Antik Tiyatro Yazarları dediğimizde akla kesinlikle dört isim gelir: Aiskhylos, Sofokles, Euripides ve Aristophanes. Hadi birlikte bu dört ismi tanıyalım.
İçerik
Yunanistanda Dionysia Şenlikleri ve Tiyatronun Doğuşu
Dionysia Şenlikleri, Antik Yunan’da özellikle Dionysos’a adanmış büyük festivallerden biriydi ve tiyatronun doğuşunda önemli bir rol oynadı. İlk olarak MÖ 6. yüzyılda Atina’da düzenlenmeye başlayan bu şenlikler, bağcılık ve şarap tanrısı Dionysos’u onurlandırmak amacıyla gerçekleştirilirdi. Başlangıçta dini bir ritüel olan bu kutlamalar, zamanla sanatsal ve dramatik performansların sergilendiği bir etkinliğe dönüştü. Şenlikler, Küçük Dionysia (kırsal) ve Büyük Dionysia (şehir) olmak üzere iki ana biçimde kutlanırdı. Büyük Dionysia, özellikle Atina’da ilkbaharda düzenlenir ve şehrin en büyük kültürel etkinliklerinden biri olurdu.
Festivalin en önemli parçalarından biri tiyatro yarışmalarıydı. Şairler, tragedya ve komedya türlerinde eserlerini sahnelemek için yarışırdı. Üç tragedya ve bir satir oyunu içeren tetralojiler sergilenir ve bu oyunlar, özel olarak seçilen bir jüri tarafından değerlendirilirdi. Oyunlar, tiyatrolarda halka açık olarak sahnelenirdi ve izleyiciler, Atina vatandaşları için önemli bir sosyal ve politik deneyim yaşarlardı. Ünlü tragedya yazarları Aiskhylos, Sophokles ve Euripides gibi isimler, eserlerini ilk kez bu festivallerde sunarak tiyatro tarihine damga vurmuşlardır.
Dionysia Şenlikleri’nde sadece tragedya değil, komedi oyunları da büyük önem taşıyordu. Özellikle MÖ 5. yüzyıldan itibaren, Büyük Dionysia’nın son günlerinde komedi yarışmaları düzenlenmeye başlandı. Komedi, tragedyanın ciddi ve ağır temalarının aksine, günlük hayatı, politik olayları ve mitolojik figürleri mizahi bir dille ele alıyordu. Aristophanes ve Menandros gibi yazarlar, dönemin toplumsal ve siyasal meselelerini alaycı bir üslupla eleştiren eserler yazarak bu türü geliştirdiler.
Dionysia Şenlikleri, tiyatronun gelişiminde bir dönüm noktası olmuş ve modern sahne sanatlarının temellerini atmıştır.
1- Antik Tiyatro Yazarları: Aiskhylos

Aiskhylos, Yunan tragedya yazarları denildiğinde akla ilk gelen isimdir. Zira kendisi “trajedinin babası” olarak tanımlanır. Çeşitli kaynaklara göre 70 ila 90 oyun yazmıştır. Ancak günümüze tam metin olarak 7 oyunu ulaşabilmiştir. Zincire Vurulmuş Prometheus isimli oyunu hariç diğer 6 oyunu, Şehir Dionysia Festivalinde birincilik ödülüne layık görülmüştür. Toplamda en az 13 kez birinci olduğu iddia edilir.
Aiskhylos’tan önce sahnede tek bir oyuncu ve koro bulunuyordu. Oyuncu genellikle koro ile sohbet ederdi ama dialog yoktu. Oyuna ikinci bir oyuncu eklemiş ve koro bölümünü kademeli olarak azaltarak oyuncular arası dialoga ağırlık vermesi tiyatro açısından yaptığı önemli yeniliktir. Yeni maskeler, sahneye eklediği dekorlar ve makineler de getirdiği yenilikler arasındadır.
Aiskhylos M.Ö. 525 civarında Atina’ya çok yakın bir kent olan Eleusis‘de zengin ve soylu bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur.
Pausanias‘ın anlattığına göre tanrı Dionysos onu rüyasında ziyaret edip yeni doğan trajedi sanatına yönelmesini söyledikten sonra ilk oyununu yazmaya başlamıştır.
Yaşadığı dönemde Atina’sında Pers Savaşları devam etmektedir. Maraton ve Salamis Savaşı gibi Perslere karşı yapılan önemli savaşlarda asker olarak hizmet etmiştir.
Yazdığı bir oyunda Eleusis Gizemleri adı verilen tarikatın törenleri halka duyurmakla suçlanmıştır. Sunağa sığınarak hayatını kurtarmış ve askeri başarıları öne sürülerek affedilmiştir.
