İyon Tragedyası ya da İon Tragedyası, Euripides tarafından MÖ 414-412 yılları arasında yazıldığı düşünülen antik bir Yunan oyunudur.
Apollon’un tapınağında genç ve istekli bir hizmetçi olan yetim İyon’un istemeden de olsa soyunu keşfetmesini konu alır. Oyun aynı zamanda annesi Kreusa’nın, bir tanrının ellerinde korkunç bir istismara maruz kaldıktan sonra kaderini çizmeye çalışmasının hikayesidir. Euripides’in bu miti yeniden anlatması Yunan trajedileri arasında radikal bir adımdır: Klasik Atina’nın diğer oyunlarında bireyler genellikle Kader’in ya da tanrıların başlarına gelmesine neden olduğu felaketlere karşı çıkarken, İyon tragedyası, hem Kreusa hem de İyon aslında tanrıların insanların kaderlerini yönetmeye hakkı olup olmadığını konu alır.
Karakterler
- Hermes – Tanrıların habercisi
- İyon – Kreusa ve Apollon’un oğlu, Delfi Tapınak Görevlisi
- Koro – Kreusa’nın hizmetçileri
- Kreusa – Atina Kraliçesi
- Ksuthos – Akhaia ve Atina Kralı
- Yaşlı Adam – Kreusa’nın sadık hizmetkarı
- Köle
- Pythia – Apollon rahibesi
- Athena – Tanrıça
İyon Tragedyası Özet
Delfi‘deki Apollon Tapınağı önünde güneş doğmadan hemen önce sahne açılır. Hermes sahneye girer. Tanrıların evini sırtında taşıyan Atlas‘ın kızı Maia ve Zeus‘tan doğduğunu, haberci tanrı olduğunu söyler. Dünyanın merkezi olan Delfi’de, Apollon kehanet dağıtmaktadır. Apollon, Athena’nın kenti Atina’da, kral Erektheseus‘un kızı Kreusa‘ya, Akropolün kuzeyindeki Makrai dedikleri uçurumun aşağısında sahip olmuştur. Apollon’un isteği ile, Kreusa hamileliğini babasından gizlemeyi başarmıştır. Kreusa, çocuğu gizlice sarayda doğurup, tanrı ile beraber olduğu yere, sazdan bir beşik içinde bebeğini ölüme terk etmiştir. Athena, bir zamanlar Atina’daki Aglauros‘un kızlarına topraktan doğan bebek Erekhthonios‘u bıraktığında, bebeği koruması için iki yılan koymuştur. Kreusa, tanrıça gibi, bebeğinin yanına ne kadar değerli eşyası varsa bırakmıştır. Apollon, Hermes’i bebeği alıp Delfi’ye götürmekle görevlendirmiştir. Hermes, denileni yapmıştır. Güneş doğarken tapınağa gelen kahin bebeği bulmuştur. İlk önce, bebeğin terk edilmesine şaşırmış ve onu kutsal alanın dışına bırakacaktır. Ancak, bebeğe acır ve alıp onu tapınakta büyütür. Böylece, çocuk soyunu bilmeden tapınakta büyür. Ona güvenen Delfililer, onu tapınapın zenginliklerini korumakla görevlendirir. Annesi Kreusa, bu esnada Ksuthos ile evlenmiştir. Çünkü Euboia ile Khalkisliler arasında bir savaş patlamış ve Akhaialı olan Ksuthos, Atina’ya yardıma gelmiştir. Böylece Zeus oğlu Aiolos’tan doğma Ksuthos, Kreusa ile evlenme hakkını kazanmıştır. Lakin bu zamana kadar çocukları olmamıştır. Sebebini danışmak için Apollon Tapınağı‘na gelmeye karar vermişlerdir. Bu esnada, Apollon, İyon’u, Ksuthos’un oğlu olarak tanıtacaktır ve İyon, Yunanistan’da birçok şehir kurarak ünlenecektir. Hem de Apollon, yaptıklarını bir sır olarak tutacaktır. Hermes, olanı biteni izlemek için gelmiştir.
