İlyada Yirmi Dördüncü Bölüm Özet #24 (SON)

Mitolojik Hikayeler İlyada Homeros
Share the article 👇

İlyada Yirmi Dördüncü Bölüm Özet – Priamos, Hermes’in yol göstermesi ile gizlice Yunan ordugahına sızar. Akhilleus’un çadırına gider ve yüklü armağanlar karşılığında, Hektor’un cesedini vermesi için yalvarır. Akhilleus, cesedi verir ve Hektor’un cenaze töreni için ateşkes yapar. Hektor’un cenaze töreni düzenlenir.

Herkes dağılır. Akşam yemeğini yiyip uyurlar. Bir tek Akhilleus uyuyamaz. Ağlayıp durur. Şafak sökerken, arabasına Hektor’u bağlayıp, Patroklos’un mezarının çevresinde üç kere dolaştırır. Ancak Apollon, kalkanı ile Hektor’un bedenine zarar vermesini engellemektedir.

Tanrıların, Hektor’a yapılanlara yüreği burkulmaktadır. Bu yüzden Hermeias’ın Hektor’un bedenini kaçırmasını fikrini ortaya atarlar. Ancak İlyon’a ve Priamos’un halkına olan nefreti henüz dinmemiş olan Hera, Athena ve Poseidon bu fikre yanaşmazlar. Çünkü onlar Aleksandros’un Athena ve Hera’yı değil de Afrodit’i en güzel seçmesi yüzünden hala öfkelidirler. Aleksandros çılgınlık yapıp diğer iki tanrıçayı hor görmüştür.

On ikinci şafak söktüğünde Apollon ölümsüzlere hitap eder — Onların işlerinin gücünün kötülük olduğunu söyler. Hektor sağ iken onlara kurbanlar yakmıştır. Şimdi ölüyken bile ona böyle davranmalarına nasıl yürekleri dayanmaktadır? Hektor’un anası, karısı, babası ona bir tören düzenlemeyi hak etmektedir: Akhilleus’un ne kadar taş yüreği vardır hem. Hektor’u öldürmekle yetinmeyip böyle saygısızlık etmesi hoş değildir.

Hera, Akhilleus ile Hektor’un bir olmadığını söyler. Hektor ölümlü bir kadının oğludur. Ama Akhilleus bizzat Hera’nın yetiştirdiği ve Peleus’a verdiği bir tanrıçanın oğludur. O düğüne hem bütün tanrılar da katılmıştır.

Zeus söze karışır. Hektor’a ve Akhilleus’a eşit saygı gösterilmeyecektir. Hektor’u kaçırma fikri de uygun değildir. Thetis’i çağırmalarını ister. Akhilleus’un Priamos’tan armağan alıp, Priamos’a Hektor’un ölüsünü vermesini tasarlamaktadır.

Alexander Ivanov: Priamos, Akhilleus'tan Hektor'un bedenini geri vermesini ister, 1806-1858, Tretyakov Devlet Galerisi
Alexander Ivanov: Priamos, Akhilleus’tan Hektor’un bedenini geri vermesini ister, 1806-1858, Tretyakov Devlet Galerisi

İris hemen gider ve Samos ile İmbros’un arasından denize atlar. İris, Thetis’i bir mağarada bulur. Orada Troya’da ölecek oğlu için ağlamaktadır. İris, Zeus’un onu çağırdığını söyler. Böylece ikisi birlikte yola koyulurlar.

Thetis, Athena’nın verdiği yere Zeus’un yanına oturur. Hera bir sağrak uzatarak onu selamlar. Zeus onu selamlar ve dokuz gündür Akhilleus ile Hektor’un ölüsü için tartıştıklarını anlatır. Ve aşağıdaki gibi devam eder.

De ki, tekmil tanrılar öfke içinde,
ölümsüzlerden de ben kızgınım en çok,
koca karınlı gemilerin orda tuttuğu için Hektor’u.
Bakalım benden korkup yanaşacak mı onu geri vermeye.
Ulu yürekli Priamos’a haber salacağım İris’le,
Akhaların gemilerine gitsin, kurtarsın oğlunu,
armağanlarla hoş etsin gönlünü Akhilleus’un.”

İlyada – 24. Kitap

Thetis hemen oğlunun yanına gider ve onu ağlarken bulur. Oğlunun başını okşar. Ne zaman yiyip içeceğini, bir kadınla beraber olacağını sorar ona. Zaten ölümü yakındır. Sonra Zeus’un dediklerini ona aktarır.

Akhilleus kabul eder teklifi. Bu esnada, Zeus İris’i İlyon’a Priamos’un gemilere gitmesini söylemek için gönderir. Priamos korkmamalıdır çünkü Hermias ona rehberlik edecektir. Akhilleus da yaşlı adam ona yalvarınca, deli değil ya kabul edecektir.

