Atina Gezi Rehberi, mitoloji ve tarihi çok seven benim tarafımdan hazırlandığı için bol antik kentli olacak. Yeme rehberlerini başka yerlerden arayın bulun 😅 Güzel yemekler, güleryüzlü insanlar ve harika bir kültür rotası Atina. Eğer planınız kesin ise size şimdiden iyi eğlenceler.
Atina’ya Ne Zaman Gidilir?
Atina’ya ne zaman gidilir? Bence, kışın! Ben mart ayında ziyaret ettim, hava çok güzeldi ve yoğun bir dönem olmadığı için hiç sıra beklemeden birçok yeri ziyaret ettim. Ayrıca anladığım kadarıyla müzelerin girişleri kış uygulamasında daha ucuz. Ama bunun dezavantajı Atina dışındaki müzelerin 15:30 gibi bir saatte kapanması ve denize girememek oldu. Yine de kesinlikle yazın 40 derece sıcakta gidip, Akropolis’e tırmanmayı denemeyin. Sıcaklıkların 20-25 derece civarında olacağı bahar ve sonbahar ayları muhtemelen kültür gezinizin zevkini arttıracaktır.
Atina’da Kaç Gün Kalınmalı?
Tempolu gezen biri iseniz 2-3 gün yeterli olacaktır. Ardarda bütün müzelere girmek, alacağınız zevki düşüreceğinden önemli yerlere odaklanmak için yeterli bir süre. Oysa ki bir hafta ayırıp, Atina çevresindeki harika destinasyonlara da odaklanmak daha mantıklı olacaktır. Ben bir hafta kaldım ve bir gün olsun off nereye gitsem diye düşünmeme gerek kalmadı. Çünkü Atina ve çevresindeki birçok yer hem yakın hem de tarih ve doğal güzellik dolu.
Ulaşım
Atina Havalimanı’ndan merkeze ulaşım taksi ile 45€ ve sabittir. Ayrıca otobüs ve tren de mevcuttur. Şehiriçi ulaşımda metro ve otobüsler var ama bizim hiç ihtiyacımız olmadı. Her yeri yürüyerek rahatlıkla gezebilirsiniz.
ATİNA’DA KESİNLİKLE ZİYARET EDİLMESİ GEREKEN YERLER
1 – Akropolis
Akropolis, Atina’daki en önemli durak. Şehrin tam merkezinde yer alıyor ve tepedeki şehir anlamına geliyor. Burası, Antik Atina’nın merkezi ve yüzyıllar boyunca önemini korumaya devam etmiş. Akropolis alanında göreceğiniz önemli yerler:
- Parthenon (Atina Tapınağı)
- Erechtheion ve Karyatidler
- Herodes Attikos Odeion
- Dionysos Tiyatrosu
- Asklepion
Buraya kesinlikle 3 saat ayırmalısınız ve sabahın erken saatlerinde ziyaret etmelisiniz. Kış mevsiminde öğleye doğru bile tıklık tıklım insan vardı ne yazık ki. Giriş ücreti 10€ ve iki tane giriş kapısı var. İyi bir yürüyüş ayakkabısı, şapka ve güneş kremi ihtiyacınız olabilir.
Gitmeden önce okumanızı tavsiye ettiklerim:
- Atina kentinin adı nereden gelir?
- Antik Atina Tarihi Yükselişi ve Çöküşü
- Karyatidlerin hikayesi
- Erechtheus Miti
- Dionysia Festivali
- Parthenon Tapınağı Tarihi
Bunları bilip giderseniz kesinlikle daha çok zevk alacaksınız! Yoksa sadece fotoğraf çekmeye gidersiniz.
Ayrıca ören yerinin sınırlarının dışında Areopagus Hill yani Ares Tepesi var. Burası ücretsiz ve tırmanması çok kolay bir kaya parçası. Akropolis’in eşsiz manzarasına bakabilirsiniz. Ayrıca mitolojik açıdan da önemli bir tepe burası. Ares’in ve Orestes’in yargılandığı yerdir. Efsaneye göre, annesini öldüren Agamemnon’un oğlu Orestes, kadim yasaları çiğnemiştir. Olimposlu tanrılara göre karı-koca arasındaki bağ, anne-evlat arasındaki bağdan daha kutsal iken, kadim tanrıçalara göre tam tersidir. Aslında inancın nasıl değiştiğini anlatan ikonik bir öyküdür. Bu yüzden kesinlikle okumanızı tavsiye ederim: Orestia Üçlemesi İncelemesi
2- Akropolis Müzesi
Akropolis Müzesi, hemen Akropolis’in girişinde bulunmaktadır. 3 katlı bir müzedir. En alt katında bulunan ören yeri sergilenmektedir. Birinci kattaki sergi görece ufaktır. İkinci katta bulunan eserler sergilenmektedir ve fotoğraf çekimine izin verilmemektedir. Üçüncü katta ise kafe bulunmaktadır.
