldürür.
Peireos’un oğlu Rigmos’u öldürür. Rigmos Trakya’dan gelmiştir.
Ardından Rrigmos’un arabacısı Areithoos’u öldürür.
Akhilleus kan ve çamur içinde, ölüleri ezerek, Troyalıları öldürmeye devam eder.
Bir önceki bölüm için tıklayınız.
Bir sonraki bölüm için tıklayınız.