Bratislava Gezi Rehberi

Bratislava Gezi Rehberi, tahmin edeceğiniz üzere pek de uzun olmayacaktır. Bir blogta “Asla unutulamayacak bir şehir olduğu” hakkında okumuştum. Bratislava tam da öyle bir şehir! Ne Paris gibi rüya, ne Roma gibi aşk kenti. Nüfusu 2 milyon kişi olan Slovakya’nın başkenti Bratislava. Erken saatlerde yürümek isterseniz, kent merkezindeki sokaklarda bile kimseyi göremeceğiniz bir şehir…

Bratislava kaç günde gezilir diye soracak olursanız, şehri bir gün içerisinde beş kere turlayacağınızı söyleyebilirim.

Bratislava Kısa Tarihi

Bratislava, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu‘nun bir parçası olarak Habsburg hanedanının yönetimi altında kalmış ve 1. Dünya Savaşı‘na dek bu idare sürmüştür. 1. Dünya Savaşı, İmparatorluğun çöküşüyle son bulur ve bu dağınıklık içinde Slovakya, Bohemya, Alt-Karpat Rutenyası ve Moravya gibi farklı etnik grupların yaşadığı bölgelerin bir araya gelerek Çekoslovakya‘nın kurulmasına yol açar. 2. Dünya Savaşı’nın sonları, Çekoslovakya’nın sadece politik sınırlarını değil, aynı zamanda yönetim şeklini de dönüştürür. Nazi Almanyası’nın işgali altında geçen savaş yıllarından sonra, ülke komünist bir yönetim anlayışını benimseyerek Doğu Bloku’na katılır.

1989 yılında Doğu Bloku ülkelerinde yaşanan dönüşüm dalgası, 1 Ocak 1993 tarihinde Çekoslovakya’nın Slovakya ve Çek Cumhuriyeti olarak ikiye ayrılmasına sebep olur.

Her iki ülke de 2004 yılında hem NATO‘ya hem de Avrupa Birliği‘ne üye olur.

Bratislava, yaklaşık 450.000 kişilik nüfusuyla, Tuna Nehri’nin kıyısında gelişen canlı ve tarihi bir şehirdir.

1. Stare Mesto (Eski Şehir Merkezi) ve Heykeller

Hlavne Meydanı, Eski şehir merkezinde uğranması gereken en önemli turistik yerlerden biridir. Roland Fountain, halkın kullanabileceği su kaynağı olarak Macar Kralı’nın emriyle 1572 yılında yapılmıştır ve bu meydanda yer almaktadır.

Man At Work: Cumil Heykeli

Cumil heykeli, Bratislava’nın en ikonik heykellerinden biri olarak kabul edilir. Eski şehir merkezinin yeniden keşfedilmesini simgeleyen bu eser, heykeltıraş Viktor Hulik tarafından yaratılmış ve 1997 yılında yerleştirilmiştir. Yerel halk arasında Cumil hakkında çeşitli hikâyeler uydurulmuş; bunlardan birinde, lağım temizliği yaptıktan sonra bir mola verdiği söylenirken, diğerinde ise sokaktan geçen kadınların etek altlarını gözetlediği şeklinde yorumlar yapılmaktadır.

Napolyon Heykeli

Bratislava’da, Fransız tarihini ve Napolyon Bonaparte‘ın şehrin tarihindeki etkisini anımsatan dikkat çekici bir heykel bulunmaktadır. Bu heykel, Napolyon’un 1805 yılında Austerlitz Savaşı‘ndan (Üç İmparatorlar Muharebesi olarak da bilinir) önce Bratislava’yı ziyaret ettiğini ve burada bir süre konakladığını simgelemektedir.

Heykel, Napolyon’u tipik askeri üniforması içinde, şık bir duruşta, eli ceketinin içinde olarak tasvir eder. Bu poz, Napolyon’un ikonik duruşunu yansıtmaktadır ve Avrupa’daki birçok Napolyon heykelinde rastlanan bir temadır.

Bratislava’daki bu heykel, şehrin zengin tarihini ve kültürel çeşitliliğini sergileyen eserlerden biri olarak, şehrin tarihi merkezindeki bir meydanda ziyaretçileri karşılamaktadır. Napolyon’un Bratislava’daki izlerini vurgulayan heykel, şehri ziyaret eden turistler için popüler bir fotoğraf noktasıdır ve bu nedenle Bratislava’nın turistik simgeleri arasında yer alır.