Giriş katında Asklepion’a adanmış eserler ve kutsal evlilik anlatılmaktadır. İkinci katta üzerindeki boyalar tamamen yok olmamış kadın/erkek heykelleri, Karyatidlerin orjinalleri ve daha niceleri bulunmaktadır.
Giriş ücreti 10€‘dur. En az 2-3 saat ayırmanızı tavsiye ederim.
3- Philopappos Tepesi
Philopappos Tepesi, hemen Akropolis’in dibinde olan bir tepedir ve çıkması oldukça kolaydır. Tepenin en ünlü özelliği, MS 114-116 yıllarında Roma Senatörü ve Atina vatandaşı Philopappos için inşa edilen anıtsal mezar olan Philopappos Anıtı’dır. Bu yapı, zamanla tepenin adıyla özdeşleşmiştir.
Burada Akropolis manzarası çok güzel görünmektedir. Ayrıca Akropolis’e giden tarihi yol, Musalar Tepesi ve Sokrates’in Hapishanesi gibi görülmesi elzem olmayan ama geçerken bakılabilecek noktalar içerir.
Sokrates’in Hapishanesi olarak bilinen yer, Sokrates’in son günlerini geçirdiği ve zehirli bir ot olan diken üzümünü içerek idam edildiğine inanılan antik bir mağara kompleksidir. Ancak, bu hikayenin tarihi doğruluğu kesin değildir ve bazı kaynaklarca tartışmalıdır.
4- Attolos Stoası, Hephaistos Tapınağı ve Antik Agora
Bu üçü aslında aynı alanın içerisinde ve tek bir bilet almanız gerekiyor. Giriş ücreti 5€. Kesinlikle ziyaret etmelisiniz çünkü hem Attolos Stoası hem de Hephaistos Tapınağı ayaktadır! Buraya 1-2 saat ayırmanızı tavsiye ederim. Ayrıca gezerken Sokrates ve Konfüçyus heykellerini görmeden geçmeyin!
Hephaistos Tapınağı, Antik Yunanistan’da Atina’nın Agora bölgesinde yer alan en iyi korunmuş klasik tapınaklardan biridir. M.Ö. 450 yıllarında inşa edilmiş olan bu tapınak, demircilerin ve zanaatkarların tanrısı Hephaistos‘a adanmıştır. Yapı, tipik bir Dor düzeninde olup, 34 x 13.4 metre boyutlarında ve üzeri mermerle kaplıdır. Hephaistos Tapınağı, zaman içinde çok iyi korunmuş bir yapıdır, çünkü Bizans döneminde bir kiliseye dönüştürülmüş ve böylece yıkımdan korunmuştur. Yapının içerisinde ve dışarısında Hephaistos ve diğer tanrıların kabartmaları bulunmaktadır.
Attalos Stoa, Antik Yunanistan’da, Atina’nın tarihi şehir merkezi Agora’da bulunan önemli bir yapıdır. M.Ö. 2. yüzyılda, Pergamon Kralı II. Attalos tarafından Atina halkına hediye edilmiştir. Bu yapı, hem bir toplantı yeri olarak hem de pazar yeri için korunak sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Yapının uzunluğu yaklaşık 120 metre, genişliği ise 20 metre kadardır ve iki katlıdır. Stoa, zamanla çeşitli hasarlar görmüş ve sonunda yıkılmıştır. 1950’lerde Amerikan Okulu tarafından aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmiştir. Bugün içerisinde küçük bir müze mevcuttur.
5- Monastiraki Meydanı ve Flea Market
Monastiraki Meydanı, Atina’nın en canlı meydanıdır. Adını, bölgedeki küçük bir manastırdan (Monastiraki, “küçük manastır” anlamına gelir) alır. Hemen meydana açılan sokaklardan birinde Flea Market dev gibi yazmaktadır. Bu sokağa girerseniz, hediyelik eşya dükkanlarının bulunduğu bir sokaktan geçeceksiniz. Bu sokağın ortasında bir yerdeki ufak meydanda bit pazarı kurulmaktadır ve akşama doğru kaldırılmaktadır. Aynı zamanda sokağın arka paralelinde Antik Agora, Attalos Stoa ve Hephaistos Tapınağı’nın girişi bulunmaktadır.