Evliliğinden ikisi de tragedya yazarı olacak iki oğlu olmuştur. Romalı bir yazara göre Aiskhylos bir kartalın düşürdüğü kaplumbağanın kafasına çarpması ile M.Ö. 456 civarında Sicilya’daki Gela kentinde vefat etmiştir. Ancak bu hikayenin gerçekliği tartışmalıdır.
Bilinen o ki Aiskhylos Atinalılar tarafından saygıyla anılan biri olmuştur. Öldükten sonra bile trajedilerinin tekrar sahnelenmesine izin verilen tek yazar da o’dur.
- Zincire Vurulmuş Prometheus Özet, Aiskhylos
- Thebai’ye Karşı Yediler Özet, Aiskhylos
- Oresteia Üçlemesi İncelemesi
- Persler
2- Antik Tiyatro Yazarları: Sofokles

Yunan tiyatro yazarları denildiğinde akla gelen ikinci isim Sofokles’tir. 120’den fazla oyun yazmıştır ancak 7 tanesi günümüze tam metin ulaşmıştır. Toplamda 30 kere yarışmış ve 24’ünde birincilik kazanmıştır. Aiskhylos’tan daha sonra yarışmalara katılmıştır. Hatta Aiskhylos ile yarıştığı MÖ.468’deki ilk yarışmasında kazanmıştır. Aiskhylos öldükten sonra en ünlü tragedya yazarı olmuştur.
M.Ö. 497 civarında Atina yakınlarındaki Kolonos kentinde doğmuştur ve tüm yaşamını Atina’da geçirmiştir. Atina’nın altın çağında yaşamıştır. Zengin bir babanın oğlu olduğu ve iyi bir eğitim aldığı bilinmektedir. Fiziğinin güzelliği, atletik yeteneği ve müzikteki becerisi nedeniyle, 16 yaşındayken 480 yılında Salamis Savaşı‘nda Perslere karşı zaferi kutlayan bir ilahi korosunu yönetmek için seçilmiştir.
Atina’nın ünlü lideri Perikles döneminde silahlı kuvvetleri yöneten 10 memurdan biri olarak seçildi. Yıllar boyunca devletin önemli kurumlarında görev aldı. Euripides ve Aiskhylos’tan farklı olarak onu saraylarına çağıran kralların davetini kabul etmemiş ve ülkesinden görev dışında hiç ayrılmamıştır.
Hayatının son yıllarında oğlunun aklını yitirdiği gerekçesi ile mahkemeye başvurduğuna dair bir hikaye vardır. Yeni yazdığı Oidipus Kolonos’ta oyunundan satırları okuyarak aklının başında olduğunu kanıtlamıştır.
Kendisinden önce ölen genç meslektaşı Euripides için koro yönetti ve aynı yıl vefat etti.
MÖ 406/5 kışında 90 veya 91 yaşındayken öldü. Ölüm sebebi için çeşitli spekülasyonlar vardır. Bunlardan biri şiirindeki uzun cümleyi nefes bile almadan okuduğu için öldüğünü iddia eder. Öteki ise bir festivalde üzüm yerken boğulduğunu söyler. Bir başkasına göre Dionysia şenliğinde zafer kazandıktan sonra mutluluktan öldüğünü ileri sürer. Atina’nın Sparta’ya nihai teslimiyetinden önce öldüğü için şanslıydı. Aristofanes, Kurbağalar oyununda onu şöyle anmıştır: “Yaşayanlar arasında mutluydu, şimdi ölüler arasında da mutlu.”
Sofokles tıpkı öncülü Aiskhylos gibi tiyatroya önemli yenilikler getirmiştir. En önemli yaptığı yenilik ise performansa üçüncü bir oyuncu dahil ederek olay örgüsünü ve metni daha karmaşık hale getirmesidir. Ayrıca sahnede ilk kez dekor kullanan yazardır. 12 kişilik koroyu 15 kişiye çıkarmıştır. Konuları birbirinden bağımsız üçlemeler geleneğini de başlatmıştır. Oyunlarının ana teması maddiyatın etkisi altına giren karakterin alınyazısıdır. İnsanları olması gerektiği gibi ele alır.