İyon, defne yaprakların tacı ile sahneye çıkar. Güneşin doğduğunu ve Delfili kahinin kehanet dağıtmaya başladığını haber verir. İnsanlara Kastalia Nehrinde yıkanmalarını ve ağızlarına kötü söz almamalarını tembihler. Şimdi, tapınağın kapılarını kutsal defne yaprakları ile donatacaktır. Sunuları kirleten kuşları kovalayacaktır. Anası babası olmadığında ve burada büyüdüğünden, tapınağa saygısı çoktur. Göreviyle iftihar eder. Böylece, gelen kuşları kovalamaya başlar.
Sahneye Koro yani Kreusa’nın hizmetçileri girir. Koro, heyecanla friz süslemelerini anlatmaya koyulur. Herkül’ün görevleri ve ünlü Gigantlar savaşı konu alınmıştır. Koro başı, İyon’a Tapınağın dünyanın merkezi olup olmadığını sorar. İyon da doğrular. İyon, tapınağın önünde yiyecek sundularsa, Apollon’a istediklerini sorabileceklerini belirtir. Lakin, bir koyun kurban etmeden tapınağa girmeleri yasaktır. Nereden geldiklerini sorunca, Atina’dan geldiklerini söyler koro.
Kreusa sahneye girer. İyon kadının soylu olduğunu anlar. Ancak Apollon’un Tapınağını görür görmez, kadının yanaklarından yaşlar süzülmüştür. İyon pek şaşırır kadının tepkisine. Kreusa, merakını hoş görür ve eski bir anıyı hatırladığını söyler. Güçlüler kadınları ezerken, haklarını nerede arayacaklardır?
İyon, kadına nereden geldiğini sorar. Atina’dan geldiğini ve Erektheseus’un kızı olduğunu öğrenince, duyduğu söylentileri doğrulamak ister. Gerçekten de atası Erekhthonios topraktan mı doğmuştur? Gerçekten Aglauros‘un kızları beşiğe baktı diye tanrıça tarafından öldürülmüş müdür? Kreusa’nın babası gerçekten şehri kurtarmak için ablalarını kurban mı etmiştir? Kreusa, hepsini doğrular. Kendisi bir bebek olduğu için kurban edilmemiştir. Peki babası Erektheseus’u gerçekten yer mi yutmuştur? Poseidon’un öldürdüğünü söyler. Makrai diye bir yer olup olmadığını sorunca, Kreusa şaşırıp neden sorduğunu merak eder. İyon da Apollon’un yıldırım ve ateşlerinin orayı onurlandırdığını belirtir. Kreusa, onursuz bir yer olduğunu söyleyince, İyon şaşırır bu sefer. Kreusa konuyu kapatır. Bu sefer İyon eşini merak eder. Kreusa, Atina Euboia’ya saldırınca, Ksuthos’un yardıma geldiğini ve kendisinin de ödül olarak ona verildiğini anlatır. Şimdi Trophonios mağarasındadır. Apollon’a kehanet danışmaya gelmişlerdir. Hiç çocukları olmadığı için danışmaya gelmişlerdir. Bu sefer, Kreusa, İyon’un kim olduğunu sorgular. Anası babası olmadığını, Apollon Tapınağı’nda büyüyüp, burada yaşadığını öğrenir. Ziyaretçiler onu besleyip büyütmüştür. Ailesine dair bir yadigarı bile olmadığından, onları hiç aramamıştır.
Kreusa, buraya bir arkadaşının problemini danışmaya geldiğini söyler. Kadın, Apollon ile beraber olmuş ve gizlice doğurduğu bebeğini terk etmiştir. Ölüp ölmediğini bilmemektedir ve yaşasaydı İyon kadar olacağını belirtir. Kadının bir daha hiç çocuk sahip olmadığını ekler. İşte, çocuğun akıbetini öğrenmek istemektedir. İyon, tanrının kadına zalimlik yaptığını itiraf eder. Belki de çocuğu Apollon büyütmüştür.