6- Kapnikarea ve Ermou Caddesi
Kapnikarea, Atina’nın Ermou caddesi üzerinde, tarihi bir kent merkezinin ortasında yer alan küçük ve şirin bir Bizans kilisesidir. 11. yüzyıla tarihlenen bu kilise, Atina’nın ortasında Bizans döneminden kalmış nadir yapıtlardan biri olup, özellikle mozaikleri ve mimari stili ile dikkat çeker. Şehrin modernleşmesiyle birlikte çevresinde yükselen alışveriş merkezleri ve mağazalar arasında yer alır. Burası aynı zamanda sokak müzisyenlerinin de uğrak noktasıdır.
7- Plaka ve Anafiotika Mahallesi
Anafiotika, Atina’nın Plaka bölgesinin eteklerinde, Akropolis’in kuzey yamacında yer alan benzersiz bir mahalledir. 19. yüzyılın başlarında, Kiklad Adaları‘ndan (özellikle Anafi Adası’ndan) gelen inşaat işçileri tarafından kurulmuştur. Bu işçiler, Atina’daki sarayın inşası gibi önemli projelerde çalışmak üzere başkente taşınmışlardı ve kendilerine Kiklad Adaları’nın mimari stilini hatırlatan evler inşa etmişlerdir.
Anafiotika’nın dar sokakları ve beyaz badanalı, mavi kapılı küçük evleri, ziyaretçilere Yunan adalarının atmosferini yaşatır. Plaka bölgesi ise tavernaları ile ünlüdür. Bu bölgede kalacaksanız eğer gürültüden rahatsız olabileceğinizi unutmayın!
8- Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi
Müzenin bulunduğu lokasyon biraz daha şehir dışındadır ama merkezden 20 dakikada yürünebilir. Müzenin giriş ücreti mart ayı sonuna kadar 6€‘dur ve 2-3 saat ayırmanız gereklidir.
Bina iki katlıdır. Üst katta tek bir oda vardır ve Girit Minoan Uygarlığının eserleri sergilenmektedir. İlk katta üç farklı koridor vardır. Ne yazık ki düzgün bir harita olmadığı gibi bazı salonlarda anlamsızca kapatılmıştır. Ancak her salonun girişinde oradaki en önemli eser belirtilmiş.
Kesinlikle ama kesinlikle görmeniz gereken eserler:
- Miken altın maskeleri
- Athena Heykeli
- Poseidon (Zeus?) heykeli (kopyası Korinth sahilde var)
- Bronz atlı çocuk heykeli
- Terlik sallayan Afrodit heykeli
- Afrodit Heykeli
- Asklepios Heykeli
9- Atina Akademisi
Atina’daki Akademi Binası, genellikle Atina Üniversitesi’nin ana binasıdır. Bu bina, Yunanistan’ın modern kurucusu ve ilk kralı olan Kral Otto döneminde inşa edilmiş olup, ülkenin eğitim ve akademik yaşamında önemli bir rol oynamıştır.
Binanın önünde Sokrates ve Platon heykelleri vardır ve iki yanında uzun kolonların üstünde Athena ve Apollon heykelleri yer alır. Kesinlikle geçerken uğranması gereken noktalardan biridir!
Ek bilgi: “Akademi”, Platon’un kurduğu antik felsefe okuludur ve çağdaş dönemde de çeşitli akademik ve eğitim kurumları için kullanılır.
10- Syntagma Meydanı ve Atina Ulusal Bahçesi
Syntagma, Yunanca “Anayasa” anlamına gelir ve meydanın adı, 3 Eylül 1843’te burada yaşanan önemli bir olaydan gelir. O gün, halk ve askeri güçler Atina’daki Kraliyet Sarayı‘na (şimdiki Parlamento Binası) yürüyüş yaparak Kral Otto‘dan bir anayasa talep etmişler ve bu talep, meydanın adını da belirleyen 1844 Anayasası’nın ilanıyla sonuçlanmıştır.
Yunan Parlamentosu’nun ön cephesine bakan meydan, birçok hükümet karşıtı gösteriye, kutlamaya ve diğer önemli kamu etkinliklerine ev sahipliği yapmıştır. Meydan, aynı zamanda birçok önemli tarihi olaya tanıklık etmiş ve Yunanistan’ın demokratik yaşamının bir sembolü haline gelmiştir.