Schoener Naci: Şapkasını Çıkaran Adam Heykeli

Schoener Naci veya “Şapkasını Çıkaran Adam” heykeli, Bratislava’nın en ünlü heykellerinden bir tanesidir ve şehrin tarihi sokaklarında hâlâ yaşayan bir geleneksel hikayeyi temsil eder.

20. yüzyılın başlarında Bratislava’nın sokaklarında tanınan bir kişilik olan Naci’nin hikayesi, toplumun en renkli ve sevilen karakterlerinden birine dönüşmüştür. Gerçek adı Ignác Lamár olan Naci, maddi imkânsızlıklara ve sağlık sorunlarına rağmen daima şık bir şekilde giyinir, kadife şapkasını takar ve şehrin caddelerinde dolaşarak insanlara, özellikle de hanımefendilere nazik selamlarını iletirmiş.

Bölgenin esnafı, Ignac’ı çok sever ve onun bu sevecen hareketlerine karşılık olarak ihtiyaç duyduğu yiyecekleri sağlarmış. Bir palyaçonun oğlu olan ve Bratislava’ya neşe saçan bu adamın hatırası, bugün de heykeliyle şehrin sevilen ve saygıdeğer figürlerinden biri olarak yaşamaya devam ediyor.

Bu sevimli heykel, geçmişin hatıralarını yaşatan ve şehrin kültürünü yansıtan önemli bir nokta olma özelliğini korumakta, ve Bratislava’nın sıcak yüzünü göstermekte. Schoener Naci’nin hikayesi, Bratislava’nın sadece mimari ve tarihi zenginliklerle dolu olmadığını, aynı zamanda insan hikayeleri ve kültürel zenginliklerle de bezendiğini anlatır.

2. St. Martin Kapısı

Orta Avrupa şehirlerinin tarihi dokusunun en çarpıcı özelliklerinden biri, eski şehir merkezlerine genellikle görkemli şehir kapılarından geçilerek girilmesidir. Bu kapılar, geçmişte savunma amaçlı kullanılmış olup, bugün şehrin tarihi kimliğini ve mimari mirasını yansıtan önemli simgeler haline gelmiştir.

Sıklıkla restorasyon geçiren bu kapılar, geçmişin izlerini koruyarak günümüzde ziyaretçilere açık hâldedir.

Bratislava’da da, bu tür tarihi bir giriş kapısına rastlamak mümkündür. Şehir giriş kapısı, bir zamanlar şehri dış tehditlere karşı koruyan ve bugün şehrin tarihi ve kültürel mirasını ziyaretçilere sunan etkileyici bir yapı olarak durmaktadır.

3. Majestik Slovak Ulusal Tiyatrosu

Majestik Slovak Ulusal Tiyatrosu binası, Bratislava’nın kalbindeki meydanda yer alır. Opera, bale ve tiyatro gibi sanat dallarının muhteşem performanslarına ev sahipliği yapan bu tarihi yapı, şehrin en önemli kültürel merkezlerinden biridir. Barok mimarisi ve göz alıcı süslemeleriyle ziyaretçileri adeta bir zaman yolculuğuna çıkaran tiyatro, sanatseverlerin mutlaka uğraması gereken bir noktadır.

Aynı meydanda, çeşitli ülkelere ait konsolosluklar da bulunur. Hem yerel halk hem de yabancı diplomatlar için buluşma noktası olan bu alan, Bratislava’nın sadece tarihi ve sanatsal değil, aynı zamanda diplomatik bir merkez olduğunun da altını çizer.

4. St. Martin Katedrali

St. Martin Katedrali Bratislava’nın tarihi bir simgesidir. 14. yüzyılda başlayan inşası ile Gotik mimarinin özelliklerini taşır ve 1452’den itibaren ziyaretçilere açık hale gelmiştir. Katedral, 11 Avusturya-Macaristan hükümdarı ve ünlü Kraliçe Maria Theresa’nın taç giyme törenlerine ev sahipliği yapmıştır. Katedralin yakınında, ziyaret edebileceğiniz Yahudi Kültür Müzesi ve Tarihi Saatler Müzesi gibi diğer ilgi çeken yerler de bulunmaktadır.

5. Bratislava Kalesi

Bratislava Kalesi, şehrin tarihini yansıtan önemli bir noktadır. 9. yüzyılda inşa edilmiş ve 1811’deki yangında ciddi hasar görmüş olan kale, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bugünkü halini almıştır. Şehir merkezine yürüme mesafesinde bulunan kale, içinde bir tarih müzesi olan Slovenské Národné Múzeum Historické‘yi barındırır. Ziyaretçilere şehrin panoramik görüntülerini sunan kale, fotoğraf çekmek için de ideal bir yerdir.