Kreusa kendisine yardım etmesini ister ama İyon, tanrının ayıbını ortaya çıkarmanın yanlış olduğunu belirtir. Kreusa, tanrının kendisine yardım etmediğine yakınır. O esnada, kocasının geldiğini görür ve İyon’dan anlattılarını gizlemesini ister.
Kreusa, kocasına kahinin ne dediğini sorar. Adam, kahinin konuşmaya isteksiz olduğunu belirtir ama ne Kreusa’nın ne de Ksuthos’un, çocuksuz buradan ayrılmayacaklarını söylemiştir. Ksuthos, buradaki kahine danışmak için sahneden çıkar. Kreusa, tanrı önceki hatalarını telafi ederse, onu affedeceğini söyler ve sahneden çıkar.
İyon tanrılara öfkelenir. Kendi koydukları kurallara uymadıkları ve zevkleri uğruna kadınlara tecavüz ettikleri için. Sahneden çıkar.
Koro diğer tanrıları yardıma çağırır. Erektheseus’un soyu sürmelidir. Çocuk sahibi olmak çok önemlidir.
İyon sahneye girer ve Ksuthos’un kahinin yanından dönüp dönmediğini sorar. O esnada Ksuthos girer sahneye ve İyon’a oğlum diye hitap eder. İyon adamın aklını oynattığından şüphelenir. Adam heyecanla sarılmak ister ama İyon kaçmaya çalışır. Ksuthos, Apollon’un kahinene göre İyon’un babası olduğunu anlatır. Çünkü kahine göre tapınaktan çıkınca ilk karşılaşacağı kişi, hem kendi kanından hem de tanrının hediyesi olarak onun oğludur. O zaman annesi kimdir? Yanıtı bilen tek kişi Apollon’dur. Ksuthos evlenmeden önce bir hata yapıp, bir kadınla beraber olmuştur. İyon’un yaşı da uygundur. O zaman çocuk nasıl Delfi’ye gelmiştir? Ksuthos, Dionysos Festivali için Delfi’ye daha önce geldiğini ve sarhoşken bir kadınla beraber olduğunu anlatır. Demek ki, İyon’u buraya kadın bırakmıştır. Baba oğul birbirlerine sarılırlar.
İyon annesinin kim olduğunu merak eder. Ksuthos, köleliliği bırakıp Atina’ya gelmesini ister. Sahip olduğu her şey onun olacaktır. İyon, yerli Atinalıların rahatsız olacağından endişelenir. Çünkü babası Atinalı değildir ve annesinin kim olduğu belirsiz olmasına rağmen yabancı bir kadın olduğu kesindir. Bu yüzden, yönetime göz dikerse dışlanacaktır. Çocuksuz Kreusa, kendisinden nefret edecektir. Kral olmaktansa, burada huzurlu yaşamayı tercih eder. Çünkü Delfi’de mutludur.
Ksuthos, kabul etmez. Onun için kurbanlar verecek ve ziyafet düzenleyecektir. Atina’ya konuğu olarak götürecektir. Uygun zamanda karısını ikna edip, onu varisi yapacaktır. Duruma uygun olarak adını İyon olarak verir oğluna. Koroyu, Kreusa’ya gerçeği söylememeleri için tembihler. İyon’a da vedalaşıp hazırlanmasını söyler.
İyon kabul eder ama anasını bulmak ve onun Atinalı olması için dua eder. Sahneden çıkarlar.
Koro, kahinin yalancı olduğundan şüphelenir. Kraliçe Kreusa’ya gerçeği anlatmaya karar verirler. Çünkü, kocası bir alçaktır. İyon’un Atina’yı göremeden ölmesini dilerler.