Parlamento Binasının önünde bulunan Meçhul Asker Anıtı, İkinci Dünya Savaşı ve diğer çatışmalarda hayatını kaybeden Yunan askerlerinin anısına yapılmıştır ve sürekli nöbet tutan Evzonlar (geleneksel kıyafetli askerler) ile bilinir. Saat başı burada asker nöbet değişim töreni yapılır ve turistlerin yoğun ilgisi altında izlenir. Meydanda müzik yapan sanatçıları dinleyerek biraz keyif yapmanızı öneririm.
Hemen Parlamento Binasının arkasında Ulusal Bahçe bulunmaktadır. Kraliçe Amalia‘nın emriyle 1838 ve 1840 yılları arasında düzenlenmiştir. Burada 10-15 dakikalık bir yürüyüşe çıkabilirsiniz.
Yakınındaki zaman varsa uğranabilecek yerler:
- National Gallery – Alexandros Soutsos Museum
- Byzantine and Christian Museum
- Benaki Müzesi
- Lyceum
BONUSLAR
- Hadrian Kütüphanesi (Roma İmparatoru Hadrianus tarafından 132 yılında Atina’da kurulan ve antik çağın en önemli kültürel merkezlerinden biri olan büyük bir kütüphane ve eğitim kompleksidir. Burayı dışarıdan da gözlemleyebilirsiniz)
- Keramikos (Antik Atina’nın önemli bir mezarlık alanı ve eski bir semtidir, giriş ücreti 3€)
- Rüzgar Kulesi (Roma döneminden kalma sekizgen yapı Rüzgar Kulesi, Atina’da antik zaman ölçümünün ve meteorolojinin bir simgesidir.Burayı dışarıdan da gözlemleyebilirsiniz)
- Zeus Tapınağı ve Hadrian Kapısı (M.Ö. 6. yüzyılda Zeus’a adanmış eski bir açık hava kutsal alanının bulunduğu yerde inşa edilen geniş tapınak)
- Panathenaic Stadium (Bir zamanlar Panathenaic oyunları için kullanılan stadyum olduğu gibi modern Olimpiyat Oyunları’nın 1896’da yeniden başlatıldığı yerdir.)
- National Gallery – Alexandros Soutsos Museum (Yunanistan’ın en büyük sanat müzesidir)
- Byzantine and Christian Museum (Bizans ve Hristiyan sanat eserleri sergilenir)
- Benaki Müzesi (Bir sanat koleksiyoncusunun eski aile konağında tarih öncesinden günümüze Yunan kültürüne dair sergiler yer almaktadır.)
- Lyceum (Aristoteles tarafından kurulan ve antik dönemin önemli felsefe okullarından biridir ve lise sözcüğünün geldiği yerdir)
- Nümizmatik Müzesi (Yunan ve dünya tarihi boyunca kullanılan geniş bir para koleksiyonunu barındırır)
- Thissio Visitor Center (Gökyüzü gözlemevidir. Haftanın birkaç günü akşam saatinde açıktır ve turlu rehberlerle gezilir – ben gidemedim ama yorumları çok iyi)
- Lycabettus Hill (Atina’nın en yüksek noktasıdır. Panoraması harikadır. Kendiniz tırmanabileceğiniz gibi teleferik de mevcuttur)
Atina Çevresinde Ziyaret Edilmesi Gereken Yerler
Aşağıda sıralayacağım yerlere araba ya da motor kiralayarak gidebileceğiniz gibi, günlük turlar da düzenlenmektedir.
1- Sounion Poseidon Tapınağı
- Müzenin önünde küçük bir park alanı var ücretsiz.
- Giriş ücreti 5€’dur.
- 20-30 dakikanızı ayırmak yeterli olacaktır.
- Günbatımına kadar açıktır.
Sounion’daki Poseidon Tapınağı, antik Yunan tanrısı Poseidon’a adanmış ve Atina’nın güneyindeki pitoresk Sounion Burnu’nda yer alır. Denize nazır muhteşem konumuyla dikkat çeken bu tapınak, özellikle gün batımını izlemek için ziyaretçi ve turların akımına uğramaktadır. Atina’dan buraya günbatımı turları düzenlenmektedir.
2- Delfi Kehanet Merkezi
- Müzenin önünde ücretsiz park alanı bulunmaktadır.
- Giriş ücreti 6€’dur.
- Burada 3 yer bulunmaktadır: Delfi Antik Kenti, Müze ve Delphi Tholos.
- En az 2-3 saatinizi ayırmanız gerekiyor.