İris, bütün Troyalıları ağlarken bulur. Priamos’a Zeus’un kendisini gönderdiğini söyler. Akhilleus’a gidip armağanlar götürecektir ama tek başına gitmelidir. Sadece katır ile arabayı sürmesi için yaşlı bir uşak alabilir. Hermias ona kılavuzluk edecektir. Böyle der ve gider İris.

Priamos Akhilleus'tan Hektor'un Cesedini İstiyor, Priamos, Hektor'un bedeni için Akhilleus'a Yalvarırken - Alexey Tarasovich Markov (1802-1878)
Priamos Akhilleus’tan Hektor’un Cesedini İstiyor, Priamos, Hektor’un bedeni için Akhilleus’a Yalvarırken – Alexey Tarasovich Markov (1802-1878)

Priamos da oğullarına katır arabasını hazırlamalarını söyler. Sonra mahzene iner ve karısı Hekabe’yi çağırır. Habercinin geldiğini ve söylediklerini anlatır. Hekabe, kocasının bir zaman aklıyla çok övündüğünü ama şimdi bu aklının nerede olduğunu sorar. Akha gemilerine nasıl tek başına gidecektir? Akhilleus onu bulursa acımayacaktır. Ancak Akhilleus’un ciğerini çiğ çiğ yese, oğlunun öcünü alabileceğini söyler. Hem oğlu mertçe ölmüştür.

Bu haber kurbanları yorumlayan bir biliciden ya da duacıdan gelmemiştir. Bir tanrıça getirmiştir haberi. Eğer kaderi Akha gemilerinin önünde ölmekse, ölecektir. En azından oğlunu bir kez daha kucaklayabilmeyi diler.

Sonra mahzende kurtulmalıkları hazırlamaya başlar. Artık tek dileği oğlunu almaktır, malda mülkte gözü yoktur.

Avluda bireken Troyalılara çıkışır ve onları sopayla kovalar Priamos.

Sonra oğulları Helenos, Paris, Agathos, Pammon, Antiphonos, Polites, Deiphobos, Hippothoos, Dios’a çatar. Hektor öleceğine onların ölmesini tercih ettiğini belirtir. Mestor, Troilos ve Hektor ölmüştür — tanrıya denk oğullarıdır bunlar. Geriye işe yaramaz oğulları kalmıştır.

Sonra Hektor’u kurtaracak armağanların olduğu katır arabasını hazırlarlar. Koşulan katırları, Mysialar Priamos’a vermiştir bir zamanlar.

Yüreği yaslı Hekabe elinde sağrak ile gelir, sunu yapılmadan gitmesine gönlü razı olmaz. Sağrağı kocasına verir ve Zeus’a sunmasını ister. Zeus eğer onlara en güçlü kuşu kartalı göndermezse, Hekabe onun gitmesini istememektedir.

Priamos karısını kıramaz ve kabul eder. Kahya kadın eline temiz su döker. Sonra sağrağı alır ve avlunun ortasında durarak Zeus’a yalvarır. Zeus bunu duyar ve hemen kartalını gönderir. Görenlerin içi rahatlar.

Böylece Priamos arabaya biner. İdaios katırları sürer ve ikisi yola koyulurlar.

Zeus onlara üzülür ve Hermias’a onun insanlara yoldaşlık etmeyi sevdiğini bu yüzden Priamos’a eşlik etmesini ister.

Hermias, ayaklarına altın sandallarını giyer ve değneğini alır yanına. Değneği ile isterse insanları uyutabilir, isterse uyandırabilir. Hemen Troya’ya Hellespontos Ovası’na varır. Yolcular bu esnada İlos’un mezarını geçmişler, hayvanları ırmak kenarında sulamaya durdurmuşlardır.

Uşak, Hermias’ı görür ve Priamos’a bir adam gördüğünü söyler. Ya kaçmalıdırlar ya da adama kendilerini bırakması için yalvarmalıdırlar.

 Priamos, Hektor'un bedeni için Akhilleus'a Yalvarırken
Priamos, Hektor’un bedeni için Akhilleus’a Yalvarırken

Uşak öyle deyince Priamos korkar ama tanrı Priamos’un elini tutar ve ona seslenir. Nereye gitmektedir? Akhalardan korkmaz mıdır? İkisi de yaşlıdır ya biri saldırırsa diye sorar. Ama bu adam babasına çok benzemektedir ve o yüzden onları koruyacaktır.

Priamos, buna karşılık, tanrıların ona el uzattığını çünkü onun gibi bir delikanlının karşısına çıkmasının şans olduğunu söyler.