Kreusa ve ailenin güvenilir bir hizmetçisi olan yaşlı adam sahneye girer. Birlikte kahine gideceklerdir. Ama koroyu görünce, kocasının ne haber aldığını sorar onlara. Koronun verdiği tepkilerden kötü bir haber olduğunu anlar. Koro, kadına çocuğunun olmayacağını haber verir. Kreusa ağlamaya başlar. Yaşlı adam, Ksuthos’un çocuk sahibi olup olamayacağını sorunca, koro hemen olan biteni anlatır. Yaşlı adama göre, Ksuthos gelip Kreusa’nın mirasına konmuştur. Çocuğu olmayınca, gizlice başka bir kadından çocuk sahibi olmuş ve gözden ırak büyüsün diye buraya göndermiştir. Sonra, Kreusa’yı zorla buraya getirerek, yaptıklarına Apollon’un kehaneti diye kılıf uydurmuştur kesin. Üstüne üstlük soysuz bir kadındır bu çocuk. Kreusa’nın rızasını alıp, soylu bir kadından çocuk yapabilecekken hem de. Baba oğul birleşip Kreusa’yı öldürmeden önce, Kreusa onları öldürmelidir! Ona yardım etmek için çocuğu öldürecek ve bağlılığını gösterecektir. Koro da yaşlı adama yardım edecektir.
Kreusa daha fazla dayanamaz ve sırrını açıklar. Çiçek toplarken, Apollon ona tecavüz etmiştir. Gizlice doğurduğu çocuğunu mağaraya terk etmiştir. Apollon şimdi, kocasına bir oğul bağışlarken, kendi oğullarını ölüme terk etmiştir. Tanrıya lanetler okur. Koro ve yaşlı adam şaşkına döner. Bu olayı başkasının bilip bilmediğini sorarlar ama Kreusa, tek başına doğurduğunu ve tek başına bebeği terk ettiğini belirtir. Yaşlı adam, olup biteni bir kenara bırakmasını söyler. Kocasını ve İyon’u öldürmelidir. Kreusa, kocasının bir zamanlar sadık olduğunu belirtir. Yaşlı adam buna karşılık, başına bela olmadan İyon’u öldürmesini öğütler.
Kreusa, Athena’nın Gigantlar savaşında bir gorgon öldürdüğünü ve derisini göğsünde taşıdığını anlatır. Erekhthonios doğduğunda ona, altın bir zincirle iki damla gorgon kanı vermiştir. Bunun biri zehirdir, diğeri her hastalığı iyileştirebilecek güce sahiptir. Bu zincir, babasına geçmiş, sonra da Kreusa’ya kalmıştır. Hep bileğinde taşımaktadır. İki zinciri de ayrı taşımaktadır. İşte çocuğu bu zehirli zincirle öldürmeye kararlıdır. Yaşlı adam, Atina’ya gitmeden bir an önce çocuğu öldürmesi gerektiğini söyler. Kreusa, adama zinciri verir. Tanrılara sunu yaparken, çocuğun kadehine zincirden zehri damlatmasını söyler. Yaşlı adam öneriyi kabul eder ve sahneden çıkarlar.
Koro, Kreusa için üzülür. Apollon’a öfkelenir.
Sahneye bir köle girer ve Kreusa’nın nerede olduğunu koroya sorar. Apollon evinin kanla kirletilmesini istemediğinden bir yolunu bulup planı duyurmuştur. Şimdi Delfili askerler onu ve korodaki kadınları, yakalayıp öldürmek için aramaktadır. Ksuthos ve İyon, kurban sunmaya gitmişler. Ksuthos, ayini yapmak için ayrılınca, oğlunu çadırı kurmakla görevlendirmiş. İyon, tapınaktan aldığı kutsal bir örtüyle çadırı kurmuş. Uzun uzun örtüdeki betimlemeleri anlatır köle. Sonra, Ksuthos ve Delfideki herkes ziyafete gelmiş. O sırada yaşlı bir adam gelip, gariplikle herkesi eğlendirmiş. Bir şarap tası uzatmış İyon’a. Ancak bir kahin, kapta ne olduğunu anlamış ve hemen önlemiş olacakları. Çadıra bir sürü güvercin girmiş aniden ve hepsi taslardaki şaraptan içmiş. İyon’un tasından içen güvercin ölmüş. İyon yaşlı adamı yakalayıp kimin yaptığını sorunca, adam Kreusa’nın planını itiraf etmiş. İyon böylece, herkesi toplamış ve oylama yapmış. Kutsal alanda cinayet işlemeye kalktığı için, Kreusa’nın yakalanıp taşlanmasına karar verilmiş. İşte bu yüzden, herkes kadını aramaktaymış.