Delfi Antik Kenti antik çağda kehanet merkezi olarak çok önemliydi. Ziyaret etmeden önce okumalısınız:
- Delfi Bilicilik Merkezi ve Ünlü Danışanları
- Delfi Kehanet Merkezi Tarihi
- Antik Çağlarda Kehanet Yöntemleri
Apollon Tapınağı, Tiyatro, Atina Hazine binası görülmesi gereken önemli noktalardır. Ayrıca antik dünyanın merkezi olarak kabul edilmiş ve bunu gösteren omphalos taşı da burada bulunmaktadır. Yine İstanbul’da bulunan yılanlı sütun, Konstantin tarafından buradan getirilmiştir ve sütunun en alt kısmı hala kentte görülebilmektedir.
Müzede antik kente ait heykeller yer alıyor. Küçük bir müze, gezmesi 30-45 dakika sürüyor. Dans eden kadın heykeli, frizler ve arabacı bronz heykeli var.
Dairesel bir tapınak olan Tholos tapınağı ise diğer önemli bir noktadır. Antik kentin içinde değil, yolun diğer tarafında yer almaktadır. Yürüyebilir veya arabayla yanına gidebilirsiniz. Sakın geçmeyin! Buranın ikonik yerlerinden biri! Atina’dan buraya günlük turlar düzenlenmektedir.
Buraya gelmişken uğranması gereken yerler:
- Arachova Kasabası (Arachova Hastag noktasından foto çekmeyi unutmayın)
- Livadya Krya Park (yürüyüş ve restoran)
3- Epidaurus Tiyatrosu ve Nafplion
- Önünde ücretsiz park yeri var.
- Giriş ücreti 6€.
- Kapanış saati kışın 17:00.
- Burada 3 yer bulunmaktadır: Müze, ören yeri ve tiyatro.
- 1-2 saat ayırmanızı tavsiye ederim.
Epidauros (Epidavros), Antik Yunanistan’da, bugünkü Peloponez yarımadasının Argolis bölgesinde yer alan tarihi bir şehirdir. M.Ö. 4. yüzyılda inşa edilmiştir. Mükemmel akustiği ile ünlü Antik Epidauros Tiyatrosu ile tanınır. Bu tiyatro, Antik Yunan dramalarının sahnelendiği, günümüzde hala kullanılan dünyanın en iyi korunmuş tiyatrolarından biridir. Epidauros aynı zamanda Asklepios‘a adanmış bir şifa merkezi olarak da önem taşır. Asklepios, Antik Yunan’da tıbbın ve şifanın tanrısıydı. Bu alan, dini ritüellerin, spor yarışmalarının ve tiyatro gösterilerinin yapıldığı kutsal bir yer olarak işlev görmüştür. Bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi‘nde yer almaktadır. Müzede bölgeden çıkan eserler sergilenmektedir ve maksimum 20-30 dakikanızı alır. Yine ören yeri çoğunlukla ayakta değildir ve 30-40 dakikanızı alır.
Nafplion, Yunanistan’ın Peloponez yarımadasında yer alan tarihi ve pitoresk bir sahil şehridir. Osmanlı İmparatorluğu’nun, Venedik Cumhuriyeti’nin ve daha sonra Yunanistan’ın çeşitli dönemlerinde hakimiyeti altında kalan bu şehir, Yunan Bağımsızlık Savaşı’nın ardından 1829-1834 yılları arasında modern Yunanistan’ın ilk başkenti olmuştur. Kendine özgü mimarisi, dar ve labirent gibi sokakları, Venedik kalesi ve Bourtzi adasıyla deniz kalesi ile ünlüdür. Balıkçıları ve sahilleri ile güzel bir şehirdir.
Atina’dan Epiadaros ve Nafplion’a turlar düzenlenmektedir.
4- Miken Antik Kenti
- Ücretsiz park alanı bulunmaktadır.
- Giriş ücreti 6€’dur.
- Burada 3 yer bulunmaktadır: Müze, ören yeri ve Atreus Hazinesi.
- 1-2 saatinizi ayırmanız gerekiyor.