6. Yeni Köprü (Novy Most) ve UFO

Yeni Köprü, Tuna Nehri’nin üzerinde yer alan ve Bratislava’nın en tanınmış köprülerinden biridir. Köprünün üzerindeki UFO Gözlem Noktası, şehrin manzarasını yüksekten görmek isteyenler için harika bir seçenek sunar. Köprüden Slovak Radyosunun ters piramit şeklindeki eşsiz binası da görülebilir ve bu yapı, özgün mimarisiyle dikkat çeker.

7. Mavi Kilise (Church of Elizabeth)

Mavi Kilise, tam adıyla St. Elizabeth Kilisesi, Bratislava’nın en sevimli yapılarından biridir ve Art Nouveau akımının en güzel örneklerinden sayılır. Mimarı Macar Ödön Lechner‘in özgün tarzını yansıtan kilise, 1907-1913 yılları arasında inşa edilmiştir. Pastel mavi rengi, dikkat çeken kiremitleri ve yumuşak hatlarıyla kilise, masalsı bir görünüme sahiptir.

Yapının iç ve dış tasarımında kullanılan mavi ve altın renkler, kilisenin adeta bir sanat eseri gibi algılanmasına neden olur. İç kısımda yer alan mozaikler ve süslemeler, Art Nouveau’nun doğayı simgeleyen desenlerini ve organik formunu sergiler. Kilisenin yanındaki pastel tonlardaki okul binası da aynı mimar tarafından tasarlanmıştır ve kiliseyle uyumlu bir görünüm sunar.

Mavi Kilise, aktif bir ibadet yeridir ve düğünler için de popüler bir seçimdir. Yapının kendine has atmosferi, şehirdeki en romantik yerlerden biri olmasını sağlar. Bratislava ziyaretinizde bu benzersiz mimari harikayı ve içindeki sanat detaylarını kesinlikle görmelisiniz.

7. Devin Bölgesi

Devin Koyu, Bratislava’nın hemen dışında, Tuna Nehri’nin kıyısında yer alan tarihi ve kültürel bir zenginliğe sahip bir bölgedir. Buraya şehir merkezinden hareket eden otobüslerle kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Devin bölgesi, üzerinde eski bir kale harabesi bulunan yüksek bir kaya kütlesi olan Devínska kobyla ile ünlüdür. Kale, yüzyıllar boyunca birçok farklı hükümdar ve imparatorluk tarafından kullanılmıştır ve Slav ve Macar tarihinde önemli bir rol oynamıştır. Devin Kalesi‘nin kalıntıları, Tuna Nehri’nin muhteşem manzarasını sunarken, tarihin derinliklerine dalmak isteyen ziyaretçiler için eşsiz bir ortam sağlar.

Köyde ayrıca küçük ama bilgilendirici müzeler de bulunmaktadır. Bu müzelerde bölgenin zengin tarihine dair eserler sergilenmekte ve ziyaretçilere geçmiş hakkında detaylı bilgiler sunulmaktadır. Devin, doğal güzellikleri ve tarihi mirası ile Bratislava ziyaretinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden biridir.

8. Beblaveho Sokağı

Küçük bir barlar sokağıdır. Bu sokakta dinlenerek biranızı yudumlayabilirsiniz.

BONUS

• Grassalkovich Sarayı: Devlet başkanının resmi ofisi
• Primate Sarayı: Tarihi saray, günümüzde turistik turlar dışında kent meclisinin toplantıları ve konser organizasyonları için kullanılıyor.
• Slavin Anıtı: Dünya Savaşı’nda Nazi işgali altındaki şehri kurtarmak için savaşırken şehit düşen binlerce Rus askerin gömüldüğü mezarlıktaki anıttır.
• Apollo Köprüsü
• Micheal’ın Geçidi
• Bratislava Şehir Müzesi: 9 müzenin konumlandığı bölgedir ve Hlavne Meydanına yakındır.
• Bratislava Botanik Bahçesi
• Franciscan Church
• Saat Müzesi (Museum of Clocks)
• Silah Müzesi
• Slovak National Gallery
• Slovak National Museum
• Trinity Kilisesi (Trinitarian Church of Bratislava)
• Bratislava Hayvanat Bahçesi

Bratislava’da Ne Yenir?

Bryndové Haluiskyadı verilen Slovak köftesi deneyebilirsiniz.

Slovak salatası olan ve balık ile mayonez karışımı olarak da Treska’yı da denebilirsiniz.

Kofola ise, kola tadında, ama ondan daha az şekerli ve hafif bir Slovak içeceği. Çoğu market ve restoranda bulabilirsiniz.