Koro felaketi duyunca çok üzülür. Kaçmak ister ama nasıl kaçacağını bilemez. Kreusa’nın kaderine ağlarlar. Kreusa sahneye girer. Can havliyle evinden kaçmıştır. Koro, sunağa sığınmasını söyler. Kreusa sunağa sığır. İyon ve öfkeli kalabalık sahneye girer. Kreusa’ya kendisini öldürmek istediği için ve sunağa sığındığı için kızar. Yanındaki kalabalığı galeyana getirir. Kreusa ise Atina’ya Atina soyundan gelmeyenlerin hakim olmasına karşıdır.
O esnada, tapınak kahini Pythia sahneye girer. İyon, kadını annesi gibi sevmektedir. Pythia, Kreusa’yı öldürmemesini öğütler. Elinde eski bir beşik tutmaktadır. Onu bu beşiğin içinde bulduğunu anlatır. Bunu sır olarak saklamıştır ama şimdi tanrı açığa çıkarmasını istemiştir. Beşiği ve kundağı İyon’a uzatır. Böylece anasını bulabilecektir. Önce Delfi’den başlamasını sonra Yunanistan’ın diğer şehirlerine gitmesini öğütler. Ona oğlu gibi sarılır ve tapınağa döner.
İyon anasının bir köle kadın olmasından korkar. Yine de beşiğin üzerindeki yünleri çözer. Kreusa, beşik açığa çıkınca heyecandan titrer ve koşup, İyon’a sarılır. İyon, kadın sunaktan ayrıldığından yanındakilere yakalamaları için bağırır. Kadın, İyon’un oğlu olduğunu itiraf eder ama İyon inanmaz. Bu yüzden beşiğin içindekileri bakmadan bileceğini söyler ve içindeki kumaşın üzerine yapılmış nakışları tarif eder. İyon şaşkına döner. Athena’nın diktiği ilk zeytin ağacından yapılma bir çelenk de vardır içinde. İyon, çelengi çıkarır içinden.
Ana oğul birbirlerine sarılırlar mutluluktan. Ancak İyon, Ksuthos’un değil Apollon’un oğludur. Onu terk etmek zorunda olduğunu anlatır Kreusa. Ancak İyon, babasının Apollon olduğuna inanmaz. Neden Ksuthos’u babası olarak göstermiştir öyleyse? Kreusa, tanrının ona yeni bir baba bahşettiğini anlatır ama İyon ikna olmaz. Tapınağa gidip, tanrıya sormaya karar verir.
O esnada tapınak girişinde tanrıça Athena belirir. Buraya onu Apollon göndermiştir. Tecavüz yüzünden gelmeyi uygun bulmamıştır. Ksuthos’un öz oğlu değildir. Kreusa onu terk edince, Hermes, İyon’u buraya getirmiştir. İyon, Erektheseus’un soyundan geldiği için Atina tahtının varisi olmaya layıktır. Apollon gerçeği Atina’ya döndüklerinde açığa çıkarmayı planlamıştır ama birbirlerini öldürmeye çalıştıkları için yapamamıştır. Ksuthos’a gerçeği söylememelidirler. İyon’un dört oğlu olacak ve isimlerini yeni soylara vereceklerdir. Kreusa ve Ksuthos’un çocukları olacaktır. Doros, adını Dorlara verecek, Akhaios, Akhalılara verecektir. İyon ise, boğazların iki yakasında yaşayacak halka adını verecektir. Ksuthos’a gerçeği söylememelerini belirtir. Artık mutlu bir hayatları olacaktır.
Kreusa, artık Apollon’u affettiğini söyler. Böylece herkes sahneden ayrılır.