Miken Antik Kenti, Yunanistan’ın Peloponez Yarımadası’nda bulunan ve M.Ö. 1600 ila 1100 yılları arasında en parlak dönemini yaşamış olan eski bir uygarlığın kalıntılarını barındıran bir arkeolojik sitedir. Miken Uygarlığı, Bronz Çağı’nın en güçlü merkezlerinden biriydi ve Homeros‘un destanlarında sıkça bahsedilen kahramanlar ve olaylarla ilişkilendirilir. Miken, özellikle “Aslan Kapısı” ve kral mezarları gibi dikkat çekici mimari yapıları, zengin kraliyet mezar hazineleri ve ileri derecede gelişmiş saray kompleksi ile tanınır. Kiklop duvarları ile ünlüdür. Miken Antik Kenti’ni çevreleyen ve devasa taş blokların insanüstü varlıklar olan Kikloplar tarafından yerleştirildiğine inanılır.
Bu antik şehir, Avrupa’da bilinen ilk ileri medeniyetlerden birinin merkezi olup, daha sonraki Yunan kültürü ve mitolojisi üzerinde derin etkiler bırakmıştır.
Müze küçüktür ve Miken uygarlığını anlatmaktadır. Sergilenen figürinler oldukça ilginçtir. Atreus Hazinesi arabayla 2 dakika uzaklıkta ve sadece bir anıt mezar vardır.
Bilinmesi gerekenler ise Truva Savaşında Akhaların önderi Agamemnon’un kenti olmasıdır.
Çevrede yapılabilecek şeyler:
- Nemea Antik Kentini ziyaret
- Nemea Şarapevlerini ziyaret
5- Olympia Antik Kenti
- Ücretsiz park yeri vardır.
- Burada 3 yer bulunmaktadır: Arkeoloji Müzesi, Antik Olimpiyat Oyunları Müzesi ve Ören yeri
- Müze 15:30’da kapanıyor ve yetkililer ziyaretçileri 15:15’te dışarı çıkarmaya başlıyor.
- Her şeyi görmek için en az 3 saat harcamanız gerekiyor!
- Giriş ücreti 6 €’dur.
Olympia Antik Kenti, Yunanistan’ın Peloponez yarımadasında yer alır ve Antik Olimpiyat Oyunları’nın doğduğu yer olarak bilinir. M.Ö. 776’dan itibaren her dört yılda bir düzenlenen bu oyunlar, barış ve sporun birlikteliğini simgeleyerek antik dünya için büyük bir önem taşımıştır. Olympia, aynı zamanda Zeus için inşa edilen ve içinde dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen devasa bir Zeus heykelini barındıran büyük bir tapınağa ev sahipliği yapar.
Ayrıca buradaki Zeus Tapınağı’nda bulunan Zeus Heykeli bir Antik Dünya’nın 7 Harikasından biridir. Ancak günümüze ulaşamamıştır. Arkeoloji Müzesinde Tapınağın alınlıkları sergilenir. Bu kadar ayakta kalmış bir alınlık frizi görmek nadirdir. Nike heykeli ise müzede bulunan başka ikonik eserlerden biridir.
Ayrıca okumanızı öneririm: Antik Olimpiyat Oyunları: 27 Tarihi Gerçek ve Antik Dünyanın Yedi Harikasına Ne Oldu?
6- Korinth Kanalı
Korinth Kanalı, Yunanistan’ı Peloponez Yarımadası’ndan ayıran ve Ege Denizi’ni İyon Denizi’ne bağlayan önemli bir su yoludur. Yaklaşık 6.4 kilometre uzunluğunda ve 21.4 metre genişliğinde olan bu kanal, deniz seviyesindedir ve gemilerin Peloponez’in etrafında büyük bir dolaşım yapmadan iki deniz arasında geçiş yapabilmesini sağlar. 1893 yılında tamamlanmış olan Korinth Kanalı, darlığı ve sığlığı nedeniyle büyük gemiler için uygun olmamakla birlikte, küçük gemilerin ve turistik teknelerin kullanımına açıktır. Kanalın inşası, antik çağlardan beri düşünülmüş ancak teknik ve finansal zorluklar nedeniyle ancak 19. yüzyılın sonlarında gerçekleştirilebilmiştir. Kanalın keskin kenarları ve dik yamaçları, mühendislik açısından dikkat çekici bir yapı oluşturur ve ziyaretçilere etkileyici manzaralar sunar. Kanal Macar mühendislerin işbirliği ile yapıldığından bir anıt dikilmiştir. Önünde park alanları vardır.
Bölgede ziyaret edilecek yerler:
- Akrokorinth
- Ancient Korinth
- Korinth Kanalında bungee jumping
Ayrıca Korinth Antik Kentinin efsanevi kralı Sisifos’u tanırsanız daha çok zevk alabilirsiniz. Bakınız: Sisifos Kimdir: Ölümü Kandıran Adam