- Trakhisli Kadınlar Özet, Sofokles
- Elektra Özet, Sofokles
- Filoktetes Özet, Sofokles
- Aias Özet, Sofokles
- Antigone Özet, Sofokles
- Oidipus Kolonos’ta Özet, Sofokles
- Oidipus Rex Özet, Sofokles
3- Antik Tiyatro Yazarları: Euripides

Antik tiyatro yazarları arasında belki de en marjinali ve tragedya yazarlarının sonucusu Euripides’tir. 90-95 farklı oyun yazmış ama günümüze eksiksiz olarak 19 tanesi ulaşmıştır. Euripides geleneksel kahramanları sıradan insanlar olarak gösterme cesaretinde bulunduğu gibi sıklıkla tanrıları ve etkilerini de oyunlarında sorgulamıştır.
M.Ö. 480 civarında Salamis Deniz Savaşı‘nın yapıldığı gün Salamis Adası’nda doğduğu bilinmektedir. O gün tragedyanın babası Aiskhylos savaşta yaralanmış, henüz 16 yaşında olan Sofokles ise savaş sonrası yapılan kutlamalarda koroyu yönetmişti. Muhtemelen bu hikaye efsanevidir. Ama bu üç önemli ozanı bir olay çevresinde birleştirir.
Anlatılanlara göre Euripides’in babası küçük bir satıcıydı. Ama aldığı eğitim göz önüne alındığında daha soylu bir aileden geldiği düşünülebilir. Küçük yaşta güreş ve boks eğitimi almıştır. Festivalde bu branşlardaki yarışlarda birinci olmasına rağmen spordan uzaklaştı. Resim sanatı ile ilgilendi ve ünlü filozoflardan felsefe eğitimi aldı. Sokrates ile yakın dosttu. Hatta tiyatroyu pek sevmeyen Sokrates‘in onun eserleri sergilendiğinde izlemeye geldiği bilinir.
Euripides iki başarısız evlilik yaptı. Euripides sıklıkla kadın karakterleri kötü göstermesi ile bilinir. Antik yazarlar dahil birçok eleştirmen bunu başarısız evliliklerine bağlar. Lakin başka bir bakış açısından incelendiğinde Euripides ilk proto-feminist olarak bile görülebilir. Sonunda Salamis’te bir mağaraya yerleşmiştir. Mağarada etkileyici bir kütüphane kurduğu ve denize bakarak oyunlar yazdığı bilinmektedir.
İlk kez MÖ. 455’te Dionysia Festivali‘nde yarışmış ama MÖ.441 yılına kadar birincilik kazanamamıştır. MÖ. 408 yılında ise son kez yarışmıştır. Bakkhalar ve İphigenia Aulis’te oyunları ölümünden sonra MÖ. 405’te sahnelenmiş ve ölümünden sonra birincilik kazanmıştır.
Tanrıları ve ahlak anlayışını sorguladığı için toplumsal normlarla ters düşmesi, oyunları didaktik değil de daha günlük bir dille yazması yani modernleştirmesi gibi sebeplerle dönemin komedi yazarlarının diline düşmüştür. Aristofanes, Kurbağalar oyununda onu kadın düşmanı, ukala ve gelenek yıkıcı olarak göstererek eleştirmiştir. Ancak onun değeri ölümünden sonra anlaşılacaktır. Günümüze diğer tragedya yazarlarından daha fazla oyununun ulaşması bile bunu kanıtlar niteliktedir.
Lakin yazarların sert eleştirilerinden kaçmak için MÖ.408’de Atina’yı terk etmiş ve Teselya’da bulunan Magnesia kentine yerleşmiştir. Daha sonra birçok ünlü sanatçıyı kentinde toplayan Makedonya kralının daveti üzerine oraya gitmiştir. MÖ.406 yılında vefat etmiştir. Bir efsaneye göre ava çıkmış kralın köpekleri tarafından ozan parçalanmıştır. Ölümü üzerine, onu anmak için meslektaşı Sofokles‘in tiyatro sahnesine matem elbiseleri ile çıktığı bilinir. Atinalılar, ünlü Dionysos Tiyatrosu‘nda ozanın bronz, asık suratlı ve düşünceli bir heykelini dikmiştir. 3 oğlu babasının izinden giderek oyun yazarı olmuşlardır.
Aiskhylos Pers Savaşları dönemindeki cesur ve savaşçı askerdir. Atina’nın altın çağında yaşayan Sofokles aşırılıklardan kaçan mükemmel bir vatandaştır. Oysa bir sonraki kuşak olan Euripides çağının değerlerini sorgulayan bir modernistdir. İşte bu durum onların mitleri nasıl ele aldıklarına da yansır. Aiskyhlos’a göre mitler kutsaldır. Sofokles bağnaz olmadan ama geleneksellikten kopmadan mitlerdeki sembolizmi ele alır. Euripides ise mitleri sorgular. Değer yıkıcı olduğu için çağı tarafından kabul edilmekte güçlük çekmiştir.