Hermias, bu hazine ile nereye gittiğini sorar. En yiğit adamları ve oğlu öldü diye göç mü etmektedirler.

Priamos, ona kim olduğunu sorar.

Hermias da ona Hektor’u savaşta sık sık gördüğünü söyler çünkü o Akhilleus’un seyisidir. Babası Polyktor’dur ve bir Myrmidon’dur. Priamos gibi varlıklı ve yaşlı bir adamdır babası, yedi tane de oğlu vardır. Oğulları arasından kura kendisine çıktığı için buraya gelmiştir.

Priamos, oğlunun gemilerin yanında olup olmadığını sorar. Yoksa köpekler oğlunu yemiş midir?

Hermias, oğlunun hala orada olduğunu derisinin bile çürümediğini söyler. Her sabah Akhilleus şafak sökünce dostunun mezarında sürüklemesine rağmen bedene bir şey olmamıştır. Tanrılar onun oğluna bakmaktadır.

Priamos mutlu olur ve kendisini Akhilleus’a götürmesini rica eder.

Böylece yola koyulurlar. Hendeğe geldiklerinde kılavuz tanrı Hermeias, bekçileri uyutur ve içeri girerler. Hemen sonra Akhilleus’un barakasına varırlar ve Hermeias kapıyı açar.

Ardından kendisinin tanrı olduğunu söyler. Akhilleus’a görünmek istememektedir ama gidip ona yalvarmasını tembih eder ve gider.

Priamos içeri dalar ve Akhilleus’u bir başına otururken bulur. Autemedon ile Alkimos didinip durmaktadır, Akhilleus yemeğini yeni bitirmiştir. Priamos gider ve direk Akhilleus’un dizlerine sarılıp, ellerini öper. Nice oğullarını öldüren elleri.

Akhilleus, Priamos’u görünce şaşakalır. Priamos yalvarmaya başlar. Kendi babasını düşünmesini ister. En azından oğlu yaşamaktadır. Kendisinin de bir zamanlar elli oğlu vardır. On dokuzunu aynı kadın, geri kalanını da saray kadınları vermiştir. Ama şimdi çoğu ölmüştür. Yine de oğulları arasında Hektor onun göz bebeğidir. Akhilleus onu da öldürmüştür. Şimdi bir sürü kurtarmalık getirmiştir. Kendisine acımasını ister. Yer yüzünde kimse onun yaşadığını yaşamamıştır. Oğlunu öldüren adama yalvarmaktadır.

Akhilleus babası ve Patroklos için ağlar bir tarafta. Priamos ise oğlu Hektor için ağlar.

En sonunda Akhilleus konuşur. Nasıl buraya tek başına gelmeyi göz almıştır? Hem de Akhilleus onun nice oğullarını öldürmüşken. Yasları çok büyüktür ama yapacak bir şey yoktur. Zeus’un eşiğinde iki küp olduğunu söyler. Birinde iyilikler diğerinde kötülükler vardır. Zeus bu küpleri karar ve insanlara sunar.

Ama yalnız kötü bağıştan pay alırsa bir adam,
yoksul olur, hor görülür,
zorlu açlıkla sürünür tanrısal toprak üstünde,
tanrılar, insanlar dönüp de bakmaz yüzüne.
Parlak armağanlar verdi tanrılar Peleus’a
doğduğu günden ta bugüne dek,
Peleus tekmil insanları geçerdi mutlulukta,
Myrmidonlarm başına kral olmuştu,
ölümlüydü, ama vermişlerdi koynuna bir tanrıçayı.
Mutsuzluk payı verdi bir gün tanrı ona da,
yerine geçecek çocukları olmuyordu,
bir tek oğlu oldu, o da kısa ömürlü.
Ben de bakamıyorum ona yaşlılığında,
yurdumdan çok uzakta, Troya’dayım,
sana dert olmaya geldim, çocuklarına dert olmaya.

İlyada – 24.Kitap

Bir zamanlar Makar’ın ili Lesbos’tan Phyrgia’ya, Hellespontas’a kadar ne kadar toprak varsa hepsinin Priamos’a ait olduğunu ve onun mutluluğunu duyduklarını anlatır. Ama işte bu hale gelmiştir. Artık oğlu için ağlayıp sızlamayı kesmelidir.

Priamos, Hektor'un Cesedi İçin Akhilleus'a Yalvarırken, Gavin Hamilton, 1775, Tate Modern
Priamos, Hektor’un Cesedi İçin Akhilleus’a Yalvarırken, Gavin Hamilton, 1775, Tate Modern

Priamos, Hektor’u kendisine geri vermesini ister. Akhilleus ise kendisini kızdırmamasını söyler. Anası ona Zeus’tan haberci gelmiştir. Hem Priamos’un da buraya tek başına gelemeyeceğini, ona bir ölümsüzün yardım ettiğini anlamıştır Eğer kendisini sinir ederse, Zeus’un buyruklarına karşı gelecektir.