Euripides ayrıca karmaşık olay örgüsü kurmakla eleştirilir. Öyle ki oyunların sonunda “deus ex machina” yani bir mekanik bir aparatla ile tanrılar sahneye inip kurguyu çözer. Bu çözüm çağdaşları tarafından çok eleştirilse de kısa süre sonra başka yazarlar tarafından da benimsenmiştir.
Aristotales kitabında şöyle der: “Sofokles karakterleri olması gerektiği gibi gösterirken, Euripides olduğu gibi gösterir.” Yani Euripides kahramanların psikolojik bakış açılarını ele almış ve onları karmaşık ve gerçeksi karakterlere dönüştürmüştür. Ayrıca onun oyunlarında koro işlevini yitirir. Oyuncularla direk konuşmak yerine olay ile bağlantılı bir hikayenin şarkısını söylerler.
- Alkestis (MÖ 438, ikinci ödül)
- Medea (MÖ 431, üçüncü ödül)
- Herakleidae (yak. MÖ 430)
- Hippolytus (MÖ 428, birinci ödül)ElE
- Andromakhe (yak. MÖ 425)
- Hekabe (yak. MÖ 424)
- Yakarıcılar (yak. MÖ 423)
- Elektra (yak. MÖ. 413)
- Herakles (yak. MÖ 416)
- Truvalı Kadınlar (MÖ 415, ikinci ödül)
- İphigenia Tauris’te (yak. MÖ 414)
- İon (yak. MÖ 414)
- Helen (MÖ 412)
- Fenikeli kadınlar (yak. MÖ 410)
- Orestes (MÖ 408)
- Bakkhalar (MÖ 405, ölümünden sonra, birinci ödül)
- İphigenia Avlis’de (MÖ 405)
- Kyklops (satirikon drama)
- Resos (tartışmalı)
4- Antik Tiyatro Yazarları: Aristophanes

Antik Tiyatro yazarları arasında komedi dalında yazmış en ünlü isim Aristophanes‘tir. “Komedinin babası” olarak bilinir. 40 tane oyun yazdığı bilinir ancak 11 tanesi günümüze ulaşmıştır.
MÖ.446 yılında Atina’da doğmuştur. Gençliğine dair çok az bilgi vardır. İlk oyunu MÖ.427’de sergilenmiştir. Atina’ya altın çağını yaşatan Perikles’in ölümünden sonraki dönemde yazmıştır. Bu dönemde çıkan iki yüzlü siyasiler ile oyunlarında sıklıkla dalga geçmiştir. Bu bağlamdaki en ünlü oyunu Lysistrata ya da Kadınların Savaşı olarak bilinir. Öyle ki kocalarının savaşı çok kötü yönetmesinden şikayetçi olan kadınlar yönetimi ele geçirir ve cinsel birlikteliği reddederek savaşı bitirmeye ikna ederler. Aslında Aristophanes bir yandan kadınlarla alay eder, onları dedikoducu, cinselliğe düşkün ve siyasetten bihaber olarak karikatürize ederken, diğer yandan onlara savaş karşıtı, barışın akılcı savunucusu rolünü vererek dönemin erkek egemen siyasetine açıkça meydan okur.
Geleneklerine bağlı olduğu için edebiyat ve sanatta yenilikleri pek beğenmezdi. Modern bir bakış açısına sahip olan Euripides onun komedyaları için bulunmaz bir nimetti. Birçok oyununda onun hakkında parodiler hazırlamıştır. Aynı tutumu Sofistlere ve Sokrates‘e karşı da sergilemiştir. Çünkü ona göre bu kimseler gelenekleri yıkan tehlikeli insanlardı.
Thesmophoria isimli oyununda kadınlar bir mahkeme kurup kendilerine yönelik asılsız iddiaları yüzünden Euripides’in idamını görüşürler. Yine Kadın Mebuslar isimli oyununda kadınlar yönetimi ele geçirip mal ve mülkü eşit dağıtırlar. Komunist düşüncenin ilk örneklerinden biridir. Ve 3 ünlü oyununda kadın karakterler ön plandadır.
Dialoglarındaki yaratıcılık, antik komedyanın en ünlü ve günümüze ulaşan tek temsilcisi, Euripides’i alaya aldığı parodileri ile antik tiyatro yazarları arasındaki en ünlü isimlerden biri olmuştur.
Kaynaklar
[1] Aiskhylos
[2] Aiskhlylos, Wikipedia
[3] Sophocles