Automedon ile Alkimos getirilen kurtulmalıkları taşırlar. Akhilleus ise hizmetçilere ölüyü yıkamalarını buyurur. Çünkü Priamos oğlunu o halde görse sinirlenip, sonra kendisini de öfkelendirip, Zeus’un buyruğuna karşı gelmekten korkar.

Ölü hazırlandıktan sonra, Akhilleus, Patroklos’un kendisine darılmamasını diler.

Sonra tahtına oturup, Priamos’a oğlunu şafak sökünce götürebileceğini söyler.

Niobe’nin altı kız altı erkek on iki çocuğu vardır ve Leto ile kendini bir tutarak — kendisinin bir düzine onun ise iki tane çocuk doğurduğunu söylemiştir. Bu yüzden Apollon ve Artemis, Niobe’ye öfkelenip on iki çocuğunu öldürmüştür. Ölüler kanlar içinde yatarken, Zeus ise herkesi taşa çevirmiştir. Tanrılar onuncu gün ölüleri gömünce, Niobe’nin aklına yemek yemek gelir. Sipylos kayalarında, Akheloos Irmağı kıyısında oynaşan su perilerinin olduğu yerde Niobe taşa dönüşür. Akhileus onu karnını doyurmaya davet eder. Oğluna İlyon’da bol bol ağlayabilir.

Yemek yerler. Birbirlerinin tanrısal güzelliğini fark edip şaşa kalırlar. Priamos oğlu öldüğünden beri hiç uyumadığını söyler. İlk kez bugün yemek yemiştir. Artık şafak sökene kadar uyumak ister.

Hemen hizmetçi kadınlar döşek sererler. Akhilleus şakadan der ki eğer biri içeri girip onu görürse Agamemnon’a yetiştirebilir, bu yüzden dışarıda uyumalıdır. Ayrıca Hektor’u gömmek için kaç gün istediğini sorar ona. O süre zarfında savaşı önleyecektir.

Priamos böyle bir şey yaparsa, çok sevineceğini belirtir. On iki gün ister ondan. Akhilleus da kabul eder.

Hepsi uyuyakalır. Akhilleus, Briseis’in yanına yatar. Tanrılar da uyurlar. Bir tek Hermeias’ın gözüne uyku girmez. Onu nasıl bekçilerden gizli götüreceğini düşünür. En sonunda Priamos’un yanına gelir ve ona nasıl düşmanların arasında uyuduğunu sorar. Burada böyle yakalanırsa, verdiği kurtarmalıkların üç katı ile oğulları onu geri alabilecektir.

İhtiyar korkup uyanır ve hemen yola koyulurlar. Ksanthos nehrine varınca, Hermeias, Olimpos’a döner, onlar da kente doğru devam ederler.

Afrodit’e benzer Kassandra, Pergamos Tepesi’nden geldiklerini görür. Bağıra bağıra kenti uyandırır. Hektor’u görmeye davet eder onları.

Hepsi yaslı bir şekilde karşılarlar, hüngür hüngür ağlarlar. Priamos arabadan seslenir, ölüyü eve götürmek için. İnsanlar ona yol verir.

Andromakhe ağıt yakmaya başlar. Ardından da Hekabe yakar. Sonra Helene başlar ağıda — Hektor ona hep iyi davranmıştır, kötü davrananları da susturmuştur. Troya’da ondan başka dostu yoktur.

Priamos, adamlarına kente odun getirmeleri emrini verir. Akhilleus’un ona söz verdiğini söyler. Böylece dokuz gün boyunca, odun taşırlar kentin önüne. Onuncu gün Hektor’un ölüsünü yığına koyup, ateşe verirler. Şafak sökünce herkes şarap dökerek, ateşi söndürür. Sonrada kemiklerini toplayıp, altın bir kutuya koyarlar. Kutuyu derin bir çukura gömerler. Üzerini kocaman taşlarla örerler. Çevresine de gözcüler dikerler, Akhalar saldırmasın diye.

Sonra, kente dönüp Priamos’un sarayında şölen yaparlar. Hektor’un cenaze töreni işte bu şekilde yapılır.

Bir önceki bölüm için tıklayınız.

Kral Priamos'un Ölümü - Jules Joseph Lefebvre (1834-1912)
Kral Priamos’un Ölümü – Jules Joseph Lefebvre (1834-1912)

Önerilen makaleler